Dünyadaki değişimleri izlemek gerek

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ tandogan2007@gmail.com

 

 

Nerden nereye..
The Economist dergisinin haberine göre, gelecek ay North Carolina’da bir fabrikanın açılışı yapılacakmış. Her gün dünyanın değişik yerlerinde buna benzer bir sürü fabrika açılıyordur. Peki bu fabrikanın kayda değer özelliği ne? Kişisel bilgisayar üretecek olan bu fabrikanın sahibi bir Çin firması. Lenovo, 1984 yılında Çin Bilimler Akademisi’nde çalışan 11 mühendis tarafından kuruldu. Lenovo, 2005 yılında IBM’in kişisel bilgisayar işi Think-Pad’ı satın aldı. Şu anda kişisel bilgisayar alanında bazı ölçülere göre dünyanın en büyüğü. Örneğin, satışları ünlü Amerikan firması HP’nin önünde ve her geçen gün daha da büyüyor.
Yıllardır Amerikalılar Çin’de fabrika açıyordu.
Şimdi bir Çin firmasının Amerika’da fabrika açması ne anlama geliyor? Dünya’da neler değişiyor?
 
“Offshoring” den “onshoring” e
Lenovo bir Çin firması ve Amerika’da fabrika açıyor. Fakat imalatlarını A.B.D dışına taşımış bazı Amerikan firmaları da ülkeye geri dönmeye başlamış. Örneğin, gelişmiş sulama sistemi aygıtları yapan ET Water Systems isimli firma, üretimini 2005 yılında Çin’e taşımış. Ama umduğunu bulamamış. Oturup hesaplarını yeniden yapmışlar. İşçilik ücretleri, taşıma giderleri, gümrük vergileri ve görünmeyen başka giderleri göz önüne alınca, Çin’de imalat yapmanın Amerika’da yapmaya göre sadece %10’luk bir avantaj sağladığını görmüşler. Bu nedenle, imalatı Amerika’ya geri taşıma kararı almışlar. Lenovo’nun nedeni ise, Amerikan pazarındaki müşterilerine yakın olmak.
 
İngilizce literatürde bir işi olduğu gibi ülke dışına taşımaya “offshoring” deniyordu. Terminoloji konusunda bayağı kıvrak bir zekaya sahip Amerikalılar, tekrar yurda dönme hareketine de bir isim bulmuşlar; buna “onshoring” diyorlar.
 
Neden?
The Economist dergisinin “Outsourcing and Offshoring” isimli özel raporunda (January 19-January 25 2013) Tamzin Booth, Amerika’ya geri dönüşü 3 nedene bağlıyor. Birincisi, ücret avantajının gün geçtikçe kaybolması. Örneğin, geçen 10 yılda Çin ve Hindistan’da işçilik ücretleri yılda ortalama %10-20 artmış. North Carolina’daki işçilik ücreti, Çin’den ucuz değil. Ancak diğer giderleri de hesaba katınca aradaki fark azalmış durumda.
 
Üretim tesislerinin Amerika’ya geri dönüşünün ikinci nedeni, Amerikan firmalarının “offshore” konusunda biraz ileri gitmiş olmaları. Ama zaman içinde uzakta üretimin dezavantajlarını görmeye başlamışlar. Örneğin, bir firma Çin’e gidince, sürü mantığı ile diğer firmalar da takip etmiş. Bunun sonucunda işçilik ücretleri artmış. Evet, bir malı bir yerde ucuza imal edebiliyorlar. Ama bunu müşteriye ulaştırmanın da maliyeti olduğunu ve bu maliyetin de gün geçtikçe arttığını gözlemlemişler. En önemli dezavantaj da araştırma ve geliştirme konusunda olmuş. Üretimi  “gurbet”e yollarken, “araştırma ve geliştirme” işini “sıla”da tutmak araştırma ve geliştirme işine sekte vurmuş. Buna cevap olarak araştırma ve geliştirmeyi de üretimin yapıldığı dış ülkeye yollamak değerli entelektüel mülkiyetleri tehlikeye sokmuş.
 
Amerika’ya geri dönüşün üçüncü nedeni ise, “malı en ucuz yerde üretip dünyanın her yerine buradan yollamak” yönetim modeli değişmeye başlamış. Lenovo’nun yaptığı gibi, artık müşteriye yakın olmak modeli benimseniyor. Bu yönetim modeli daha verimli ve etkin oluyor.
 
Bir yorum
Dünyadaki eğilimleri, yeni gelişmeleri gözden ırak tutmamak ve gerekli dersleri çıkarmak gerekir.
 
Yıllar önce bir seminerim sonrası bir genç bana şunları anlatmıştı: “Komünizm yıkıldıktan sonra bir Balkan ülkesinde ilk fırını açan babamdı. İşlerimiz çok iyi idi. Ama Türkiye’den duyan geldi, duyan geldi. Sonunda kazanç düştü.” Gencin anlattıkları, yukarıdaki raporla uyuşan bir deneyimdi. 
 
Bazı Türk firmalarının Çin dahil yabancı ülkelerde üretim tesisleri açtıklarına tanık oluyoruz. Ülke dışına yatırım kararı verilirken sürü psikolojisi ile hareket etmemek, yalnız ücret düşüklüğüne aldanmamak ve tüm maliyet faktörlerini göz önüne almak gerekir.
 
Madalyonun diğer yüzü ise ülkemize gelen yabancı yatırımın bir gün kendi ülkesine dönebileceğinin bilincinde olmalıdır. “Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz” atasözünü unutmamalıdır. Ulusal firmalarımızın güçlenmesi dileğiyle...
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019