"Bundan sonra neler olabilir ?.."

Emre ALKİN
Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI emre.alkin@dunya.com

Dün sabah paylaştığım rapor ve canlı yayında yaptığım yorumlar epey ilgi çekmiş olacak ki, birçok telefon ve mesaj aldım. Söylediklerimi daha net anlatmaya karar verdim. İstanbul seçimlerinin ne gibi sonuçlar yaratabileceğine bir göz atalım. Daha doğrusu fikir üretelim.

Önce şunu belirteyim: 28-29 Haziran'da gerçekleşecek ve Türkiye için kritik önem taşıyan G-20 Zirvesi öncesinde Ankara'dan seçim sonucuna dair negatif bir açıklama gelmesini beklemiyorum. Çünkü OSAKA'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Trump'ın S-400 ve F-35 meselesi üzerine yapacağı önemli bir görüşme öncesinde, ABD Başkanı'nı Türkiye ile ilgili köşeye sıkıştıracak bir negatif gelişme istenmeyecektir. Zaten seçim sonrasında Cumhurbaşkanı'nın seçimin galibini kutlaması, kısa bir süre de olsa iç siyasette sükunet yaşanacağını gösteriyor.

Ancak Osaka'da işler arzu edildiği gibi gitse de gitmese de seçim sonuçlarıyla ilgili bahsin burada kalmayacağına inanıyorum. Uzun bir zamandır İstanbul'da sürekli galip gelen AK Parti'nin meseleyi bu sefer verilen oylar üzerinden değil, muhalefetin adayı üzerinden devam ettireceğini düşünüyorum. Seçim kampanyası içinde yaşanan bazı olaylarla alakalı yargı yolunun açılacağını öngörmek zor değil. Her iki senaryoda da iş buraya çıkıyor diyebilirim:

- Eğer Osaka'da Trump kapıları kaparsa, Ankara "bizden günah gitti" diyerek tamamen içine kapanabilir ve gücü koruma adına birçok girişimde bulunabilir.

- Tam tersine Osaka'da işler umulduğu gibi gider ve S-400 meselesini en az zararla atlatırsak, bu sefer Ankara güçlendiğini düşünecek ve uluslararası konjonktürün "yeşil ışık" yaktığını düşünerek, yeniden iç siyasette bir hamle başlatacaktır.

Yukarıda bahsettiğim gibi, seçim kampanyası esnasında olan bitenlerle ilgili bir yargılama olur ve kazanan adayın Belediye Başkanlığı yapmasına engel bir suçu işlediğine kanaat getirilirse, bana olmasa da bir çok kişi için ya sürpriz ya da şok gelişmeler yaşanacaktır. Elbette, bu gelişmeler Türkiye'nin dünyadaki imajını geliştirecek gelişmeler değil. Umarım bu söylediklerim gerçekleşmez. Ancak, ortada kimsenin görmezden gelemeyeceği bir gerçek var. Onu da açıklayayım.

"Değişimi görmezden gelemeyiz.."

Elbette ben bir ekonomistim ve bilim insanıyım. Dolayısıyla vazifem bazı senaryolara göre muhtemel ekonomik gelişmeleri senaryolamak olduğu için, önümüzdeki günlerde ne olursa olsun bir erken seçimin yaklaştığını söylemem gerekiyor. Çünkü bir önceki seçimden daha ciddi bir farkın ortaya çıkmış olması, seçmen görüşünde ve tutumunda büyük değişikliklerin olduğunu bizlere gösteriyor. Bu gerçek, görmezden gelinebilecek bir ayrıntı değil. Siyasette ciddi bir eksen kayması söz konusu. Bir adayın oyları bir önceki seçime göre bariz şekilde azalıyor, diğerininki ise bariz şekilde artıyorsa, burada tartışma götürmeyecek bir mesele vardır: Siyasette rüzgar farklı esmeye başladı. Tecrübeli siyasetçiler bu değişimi göz ardı etmeden, bu değişimin gereğini yaparlar.

Tüm bunların ışığında, yıl sonuna kadar hem ekonomik parametrelerdeki dalgalanmaların hem de iç ve dış siyasetteki hareketlenmelerin, döviz kurları ve faizlerde ciddi bir oynaklık yaratacağını öngörüyorum. Bu sebeple finans kurumlarının kredilerin vadelerinde oldukça ihtiyatlı davranacaklarını söylemek mümkün. Bu durum, ticarette de alacak vadelerinde ve tahsilat şartlarında radikal değişikliklerin yaşanması şeklinde yansıyacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar