Enflasyondan stagflasyona ya da masallardan gerçeklere

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Türkiye ekonomisi durgunluk içinde enflasyona yani “stagflasyona doğru” gidiyor. İktisatçılar falcı değildir, eğer menfaat uğruna bir yere bağlı değillerse, biraz çalışıyorlarsa, çoğunlukla sorunları doğru tespit ederler. Elbette sorunun tavan yapması durumunu, yani krizin tam zamanı söyleyemezler ancak gidişatın yönünü rahatlıkla belirleyebilir.

Yerinde sayan muhalefet

Bunları yazmamın nedeni dün bir muhalefet partisi temsilcisinin Türkiye stagflasyona gidiyor demesi oldu. Gülümsedim, ve içimden günaydın dedim. Çünkü bu köşenin okurları ekonomide sorunun stagflasyona gittiğini 7 Kasım 2014’deki yazımdan okumuşlardı, hatta başlıkta “stagflasyona doğru” idi. Sayın Cumhurbaşkanı Türkiye de muhalefet sorunu var derken, haklı, sorun devam edecekmiş gibi de gözüküyor.

Neden stagflasyon ?

Grafiğe lütfen bakınız, Londra Bankalararası Para Piyasası Faiz Oranı (LIBOR) 2015’e kadar %1’in altında ya da onun biraz üzerinde. Tüm dünya para bolluğu yaşıyor. Türk bankaları Libor+Sabit Faiz’den (ki bu sabit faiz de çok yüksek değildi, çünkü finans çevrelerine göre Türkiye ekonomik ve politik yönden daha istikrarlı idi) kolaylıkla borçlanıp, parayı Türkiye’ye getirip şirketlere, bireylere satıyorlardı.

Herkes mutlu idi. Şirketler mutlu idi, yatırım yapıyorlar, patronlar lüks arabalara biniyorlardı. Hükümete yakın oligarklar, özellikle inşaat oligarkları renkli basının ana malzemesi haline gelmişlerdi. Bireyler de mutlu idi, evler, arabalar alındı. Bu mutluluğu sağlayan siyasal parti de iktidarda idi, onlar da mutlu idi. Mutluğun kaynağının 2015’de kesileceği aslında 2014’de belli idi. Sistemin biraz sarkarak, benden bu kadar dediği tarih FED’in parasal genişlemeye dur dediği 2016 yılı oldu. Sonrası da geldi. Ancak bizde yaşananların masal olduğu hemen anlaşılmadı, şimdiler de masalın sona erdiği anlaşılmaya başlandı.

Yaşananlar masaldı demiştik

2017 yılının sonunda Türkiye’deki bu Masal sürecini ve sonunu “Ekonomide Masallar Gerçekler” kitabımda anlattım. Türkiye, borçlanarak sağladığı büyümenin neden olduğu enflasyon ile karşı karşıya kalırken, diğer yandan bu büyümede yaptığı yanlış sektör tercihi (inşaat) ve kamuda artan harcamaların müsriflik düzeyine ulaşması (dönemin Başbakanı, şimdi ki TBMM Başkanı Sayın Yıldırım bu durumu “şatafat” olarak nitelendirmişti) ülkeyi aynı zamanda borçlanma sorunun kucağına attı. Bu durum faiz oranların hızla yükselmesine neden oldu. Faiz oranlarının yükselmesi, hem yatırımı hem de tüketimi aşağıya çekmekte.

Bu da şunu getirir, durgunluk içinde enflasyon, yani stagflasyon, döndük mü yeniden 1970’lere. Umarım yeni yönetim bunu tersine çevirecek politikaları hızla uygulamaya başlar ve biz de bu tehlikeyi yaşamayız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019