Dünyanın ortak kaygısı iş kalitesinin iyileştirilmesi

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

ILO ve Eurofound tarafından ortaklaşa hazırlanan Çalışma Koşullarına Küresel Bakış Raporu, dünya genelindeki iş kalitesine ilişkin olarak, çalışma saatleri, cinsiyete dayalı ücret farkları, fiziksel risklere maruziyet ve beceri geliştirme olanakları gibi konuları da içeren bir karşılaştırmalı analiz sunuyor.

Avrupa Yaşam ve Çalışma Koşullarını İyileştirme Vakfı (Eurofound), daha iyi sosyal politikalar, istihdam politikaları ve çalışma hayatı ile ilgili politikalar geliştirilmesine yardım sağlamayı amaçlayan bir Avrupa Birliği Kurumu.

ILO ve Eurofound tarafından ortaklaşa hazırlanan Çalışma Koşullarına Küresel Bakış Raporu, dünya genelindeki iş kalitesine ilişkin olarak, çalışma saatleri, cinsiyete dayalı ücret farkları, fiziksel risklere maruziyet ve beceri geliştirme olanakları gibi konuları da içeren bir karşılaştırmalı analiz sunuyor.

Dünya genelinde 41 ülkede 1,2 milyon çalışanı kapsayan rapor, çalışma saatleri arasında keskin farklar bulunduğunu, yoğun ve duygusal açıdan zorlayıcı işlerin yüksek seviyelerde olduğunu ve en düşük eğitime sahip kesimin, en kötü çalışma koşullarına ve becerilerini geliştirme konusunda daha az olanağa sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Rapor, AB28 ülkeleri, Çin, Kore Cumhuriyeti, Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, İspanyolca konuşulan Orta Amerika, Arjantin, Şili ve Uruguay'ı kapsıyor.

Raporda iş kalitesinin yedi boyutunu ele alınıyor. Bunlar; fiziksel ortam, çalışma yoğunluğu, çalışma süresi kalitesi, sosyal ortam, beceri ve gelişim, imkânlar ve kazançlar olarak sıralanıyor.

Çalışma saatleri ülkeler arasında büyük farklılıklar gösteriyor

Raporun temel bulguları şöyle:

● Çalışma süreleri, ülkeler arasında büyük farklılık gösteriyor; AB ülkelerinde çalışanların altıda biri haftada 48 saatten fazla çalışırken, bu oran Kore Cumhuriyeti, Türkiye ve Şili'de çalışanların neredeyse yarısını kapsıyor. Anket yapılan ülkelerde, çalışanların en az yüzde 10'u boş zamanlarında da çalışıyor.

● Kore Cumhuriyeti'nde çalışanların yüzde 70'inden fazlası kendi kişisel veya ailevi durumlarıyla ilgilenmek için bir veya iki saat izin alabiliyor. Buna karşılık ABD, Avrupa ve Türkiye'de çalışanların yüzde 20-40'ı bunu yapabiliyor.

● Yoğun çalışma, AB ülkelerindeki çalışanların üçte biri, ABD, Türkiye, El Salvador ve Uruguay'daki çalışanların ise yarısı tarafından yaşanıyor. Çalışanların yüzde 25-40'ı duygusal açıdan zorlayıcı işlerde çalışıyor.

Düşük eğitimlinin olanaklara erişimi daha az

● Ülke farkı olmaksızın, en düşük eğitim düzeyine sahip kişilerin büyüme ve becerilerini geliştirme olanaklarına erişimi daha az. Çalışırken yeni şeyler öğrendiklerini ifade eden kişilerin oranı ABD, AB ve Uruguay'da yüzde 72 ile 84 arasında değişirken, bu oran Çin (yüzde 55), Türkiye (yüzde 57) ve Kore Cumhuriyetinde (yüzde 30) daha düşük.

● Fiziksel risklere maruziyet sık yaşanıyor. Çalışanların yarısından fazlası tekrar eden el ve kol faaliyetine maruz kaldıklarını söylüyor. Katılımcıların yaklaşık dörtte biri çalışırken yüksek sıcaklıklara sıkça maruz kaldıklarını belirtirken yaklaşık bir o kadarı da sıklıkla düşük sıcaklıklara maruz kaldıklarını ifade ediyor.

Kadınlar daha az para kazıyor

● Ülkeler genelinde kadınlar erkeklere kıyasla, kayda değer düzeyde daha az para kazanıyor ve kazanç dağılımının en alt düzeyinde daha fazla yer alıyor.

● Çalışanların yaklaşık yüzde 12'si sözlü istismar, küçük düşürücü davranış, zorbalık, istenmeyen cinsel davranış veya istismara maruz kaldıklarını ifade ediyor.

● İş güvencesizliği tüm ülkelerde yaygın; çalışanların en az % 30'u kariyer imkânları olmayan bir işte çalıştıklarını söylüyor. Çalışanların %70'i yöneticilerinin kendilerini yönetme performansını olumlu değerlendiriyor ve iş arkadaşlarından yüksek düzeyde sosyal destek aldıklarını belirtiyor.

İyi çalışma koşulları işletmelerin başarısına katkıda bulunur

ILO İş Kalitesi Bölümü Direktörü Manuela Tomei, “İyi çalışma koşulları çalışanların işletmelerin başarısına katkıda bulunur. Çalışan kadın ve erkeklerin esenliği ve üretkenliğini etkileyen sorunların anlaşılması, herkes için insana yakışır iş sağlanması açısından önemli bir adımdır. Bu, yeni teknolojiler ve yeni iş örgütlenmesi biçimlerinin çalışma yaşamını yeniden şekillendirdiği bu günlerde özellikle geçerlidir” diyor.

Eurofound İcra Direktörü Juan Menéndez- Valdés ise, “İş kalitesi, çalışanlar üzerindeki aşırı talepleri azaltarak ve çalışanların risklere maruz kalma düzeylerini sınırlayarak, aynı zamanda da çalışma hedefl erine ulaşmalarına yardım edecek çalışma kaynaklarına erişimlerini artırılarak veya bu taleplerin etkileri azaltılarak iyileştirilebilir. İşçi ve işveren örgütlerinin her biri, iş kalitesini iyileştirme konusunda önemli role sahip” yorumlarını yapıyor.

Çalışma koşulları anketleri geliştirin çağrısı

Rapor, çalışanlar üzerindeki aşırı talepleri azaltarak ve risklere maruz kalma düzeylerini sınırlayarak iş kalitesinin iyileştirilebileceğini vurguluyor. Ayrıca, iş kalitesinin iyileştirilmesi açısından işyerinde destekleyici bir yönetim ve iş arkadaşlarını da içeren pozitif sosyal ortamın, aynı zamanda sosyal diyaloğun öneminin de altını çiziyor. ILO ve Eurofound ayrıca ülkelere iş kalitesine ilişkin karşılaştırılabilir veriler içeren çalışma koşulları anketleri geliştirmeleri çağrısında bulunuyor; bunun önemli sorunların belirlenmesi ve politika eylemleri için kanıt sunulabilmesi açısından zorunlu olduğunu söylüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar