Büyüme üzerine

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Dünya Bankası hafta içinde yayınladığı Küresel Ekonomik Görünüm Raporunda (Global Economic Prospects, June 2014) Ukrayna, Tayland,   Ortadoğu vb ülkelerde yaşanan politik krizler, Çin ekonomisindeki artan riskler ve ABD'deki hava koşullarından kaynaklanan üretim düşüşü nedeni ile küresel ekonomi büyüme rakamlarını %3.2'den, % 2.8'e çekti.  

Buna karşın banka gelişmiş ülkeler için daha olumlu bir tablo çizdi. Bankaya göre kamu harcama kesintilerinin etkisinin azalması, istihdamın yükselmesi (işsizliğin azalması), gecikmiş tüketimin gelişmiş ülkelerde baskın hale gelmesi, ABD ve Avrupa'da büyüme oranını yukarı çekecek. 
Dünya Bankası’na göre gelişmekte olan ülkelerde ise, yabancı sermaye girişine ve kredi genişlemesine dayanan büyüme politikaları 2014 yılında zorlanacak. Gelişmekte olan ekonomiler büyüme oranı değişmeyecek  yine %4.8 düzeyinde kalacak (Türkiye bu durumda hükümetin resmi hedef büyüme oranı olan %4’ü tuttursa bile, yine diğer ülkelerin altında kalacak). Bankaya göre özellikle Çin’in krediler üzerinde getirdiği kısıtlamalar “ödeyememe riskini” artırdığı gibi, altyapı yatırımlarını da azaltacak. Bu durum Çin’den başlayarak, gelişmekte olan ülkeleri bir borç krizine sürükleyebilir. 

Dünya Bankası, Küresel Ekonomik Görünüm Raporunda  Çin'in Doğu Asya ülkeleri üzerinde baskı oluşturabilecek ve emtia ihracatçılarına zarar verebilecek sert iniş ihtimaline karşı da uyardı. Bankaya göre, konut fiyatlarındaki düşüş ve artan konut stokları baş ağrıtacak.
Dünya Bankası'nın raporu, Türkiye’de yılın ilk çeyrek büyüme rakamının açıklandığından bir gün sonra geldi. TUİK ilk çeyrek büyüme oranını %4.3 olarak açıklarken, Dünya Bankası 2014 yılında Türkiye için büyüme oranı tahminini %3.5’dan, 2.4'e indirdi. Bu iki farklı veri büyüme oranına ilişkin ayrıntıları önemli hale getirdi. Şimdi gelin şeytanın avukatlığını yapalım, bu ayrıntılara bakalım. İşte avukatın dosyasındaki ayrıntılar: 

Türkiye’de büyümenin cari açık ile birlikte sağlandığını, artık sağır sultan biliyor. Cari açığın finasman kaynağı nedir diye baktığımız da ise, ilginç bir durum ortaya çıkıyor. Türkiye yılın ilk üç ayında (yani ilk çeyrekte) 11 milyar 460 milyar dolar cari açık verdi, bu açığın %57.9’u 6 milyar 635 milyon doları kaynağı belirsiz ve TCMB’nin hazırladığı Ödemeler Bilançosu’ndaki Net Hata Noksan kaleminde gösterilen döviz girişi ile karşılandı. Ortadoğu ateşinin alev olduğu bir dönemde şu soruyu sormamız gerekmez mi?: Bu değirmenin suyu nereden geliyor.

• TUİK tarafından açıklanan verilere göre %4.3’lük büyüme oranına en büyük katkı %2.71 ile net ihracattan geliyor. Gerçekten de ilk üç ay da ihracat %8.9 artarken, ithalat %2.2 azaldı, böylece dış ticaret açığı da %20.9 oranında düştü ve ihracatın, ithalatı karşılama oranı %63’ten, %70.1’e yükseldi. Peki bu ihracat artışında, üzerine çok konuşulan ve nedense bir türlü doyurucu yanıt verilmeyen altın ihracatının durumu nedir? TUİK dış ticaret verilerine göre 2013 yılının ilk üç ayında  2 milyar 282 milyon dolarlık altın ihracatı (daha resmi ifade ile 71 nolu fasıl) yapılırken, bu yıl altın ihracatı %53.4’lük artış ile 3 milyar 500 milyon dolara çıktı. Buna karşın altın ithalatı 2013 yılının ilk üç ayında 3 milyar 59 milyon dolar iken, bu yıl aynı dönemde altın ithalatı %63.8’lik düşüşle 1 milyar 107 milyon dolara geriledi. Altın üretim miktarı kendine yetmeyen Türkiye, altın ithal etmeden altın ihraç ediyor. Nasıl?

•Halkımızın son beş yıllık tüketimine, harcama gruplarına göre baktığımızda toplam gelirlerinin %2.2’si ile %3.2’sini kültür ve eğlenceye ayırdığını görmekteyiz. Ne oldu ise birden bire halkımız kültüre merak sardı ve 2014 yılı ilk çeyreğinde halkımızın bu kalemdeki harcaması %10 yükseldi. Az değil tüketim harcamalarındaki %3.2’lik artışın %0.50’si buradan geliyor. Kitap okuyanların sayısı, sinemaya gidenlerin sayısı mı arttı? Eğlenmek zaten yasak, ne oldu?
Şeytan ayrıntı da gizli.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019