Bayramdan sonra

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

 

 

Bu sene iki bayram peş peşe geldi. Önce Kurban bayramını hemen ardından da Cumhuriyet bayramını  kutladık. Kurban bayramında oldukça sakindik ama Cumhuriyet bayramını epeyce vukuatlı geçirdik. Cumhuriyetin 89 yılını şiddetle kutladık.  Polis şiddeti  bölgesinde rol modeli olmaya heveslenen ülkemize yakışmadı. Ağır oldu. Şiddet kullanmakla suçladığı eski rejimin yerine yenisini koymayı vaad eden yönetimin günlük şiddeti eskiye rahmet okutacak düzeye taşıması da  tuhaf oldu doğrusu.  Bayram havası örselendi.
Cumhuriyet bayramı alışılmışın dışında bir telaş ve öfkeyle geçti. Kurban bayramı ise alışılmış kurban bayramı kalıbına uygun olarak geçirildi sayılır.  Son yıllarda moda olduğu gibi bayramda herkes bulunduğu mekanı terk etti. Parası olan yurt dışına kaçtı. Parası olmayan da memleketine gitti. Havaalanları, tren istasyonları, otogarlar, yollar,  otoyollar  doldu taştı. Tabii trafik terörü de hemen bayramlaşmaya geldi. Yollara yine epey vatandaşımızı kurban ettik.
Alışılmış miktarda hayvan alışılmış tür ve şekilde kurban edildi. Yeni usullerle kesim bu bayramda uygulama alanını biraz daha genişletmiş gibi göründü. Ama eski usul ve alışkanlıklar tahtlarını terk etmedi. Bağda, bahçede yol kenarında mahalle arasında hayvan kesildi.  Ortalık kan gölüne döndü. Bu işte usta olmayan kasapların elinde hayvanlar heder oldu. İşini beceremeyip heder olan kasaplar da vardı. Kurbanlar kaçtı, ahali kovaladı.  Bu bayramda çukura girip saklananla büsbütün kayıplara karışan "akıllı kurbanlar" da oldu. 
Kurban bayramının bir yanı dini ritüellerle yaşanırken  bir tarafı da gurme tapınmaları şeklinde geçer. Bu sene de yazılı ve görsel basın  çayırda bayırda dini vecibeleri yerine getirenlerin görüntülerinin yanı sıra  muhtelif et pişirme tarifleri veren yazılarla süslendi.  Yazılı basın asli görevini yerine getirip, kurban etinden yapılacak yemeklerin tarifleri  ile  bu tür yemeklerin neden yenilmemesi gerektiğini anlatan tıbbi yazılara aynı sayfalarda yer verdi. 
                                                      *                   *                    *
Bayramda ekonomi yazarları biraz işsiz kaldı. Uzun bayram tatilinde piyasalar kapalıydı. Dolayısıyla ekonomi haberleri az, haber akışı da yavaş oldu. Tabii dünyanın İslam nüfusu oldukça fazla olduğu için dini bayramın olay-haber akışını yavaşlatması dünyada da hissedildi. İslam coğrafyası dışında  kalan piyasalar da bayram günlerini sakin geçirdi. Bayramın sonuna rastgelen ABD kasırgası da olmasa olay-haber akışındaki bayram rehaveti bayram sonrasına da taşınacaktı. 

İçeride hemen bayram öncesi gelen haberler adeta bayram şekeri gibi oldu. Açıklanan sanayi üretim verileri sanayinin biraz hızlandığı izlenimi verdi. Bu iyi bir haberdi. Ardından gelen kapasite kullanımı verileri de bu yönde bir  işaret olarak okundu. Reel sektör güven endeksindeki toparlanma da yılın son üç ayının görece daha iyi geçeceği şeklindeki değerlendirmelere destek verdi. Araya bayram günleri girmeseydi bu işaretler gaz-fren tartışmasına iyi malzeme olurdu.
Aynı günlerde Merkez Bankası yılın son enflasyon raporunu açıkladı. Raporun önemli yanı  TCMB'nin yıl sonu  enflasyon tahmininin bir kez daha değiştirmesiydi. Merkez Bankası daha önce yüzde 6.2 olarak revize ettiği 2012 enflasyon hedefini bu kez yüzde 7.4 e yükseltti. Bana kalırsa bu gerçekçi bir revizyon oldu ve Merkez Bankasının enflasyon tahmini  ile bayram öncesinde açıklanan Orta Vadeli Program'ın enflasyon hedefini uyumlu hale getirdi.
İleriye dönük risklere ilişkin değerlendirmeler enflasyon raporunun bir başka ilginç yanı. Örneğin, bu bağlamda, TCMB'nin gelişmiş ülkelerde uygulanan büyüme dostu genişlemeci para politikalarını Türkiye'deki  enflasyon açısından önemli bir risk olarak değerlendirdiğini öğrendik.  Merkez Bankasının olası kısa vadeli fon girişlerinin de enflasyon açısından bize risk getireceğini düşündüğü anlaşılıyor. Her zamanki gibi işlenmemiş gıda ve emtia fiyatlarındaki olası yükselmelerin bize enflasyon olarak yansıyacağı uyarısı da var raporda.
Bayramları bitişiyle birlikte yılın son iki ayına girmiş olacağız. 2012 yılının bitişindeki ivmelerin ve sonraki yıla devredilecek 'eğilim mirası'nın şekillenmesi açısından bu iki ay önemli. Umarım siyaseten sakinleşir ve bu yılı asgari hasarla kapatırız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018