DTÖ Hakemi, karbon sınır vergisini bıraksın

Jeffrey FRANKEL
Jeffrey FRANKEL DTÖ Hakemi, karbon sınır vergisini bıraksın info@dunyaeko.com

Küresel sera gazı emisyonlarını azaltma çabaları, beleşçi sorununun üstesinden gelmeli ve karbon sınırı ayarlama önlemleri, oyun alanını eşitleme­nin en etkili yoludur. Ancak yalnızca yeniden canlanan bir Dünya Ticaret Örgütü, böyle bir mekanizmanın adil bir şe­kilde uygulanmasını sağlayabilir. Uluslararası düzenin kar­şı karşıya olduğu belki de en önemli görev, 2015 Paris An­laşması’nda müzakere edilenler gibi sera gazı emisyonla­rına ilişkin ulusal sınırların uygulanmasıdır. Karbon sınırı ayarlamalarında adil uygulama, yeniden canlandırılmış bir Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ile gerçekleşebilir.

Mevcutta çoğu ülke kendi standartlarını karşılayamadı

Karbondioksit emisyonlarını azaltmaya yönelik geçmiş­teki girişimler sınırlı sonuçlar vermişti. Çin ve diğer yük­selen ve gelişmekte olan ekonomiler, anlaşılır bir şekilde, sorunu yarattıkları için önce sanayileşmiş ülkelerin git­mesi gerektiğini savunarak, hızla artan emisyonlarını diz­ginlemeye direniyorlar. Avrupa Birliği, Emisyon Ticaret Sistemi aracılığıyla bu kıtadaki karbondioksit fiyatını ton başına yaklaşık 78 dolara yükselterek, bir miktar başarı el­de etti. ABD kısa süre önce, elektrikli araçları ve diğer yeşil teknolojileri büyük ölçüde sübvanse eden Enflasyon Dü­şürme Yasasını çıkardı fakat ülke hala bir karbon vergisin­den çekiniyor.

İyi niyetlere rağmen, bu küresel çabalar iklim değişikliği­ne pek bir darbe indirmedi. Müzakereciler, küresel ısınma­nın büyüklüğü için 1.5º veya 2º Celsius’luk bir küresel hedef belirleme konusunda pazarlık yaparak, zaman kaybetme­ye devam ediyor. Ancak mevcut ulusal emisyon politikaları her iki sonucu da elde etmek için çok gevşek. Çoğu ülke ken­di standartlarını bile karşılayamadı.

Yürütme mevcut değil. Ülkeler hedeflerini ıskaladıkla­rında, uluslararası toplum tarafından cezalandırılmaları bir yana çağrılmıyorlar. Karbon kaçağı ve küresel rekabet, sorunu büyük ölçüde şiddetlendiriyor. Eğer bir ülke kendi karbon yoğun yerel firmalarına düzenleyici maliyetler yük­lerse, üretim daha düşük maliyetli ülkelere kayma eğilimi gösterir.

Karbon sınırı ayarlama önlemleri, bu toplu eylem soru­nuna potansiyel bir çözüm sunuyor, çünkü kurallara uyan yerel firmaların altını oymakla tehdit eden daha ucuz, kar­bon yoğun ithalatın maliyetini artırıyor. Tarifeler, sektör­lerin emisyonlarını daha düşük düzenleme standartları ve uyum maliyetleri olan ülkelere taşımasını zorlaştırarak oyun alanını eşitler. Ayrıca hükümetleri ciddi taahhütlerde bulunan ülkeler kulübüne katılmaya ve ardından bunlara uymaya teşvik ederler.

Gelişmekte olan ülkelerin de yararına olacaktır

DTÖ’nün çevreye dayalı olarak yeniden canlandırılması, gelişmekte olan ülkelerin de yararına olacaktır. Vietnam ve diğer Asya ülkeleri, güneş panelleri ve diğer yenilenebilir enerji ekipmanı ithalatına karşı ABD ve AB ticaret engelle­rini hedefleyen davalar açabilir. Benzer şekilde, Enflasyon Düşürme Yasası›nın yönleri, ABD ticaret ortaklarına basit­çe misilleme yapmak yerine dava açmaları için sebep vere­bilir. Davacı ülkelerdeki üreticiler fayda sağlayacak ancak daha ucuz güneş panelleri, rüzgar türbinleri, piller ve elekt­rikli arabalardan kazanacak olan ABD›li alıcılar da fayda sağlayacak.

Sonuç olarak çevresel bir ticaret savaşı yerine, yeniden canlanan bir DTÖ, faydalı karbondioksit sınır vergileri için yeni normları teşvik edebilir ve yeşil mal ve hizmetlerde bir ticaret dalgası yaratabilir. DTÖ Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala, çevresel ekipman ticaretini serbestleştir­mek için süresi dolmuş müzakereleri yeniden canlandır­mak istiyor. Ortaya çıkan yeşil küreselleşme her ülkeye ve her şeyden önce gezegene fayda sağlayacaktır.