Dünya bizi hep kabul etti ama..!

Ender MERTER
Ender MERTER Dünya bizi hep kabul etti ama..! ender.merter@dunya.com

Tüm dünya insanları için nerdeyse son üç sene tam anlamıyla bir hayal kırıklığı oldu. 2020, koronavirüs salgınıyla karşıladı bizi. Evlerimize kapandık, sevdiklerimizi özledik, en özel anlarımızda yalnızlığın burukluğunu yaşadık. İnsanlar olarak biz dünyaya geldik geleli onu yorduk, yıprattık, kirlettik... Dünya bize bu süreçte hep eyvallah dedi, bağışladı. Taa ki bir yere kadar…

Eyvallah, ne güzel bir kelimedir aslında. Bazen kabulleniş, bazen yol veriş. Dünya bizi hep kabul etti ama biz karşılığında tüm efsunlarından daha çok istedik, onu daha çok tükettik. Çılgınlıklarımızın arasında bize ‘yeter’ dedi çünkü eyvallahı kalmadı. Peki bundan sonra ne olacak? Biz insanlar kabullenişine alıştığımız dünyada neleri farklı yapacağız? İşte bu sorulara doğru yanıtı verdiğimizde bizi bağışlayacak dünya. Belki de bir şeyleri farklı yapmaya teşvik edecek bizi. Bambaşka pencerelerden bakmayı, üretmeyi hatta sevmeyi öğretecek.

Eyvallah… Ne sihirli kelimedir aslında. Bazen boş veriş ama hep sonunda hep bir rahata eriş. Umarım dünya bize son kez eyvallah dememiştir, umarım bizler bu serzenişten dersimizi almışızdır.

640 milyon vaka, 6 milyon kayıp

Ne büyülü kelimedir eyvallah... Gelene, gidene, sevene, başlayana. Mart ayından bu yana dünya denilen durakta hepimiz bitene, doğana, ölene hep eyvallah dedik. Küresel bir problem haline gelen Covid-19 virüsü, 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edildi. Tüm dünyada durumun ciddiyetinin gün geçtikçe artmasıyla sosyal medya, haber portalları ve televizyon ekranlarında tek konuşulan şey malum Koronavirüs oldu. 640 milyonu aşan vaka sayısı ve 6 milyonu geçen kayıplar... Peki ‘Aman efendim paça çorba içerseniz size bir şey olmaz!’, ‘Koronavirüs nerede ben göremiyorum?!’, ‘Aslında ben geçen ay bu virüse yakalanmışım ama atlatmışım.’ gibi kirli bilgilerden ve komplo teorilerinden kendimizi nasıl koruyacağız? İşte bu noktada psikolojimizi olumsuz etkileyen faktörlere karşı belki de ‘eyvallah’ kelimesinin günü keşfettik.

Ne umut barındıran kelime şu eyvallah… Her şeye rağmen yeni yıla, yeni umutlarla yaklaşan biz insanlar derken bir parantez açmak istiyorum. Geçtiğimiz 21 Aralık’ ta “Satürn ve Jüpitern kavuşumu” olarak adlandırılan buluşma saatler 23.45’ i gösterdiğinde yaşandı. Jüpiter ve Satürn'ün bu yılki "büyük birleşmede" sıra dışı biçimde yakınlaşacakları; bunun, en son 16 Temmuz 1623 tarihinde yaşandığı söylendi uğur, bereket sağlık için dilekler tutuldu narlar patlatıldı. Bu dijital dönüşüme, bu yeni düzene çabuk uyum sağlamış gibiyiz. Kendimizden çok sevdiklerimizi düşündüğümüz, gülüşlerimizi maskelerimizin arkasına sakladığımız bu dönem bizlere de ders olsun, yeni bir umut olsun.

Deloitte’ nin son BİT verilerinde;

Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT) sektörü bir ekonomideki tüm endüstrileri etkileyen, verimliliği artırıcı ve kolaylaştırıcı bir rol oynayan yatay bir sektör. BİT, mevcut ve yeni gelişen teknoloji ve iş alanlarının inovasyonla gelişmesinin, verimlilik ve rekabetçiliğin artmasının önünü açıcı bir rol oynamaktadır.

BİT'in payının, yüzde 8 olması hedefleniyor

AB ülkelerinde değişik yıllarda yapılan saha araştırmalarının sonuçları, BİT’in ürün, hizmet ve süreç inovasyonlarında en önemli etken olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu rapor kapsamında yapılan çalışmalar, Türkiye’de BİT sektörünün 1 birim büyümesinin toplam ekonomiye 1,8 birimlik büyüme katkısında bulunacağını göstermektedir. Bu doğrultuda, 2023 yılında hedeflenen 2 trilyon dolarlık GSYİH içinde BİT payının hedeflenen yüzde 8 oranına ulaşması durumunda sektörün sadece toplam faktör verimliliği artışı yoluyla sağlayacağı katkının 71 milyar dolar düzeyinde olacağı tahmin edilmektedir.

Kıssadan hisse; Amerikalı girişimci, yazar ve motivasyon konuşmacısı olan Jim Rohn’nun (1930-2009) yoksulluktan zenginliğe uzanan hikayesinde geniş yer tutan işi, kişisel gelişim sektöründe başkalarının da kendisinin etkisinde kalmasında büyük bir rol oynamıştır.

“Dünyanın en zeki insanı da olsanız, bulunduğunuz ortam vasat ve vasatın altındaki kimselerden ibaret ise, düzeyinizi bile koruma imkanınız yoktur. "Hepimiz beraber en çok zaman geçirdiğimiz beş kişinin ortalamasıyız." diye az ve öz özetlemiş.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar