Enflasyon satın alındı

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

2016 yılına yüksek bir enflasyon oranı ile başladık. TÜFE Ocak ayında 2015’in Aralık ayına göre %1,82, 2015’in Ocak ayına göre ise %9,58 yükseldi. Bu yükselişin geri planına bakarak şu tespitleri yapabiliriz:

Geçen Ocak ayında yıllık enflasyon %7,24’dü, bu yıl %9,58.

Halkı en fazla ilgilendiren gıda enflasyonu yıllık %11,69, aylık %4,68’e kadar çıktı. Gıda fiyatları 2015 Aralık ayına göre fiyatı en fazla artan ikinci mal grubu. İlk sırada %9,60 ile alkollü içecekler ve tütün, ikincisi %4,28 ile gıda. Yıllık enflasyonun en yüksek olduğu mal grubu ise %13,43 ile oteller ve lokantalar.

Merkez Bankasının (TCMB) başarısını göstermede kullanılan özel kapsamlı TÜFE (ÖKTÜFE-H) enflasyonu (çekirdek enflasyon da denilen bu endeksten TÜFE sepetinden yer alan işlenmemiş gıda, mevsimlik ürünler, alkollü içecekler, tütün, altın ve enerji dışarı çıkarılmaktadır) yıllık %9,37’ye ulaştı.

Teorik olarak bu oran ne kadar yüksek ise Merkez Bankası para politikası etkinliği o kadar azalmış demektir.

Bu sonuçlar Türkiye’de enflasyonda sadece talep baskısından kaynaklanmadığını göstermekte. Maliyet baskısı artık devrede. Bunda başrol döviz kurundaki artıştır. TCMB döviz kurunda istikrarı yakalamak için fazla bir atak yapamıyor. Çünkü gücü sınırlı. Bunda Bankanın döviz rezervinin düşmesi ve uluslararası gelişmelerin rolü büyük. Tabii şunu da unutmamak zorundayız, Türkiye’de özel sektörün döviz cinsinden borçlanma oranı çok yüksek, doğal olarak bu Merkez Bankasının dans edeceği alanı da sınırlıyor. 

Hiç şüphesiz bunun da sebebi 2002’den bu yana hem firmaların, hem de hükümetin büyümenin finansmanını dışarıda aramaları (yani döviz cinsinden kaynak kullanarak) oldu. Likiditenin bolluğu bu süreci uzattı. FED’in faiz oranını artırması süreci sonu erdirecekti, ancak şimdi de Japon Merkez Bankasını rallisi başladı. FED’in bu ralliye tepkisi, eğer faiz artışını yavaşlatmak olursa, Türkiye, Brezilya gibi ülkeler kısa bir süre için de olsa rahatlar.

Enflasyonun artmasının nedenlerinden birisi de ülkedeki politik (iç-dış) ve ekonomik belirsizliğin Kasım seçimlerin hemen ardından tekrar hızla yükselmesidir. Nitekim tüketici güven endeksi, Ocak ayında Aralık 2015’e göre  %2,7, tüketicinin genel ekonomik durum beklentisi endeksi %4,3 oranında azaldı. Ekonomik güven endeksindeki düşüş daha dramatik oldu, endeks Ocak ayında bir önceki aya göre %16,8 oranında azalarak 100,81’den 83,88’e geriledi. İktisat teorisi de diyor ki, belirsizlik artarsa enflasyon yükselir. Yani sürpriz yok.

Maliyet artışını körükleyen bir başak gelişme de yeni yıl ile birlikte başta elektrik olmak üzere çeşitli mal ve hizmetlerin fiyatlarının artırılmasıdır. Bu eğilime kamuda fiyatlarını belirleme gücünü elinde tuttuğu harçlar, primler, vergilerle katkı verdi. 

Bu gelişmelere asgari ücret artışı da eklenince 2016 yılında ekonominin üretim bacağında maliyetlerin artacağı kesinleşmişti. Öyle de oldu. Bundan dolayı yüksek enflasyon uygulanan politikaların neticesinde adeta satın alındı. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019