Çevrimiçi unutulma hakkı: Google’ın Avrupa Birliği’nde unutması yeterli

Av. Umut KOLCUOĞLU
Av. Umut KOLCUOĞLU HUKUK NOTLARI ukolcuoglu@kolcuoglu.av.tr

Dijital dünyada unutulma hakkını daha önce bir yazımızda kısaca ele almıştık. Geçtiğimiz ay Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Google davasında verdiği önemli bir kararla konu yeniden gündeme geldi. Çevrimiçi unutulma hakkı, kısaca, bireyin dijital ortamda yer alan, üzerinden zaman geçmiş, üçüncü kişiler tarafından erişilmesini istemediği kişisel verilerinin silinmesini talep etme hakkı. Böylece birey, geçmişine ait kişisel verilerini kontrolü altına alarak kendi tercihleri doğrultusunda, bazı kişisel bilgilerinin internetten kaldırılmasını sağlıyor. Bilginin kalıcı olarak saklandığı günümüz internet dünyasında, dijital hafızanın ve Google başta olmak üzere arama motorları vasıtasıyla bu hafızaya erişim olanaklarının vardığı boyutları düşünürsek, internetin bizi kolayca unutuvermeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Önce Divan’ın 2014 yılındaki Google davasında verdiği kararı hatırlayalım: Google İspanya kararı olarak anılan, o zaman büyük yankı uyandıran bu karar, AB hukukunda unutulma hakkını ilk kez tanımlamıştı ve karardan sonra unutulma hakkı AB mevzuatında (AB Genel Veri Koruma Tüzüğü madde 17 ile) açıkça düzenlenmişti. İspanya Yüksek Mahkemesi, 16 yıl önce borçları sebebiyle gayrimenkulleri haczedilen ve ismini Google’da aratınca bu kişisel bilgisi arama sonuçlarının başlarında görünen bir İspanyol avukatın söz konusu bağlantıların silinmesi için yaptığı başvuru sonucunda ortaya çıkan uyuşmazlığı Divan’a taşımış ve Divan, Google İspanya kararında, verilerin yetersiz, ilgisiz veya aşırı/fazla olması, güncellenmemesi ya da gereğinden uzun süre tutulması halinde, Google gibi arama motorlarının ilgili bağlantıları arama sonuçlarından kaldırma yükümlülüğü olduğuna karar vermişti.

Bu kararla ilgili özellikle önemli olan iki husus; arama motorlarına getirilen bağlantıları kaldırma yükümlülüğünün, isim aramasıyla elde edilen sonuçlarla sınırlı olması ve bu yükümlülüğün, söz konusu kişisel bilgilerin ilgili internet sayfaları tarafından hukuka uygun şekilde yayınlanmış ve yayınlanmaya devam ediyor olmaları halinde dahi mevcut olmasıdır. Yani, ilgili bilgiler internet sitelerinde durmaya devam edebilir ancak Google’da isim ile aratılınca çıkamaz. Burada söz konusu olan, bilginin internetten tamamen kaldırılması değil, Google’ın listesinden, indeksinden çıkarılmasıdır (de-listing, de-indexing). Tabii, arama motoru indeksinde çıkmayan bir bilgiye kamunun ulaşımı çok büyük oranda engellenmiş olmaktadır.

Google İspanya kararından sonra Google, isim bazında sorgu sonuçlarının kaldırılması taleplerinin iletilebileceği bir başvuru sekmesi açtı. Google, alınan taleplere ve kaldırılan URL'lere ilişkin çeşitli bilgileri, şeffaflık raporu kapsamında düzenli olarak yayınlıyor: Mayıs 2014’ten bugüne dek 3.379.057 URL’nin listeden kaldırılması için toplam 854.395 talep alan Google, bu URL’lerin %45’ini kaldırmış. Ancak Google, bu bağlantıları AB kapsamındaki alan adları ile işletilen sürümlerinden kaldırıyor, diğer sürümlerinden ve küresel indeksinden ise kaldırmıyor.

Bağlantıların kaldırılması yükümlülüğünün coğrafi açıdan kapsamı yakın zamana dek net değildi. 95/46 sayılı AB Direktifi’nin 29 maddesine istinaden kurulmuş olan “Madde 29 Çalışma Grubu”, bağlantıların küresel olarak, yani Google’ın google.com dahil tüm alan adları ile işletilen sürümlerinden kaldırılması gerektiğini tavsiye etmişti. İspanyol Temyiz Mahkemesi’ne göre ise başka devletlerin yargı yetkisi alanına bu şekilde müdahale etmek uygun değildi. Önüne gelen bir uyuşmazlıkta Google’ın uyuşmazlık konusu bağlantıları tüm alan adı sürümlerinden kaldırmaması üzerine şirkete 100.000 Euro idari para cezası uygulayan Fransız Veri Koruma Kurulu ile Google arasındaki uyuşmazlığın Fransız Danıştay’ı tarafından Adalet Divanı’na taşınması üzerine, Divan, unutulma hakkıyla ilgili açıkta kalan bu temel konuyu ele almış oldu.

AB Adalet Divanı, geçen ay nihayet konuyu netleştirerek, unutulma hakkının yalnızca AB ülkelerinde geçerli olduğuna ve Google'ın (ve diğer arama motorlarının) bunu tüm dünyada uygulamak zorunda olmadığına, yani unutulma hakkı taleplerinin küresel Google indeksi dahil olmak üzere AB dışındaki Google sürümlerine uygulanması gerekmediğine karar verdi. Divan’ın temel gerekçeleri, AB üyesi olmayan birçok ülkenin unutulma hakkını tanımayabildiği veya bu hakka farklı yaklaşımları olabildiği, özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması ile bilgi alma hakkı arasındaki dengenin dünyanın çeşitli yerlerinde birbirinden ciddi ölçüde farklılaşabildiği.

Divan, Google’ın diğer sürümlerindeki ilgili bağlantılar açısından, küresel yasağa kapısını biraz açık bırakan ama aynı zamanda çok da suya sabuna dokunmayan, tabiri caizse “ortaya karışık” bir yorum yaparak, arama motorlarının, bir AB ülkesindeki internet kullanıcılarının kaldırılan bağlantılara arama motorunun AB dışındaki sürümleri üzerinden ulaşmasını etkili şekilde engelleyecek veya en azından ciddi şekilde zorlaştıracak tedbirler almakla yükümlü olduğuna hükmetti ve küresel de-listing’i şart koşmamakla birlikte yasaklamadığını özel olarak belirtti.

Yazının başında belirttiğimiz gibi, günümüzün dijital koşullarında “unutulmak” o kadar kolay değil; dolayısıyla bir kişisel bilginin arama motorlarınca küresel de-listing uygulanmaksızın etkin şekilde unutulabileceğini söylemek çok gerçekçi olmaz. Bununla birlikte, bir tarafta unutulma hakkına ağırlık veren AB hukuku, diğer tarafta ise ifade özgürlüğüne ağırlık veren Amerikan hukuku varken, AB Adalet Divanı’nın farklı yargı yetkilerine müdahale eden bir karar vermesi teknik ve stratejik açıdan uygun olmazdı.

 

 

 

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar