Bırakın güneş içeri girsin, çünkü bedava!

Volkan AKI
Volkan AKI İŞ'TEN SOHBETLER volkan.aki@dunya.com

Güneşten elektrik üreten sistemlere (fotovoltaik) deniyor. Form Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tunç Korun, "Fotovoltaik dünyada çok hızlı gelişen bir pazar ama Türkiye’de çok yavaş gelişiyor. Dünyada şu anda 150 bin megavat kurulu güçten bahsediyoruz. Türkiye’de bugün, 6’dan 50 megavata daha yeni gelebildik” diyor. 6 megavat son 10 yıldaki toplam güç. 2014 yılında 50 megavata ulaşılmış. Aslında hızlı bir artış sayılabilir. Korun, “2015’de 200-250 megavat yeni yatırım bekliyoruz. Bu Türkiye’yi 300-350’lere atabilir. Eğer bu trendde götürmeyi başarırsak Türkiye 1 gigavata 2018’lerde ulaşabilir. Tabii bu potansiyel, yapılacaklara bağlı” diyor. Form Şirketler Grubu ağırlıklı klima sektöründe ama bizim sohbetimizin ana odağını biraz güneş, güneş enerjisinden elektrik üretimi ve genel enerji sistemi oluşturdu. Grup şirketlerinden, FormSolar, fotovoltaik sistemlerin anahtar teslimi bazında tasarımı, kurulumu ve bakımı üzerine odaklanmış. 2007 yılından beri bu konuda faaliyet gösteriyor.

Almanya örneği ne gösteriyor

Herkes bu konuda Almanya örneğini gösteriyor, Almanya’nın bugün güneş enerjisinde kurulu gücü yaklaşık 40 bin megavat... Korun, “Bizim en kötü güneş alan yerimiz, Almanya’nın en iyi yerinden daha iyi.. Bu gösteriyor ki güneşin çokluğu ile ilgili değil konu, tamamen mantalite, kurgu, strateji gibi farklı faktörler” diyor.

Hemen soruyorum: “Yenilenebilir enerjide devlet rüzgarı öne aldı.. Güneşi biraz ihmal mi ediyor. Güneş enerjisi için oldukça fazla ithalat yapılması gerektiği yönünde bir kanı var, siz ne diyorsunuz?” 

“Türkiye’nin enerjisinin yüzde 50’si doğalgazdan. Doğalgaz santrallerinin hiçbiri imal edilmiyor, tamamını ithal ediyor. Türkiye doğalgazın da yüzde 100’ünü ithal ediyor. Bunun dışında petrol ile kömür ile elektrik üretiyor. Kömürü kullanırken, yüzde 20’si Rusya’dan gelen kömür, yeterli kalitede kömür yok santraller için. Kömür santrallerinin de tamamı ithal ediliyor. Kabaca üretilen elektrik enerjisinin yüzde 70’i tamamen ithal edilen cihazlar ve kaynaklardan elde ediliyor. Güneşten elektrik elde etmek güzel onunla ilgili ekipmanların birçoğunu ithal edeceğiz tamam fakat güneşi de mi ithal edeceğiz. Güneş bedava!" sözleriyle yanıtlıyor Korun. 

Önü açılıyor ama yavaş

Evet güneş bedava ve ekipmanların ömrü de 25 yıl... Üstelik tabii önce pazarın oluşması ve sonra üretimlerin yaygınlaşması gerekiyor. "Evet eskiye göre önünü açıldı biraz. Yine de yavaş ilerliyor” diyor Korun...
Çok talep var bu konuda aslında bu da ortada. Korun’dan aldığım bilgiler 600 megavat kurulu güç lisansı için açılan ihaleye, 9 bin megavat başvuru olmuş. Oysa, 600-700 megavatı zor bulunacağı düşünülüyormuş. Demek ki talebi tahlilde bir eksiklik var. Görünen istek ve talep var. Teknoloji var. Eee güneşte bedava... ! Ne kalıyor geriye: “Devlet yolu tam olarak açmıyor. Bunun ana nedeni, sanıyorum doğalgaz konusundaki anlaşmalar ve alım zorunlulukları. İkincisi nükleere yatırım yapma istekleri, uluslararası zorunluluklarda yenilenebilir enerjilere yatırım yapma zorunluluklarını Türkiye’nin barajlarla doldurması. Yani bir baskı hissetmemesi." Tunç Korun tabloyu böyle özetliyor. 

Aslında tersine gidiyoruz !

Dünyada yapılan yeni enerji yatırımlarına baktığımızda, hep ilk üç sırada yenilenebilir enerjiler çıkıyor. Hatta kömür ve nükleerde kapatmalardan dolayı, eksi yatırım gözüküyor. Tabii ki üretimde, hala nükleer ve petrolün ağırlığı var. Ama Çin’de bile bazı kömür santralleri devreden çıkarılıyor. Fotovoltaikte ilk öne çıkan ülkelerin Çin ve Japonya olması dikkat çekici. En çok teşvik getirenler de onlar. Tunç Korun, "Japonya’da Sharp, bu sistemlerin üretiminde Avrupa’ya ihracatı durdular çünkü kapasiteleri yetmiyor. Japonya’da tamamen iç pazara çalışıyorlar” diyor. Peki bizde verilen izinlere kısaca bir göz atalım: EPDK web sitesinden son güncel “inşa halindeki elektrik yatırım tesislerinin durumu” tablosuna bakarsak, yaklaşık 750 izin var. Bunlardan; 25.6 GW kısmı doğalgaz, kömür, petrol yakıtlı (çok büyük kısmı ithal enerji kaynaklı olacak), 13.6 GW kısmı hidrolik, 6.6 GW kısmı rüzgar ağırlıklı yenilenebilir. Tunç Korun tersine gittiğimizi düşünüyor. Siz ne dersiniz? 

Ekolojik ev yapmak zor

Dünyada kendi elektriğini, suyunu üreten evler var. Kimi ülkelerde biraz ütopik görülse bile bu ekolojik evler yayılıyor. Peki Türkiye’de yapılabilir mi? Elektrik üretme dışındakiler yapılabilir gibi görünüyor. Elektrik zor!  Tunç Korun, “Evinizin ya da binanızın çatısına diyelim sıcak su için güneş kolektörü yapmak istediniz. Ne yapmanız gerekiyor. Bir firmaya gidiyorsunuz geliyorlar yapıyorlar. Hiçbir sorun yok. Ama yanında, bir 1 kilovat da elektrik enerjisi üreteyim dediniz. Sayfalar dolusu bir dosya hazırlamanız gerekiyor. Sonra belediyeden, elektrik dairesinden, yapıyla ilgili ruhsatlar, elektrik çizimleri vermeniz gerekiyor. Bunun nedeni 500 kilovata kadar hepsi ticari prosedüre giriyor” sözleriyle özetliyor durumu. Şimdi burada da bir gelişme görünüyor aslında. 20 kilovata kadar olan üretimler, ev üretimi sayılacak. Umarım en kısa zamanda bu da yasallaşır.  

Form Şirketler Grubu’nun ana işi endüstriyel iklimlendirme sistemleri. Yani AVM’lerden ofislere ısıtma ve soğutma. Ağırlıklı verimli, ekolojik iklimlendirme, yeşil binalara da odaklanıyor. Yaklaşık 50 yıl önce taahhüt, proje, üretim ve ithalatla başlamışlar. Ama şimdi ağırlıklı ithalat var. Uluslararası bir markayla bölgesel düzeyde bir üretimi de hedefliyorlar. Tunç Korun, özellikle global ısınma ve konfor talebi nedeniyle klima taleplerinin düzenli artış gösterdiğini söylüyor. Türkiye ise ilk 3-4 pazar arasında yer alıyor. Korun, “Global ısınmanın en çok etkilediği ve büyüttüğü sektörlerden biri klima sektörü... Konforun da gelişmesiyle klima ihtiyacı doğuyor, ya da dünya ısındığı için klima kullanma ihtiyaçlarının boyutu da büyüyor. Klima sektörü dünyada hızlı ve sabit büyüyen sektörlerden biri.. Klimanın gazlarının sebep olduğu ozon problemi aerosollerin yaptığı ozan problemiyle aynı oranda. Yanardağların ve hayvanların çıkardığı gaz problemi de bunun 10 katı civarında. Üstelik gazlar konusunda çok bağlayıcı uluslararası standartlar var” diyor.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar