“Bin kamyonu, 1 trene tercih etmek” de sebeptir…
Yük taşımacılığı:
Üretimi, verimliliği, rekabet edebilirliği, kârlılığı etkileyen maliyetlerden en önemlisi…
Karayolu yatırımı:
Son yıllarda öncelik verilen yatırımların birincisi…
* * *
Ankara’nın Kazan ilçesinden, her gün, 2 binin üzerinde kamyon çıkış yapıyor…
Sadece 1 şirketin, 500’ün üzerinde kamyon ile yük taşıdığı biliniyor…
* * *
Demiryolu yatırımı yapılmadığı;
Özel sektöre de “demiryolu yatırımı” için izin verilmediği için…
2 trenle yapılabilecek taşıma, 2 bin kamyon ile yapılıyor…
* * *
Sonra…
Trafik yoğunluğu dikkate alınıyor…
Otoyol/karayolu/tünel/köprü yapımı “zorunlu” hale geliyor…
* * *
Verimsizliği gösteren binlerce örnekten sadece biri bu…
* * *
Ve sadece bu örneğin getirisi:
Verimli araziler “karayoluna” gidiyor…
Petrol/kamyon/yedek parça/lastik gibi kalemler ile ithalat büyüyor…
Farklı alanlarda değerlendirilebilecek işgücü/zaman heba oluyor…
Farklı alanlarda değerlendirilebilecek sermaye israf oluyor…
* * *
Üretici rekabet avantajını yitiriyor…
Araştırmaya geliştirmeye kaynak ayıramıyor…
Yabancı rakiplerine göre geride kalıyor…
Bu yapı, çoğunluğu üretimden vazgeçiriyor...
* * *
(Öncelik yük taşımacılığında olmalıyken, insan taşımacılığına verildi…
Faiz, enflasyon ve “üretim ekosistemi” üçgeninde verilen öncelik gibi…)
VELHASIL…
Bu nedenlerin sonucunda:
İhtiyaç olan ürünlerin arzı azalıyor…
Talep dışarıdan karşılanıyor; döviz ihtiyacı ve dolayısıyla fiyatı artıyor…
Enflasyon artıyor…
Ekosistem daha da bozuluyor…
Ve sermaye azalıyor, fiyatı, yani “ekonomiler için çok çok kötü bir şey olan” faiz yükseliyor…