“Eşime sordum: Ev mi alalım, o parayla üretim mi yapalım?”

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Dün Ankara’da düzenlenen TÜSİAD toplantısında Başbakan Binali Yıldırım tekrar etti, “Türkiye’de yaşananlar başka bir ülkenin başına gelseydi, o ülke 10 yıl belini doğrultamazdı.”

* * *
Yine dün Ankara Temsilciliğimiz'den arkadaşlarımız Hüseyin Gökçe ile Yeşim Ardıç, Ulusoy Elektrik’in kurucusu Sait Ulusoy ile yaptıkları sohbetten bölümler anlattılar…
İki bölümü paylaşmak istedim…

* * *
Şirketi kurarken yaşadığı hikayeyi anlatmış Ulusoy bir bölümde…
“Bu işe girişmeden önce küçük bir birikimimiz ve bunu değerlendirmek için de iki alternatifimiz vardı.
Eşim ile oturup konuştuk.
“Ev mi alalım, yoksa işyeri mi?” diye kendi kendimize sorduk…
Eşim hemen devreye girdi ve “Ev her zaman alınır, işyeri alalım” dedi…
Sonrasında da kazancımızla evler, arabalar alalım diye düşünmedik…
Sürekli olarak şirket sermayesine ekledik…
Bu sayede hiç kredi kullanmadık, borçlanmadık…
Bugün gelinen noktada Ulusoy Elektrik’in bankalara bir kuruş borcu yok.
OSTİM’de 200 metrekarelik dükkandan, şu anda ASO OSB’deki 30 bin metrekarelik alana yayılı fabrikamızdayız. Ayrıca, Anadolu OSB’de 35 bin dönüm civarında parsele 25 bin metrekarelik bir fabrika daha yaptık ”

* * *
Ulusoy’un 4 yıl önce yaşadığı hikaye de, dersler içeriyor…
“Sektörümüzde dünyanın önde gelen 4 firmasından biri, büyüttüğümüz şirketimizi satın almak istedi.
Israrla istedikleri için 2 yıl pazarlık süreci yaşadık.
2013 yılı sonunda 140 milyon dolarlık teklifle geldiler.
İki oğlum ile bir araya gelerek konuyu son kez konuştuk ve onlara “Bu şirketi ben kurdum ama geleceği sizlersiniz, ben bu parayı alıp hayatıma devam edebilirim. Karar sizin” dedim. Ertesi gün çocuklarım yanıma gelip, “Biz satmak istemiyoruz, devam etmek istiyoruz.” dediler.
Bugün Türkiye’nin ithal ettiği hava yalıtımıyla ilgili bir ürünü fabrikamızda yüzde 100 yerlilik oranıyla üretmeye başladık.
Bu üretim sadece bize değil, Türkiye ekonomisine de ciddi katkı sağladı.
Şöyle ki yabancı firmaların getirdiği ürünlerde iç piyasada üretim olmadığı için fiyatlar çok yüksekti. Biz üretime başlayana kadar 350 euro olan ürünü, bizden sonra 200 euroya kadar düşürmek zorunda kaldılar.
Yanısıra hızlı trenlerdeki kataner denilen sistemin üretimine başladık.
Tanesi 650 eurodan ithal edilen sistemlerin fiyatı da yine 200 euroya kadar geriledi.
Bu üründen sadece Ankara-Konya hızlı tren hattında, 15 bin tane kullanıldı.

* * *
Hepimizin bilmesi gerekir…
Bu ve buna benzer yüzlerce hikaye sayesinde, tüm yaşadıklarımıza rağmen Türkiye ayaktadır…
Ve ayakta kalabilmek değil; adım atabilmek, koşabilmek önemlidir…
Bunun için de Ulusoy’un hikayesine benzer hikayelerin sayısını milyonlara çıkarmamız gerekmektedir…
TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, “Böyle dönemlerde, özellikle iş insanları olarak bizim, umutlu olmak için şartların iyileşmesini beklemek gibi bir lüksümüz yok.” dedi ama, Başbakan Yıldırım durmamak, beklememek için yapılacaklara da değinip, “İş yapabilme kolaylığı, arzu ettiğimiz düzeyde değil. Bunu düzelteceğiz…” dedi…

* * *
Yüksek faiz, yüksek kur, yüksek enflasyon, yüksek açık, düşük istihdam gibi ekonominin temelini tehdit eden göstergeleri olumluya çevirmenin yolu da, mal ve hizmet sektörlerini dünya ile rekabet eder şekilde geliştirmekten geçiyor…
Yani yatırım iklimini oluşturmamız gerekiyor…
Yatırım iklimi dediğimiz şey ise eğitimden adalete, vergi sisteminden dış politikaya, çevrecilikten iç politikaya kadar tüm alanları kapsıyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar