Çanlar Çinliler için çalıyor

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

2007 krizi öncesi Çin’de uzun süre ortalama büyüme oranı yüzde 10-11 düzeylerinde seyretti. Krizle birlikte büyüme oranı düşmeye başladı ve son yıllarda büyüme oranı yüzde 7’lere takılmış durumda. Çin ekonomisi büyüme oranındaki bu kayba belki razı olacak fakat diğer makro göstergelerde de sorun var. Yatırımların GSYH'ye oranı yüzde 40’lara gerilerken, tüketimdeki artış oranı da yavaşlıyor. Bu iki harcama kalemi tekleyince Çin ekonomisini yönetenler uzun süredir devam ettirdikleri konut harcamalarını teşvik politikasına daha da yüklenmeye başladılar. Bankaların konut sektörüne yönelik kredi plasmanını artırmak için Çin Merkez Bankası sektöre yönelik fonlama yapmaya başladı.

İç talepteki bu sorunlara kriz sonrası bir de dış talep sorunu eklendi. Aslında dış talep sadece Çin’in sorunu değil, tüm dünyanın sorunu haline geldi. Çünkü dünya GSYH büyüme oranı/dış ticarette büyüme oranı katsayısı 2000 yılında yüzde 2,4 iken, 2013 yılında yüzde 1,7’ye kadar geriledi. Ülke ekonomilerinde GSYH’deki büyüme oranı düşünce doğal olarak ithalat talepleri de (visa versa) ihracat talepleri de düştü. 

Çin ekonomisi ihracat yönelimli ekonomisi ile sağladığı yüksek oranlı büyüme ile birçok ülkeye örnek gösterildi. Asya da, Japon ve Kore mucizesinden sonra bir de Çin mucizesi yaşadı. Ancak yüksek oranlı büyümedeki başarı aynı zamanda kendi içinde yeni sorunların türemesine de neden oldu. Kriz bir anlamda bunları su üzerine çıkardı.

Çin’in izlediği büyüme modeline artık “eski büyüme modeli” denmeye başladı. Çünkü ihracata yönelik büyüme modelinde iteleyici güç işçi ücretlerinin düşük düzeyde olması idi. Şimdi ücretler yükseliyor. Geçen yıl reel ücretler yüzde 15 dolayında yükseldi. Bu Asya ülkeleri arasında en yüksek ücret artışı oldu. Bazı sektörlerde (ayakkabı, elektronik başta olmak üzere) ücret düzeyleri Çin’i artık cazip olmaktan çıkardı. Çin bu süreçte toplam faktör verimliliğini artıracak politikalar üretemedi. Yani ekonomide yenilik yapamadı. Sanayi sektöründeki kopyalamaya dayalı büyümede tek başına yeterli olamaya başladı. Üstelik krizin etkisi ile Çin’den ithalat yapanlar sürekli olarak düşük fiyattan mal talep etmeye başladı.  Çin’de enflasyon oranı 2004’ün üçüncü çeyreği itibari ile yüzde 1,6’ya kadar geriledi.Üstelik Üretici fiyatlarındaki enflasyon TÜFE’den daha düşük düzeyde kaldı. Bu da kar oranlarını aşağıya çeken bir olgu oldu.

Ekonomi yaşayan bir organizma. Bu organizmayı canlı tutabilmek ve aynı enerjide çalışmasını sağlamak için sürekli yenilikler yapmanız gerekiyor. Aksi takdirde güç kaybediyor, yeni rakipler sizi bulunduğunuz pazardan sürüyor. Çin bunu yaşıyor. Örneğin Latin Amerika pazarında yerli üreticiler karşısında teklemeye başladı. Bununla ilgili IMF’in Finance and Development Dergisi’nde güzel bir yazı var. Yazının başlığı da oldukça çekici “Dargon İguanalar Arasında”.  İlginize.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019