Faiz yarışının ayak sesleri...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası bankaların mevduata uyguladıkları ortalama faizin yanı sıra bir de en yüksek faiz oranlarını açıklıyor. "Azami faiz oranları" başlıklı bu tablodaki bazı oranlar gerçekten çok dikkat çekici. Son duruma göre azami faiz oranı Türk Lirası mevduatta yüzde 20, dolar ve euro cinsi mevduatta yüzde 10 düzeyinde bulunuyor.

Ancak söz konusu tablonun başlığında yer alan bir vurgu dikkat çekici.

Başlıkta, "Bankalarca Türk Lirası üzerinden açılan mevduata uygulanacağı bildirilen azami faiz oranları" deniliyor. Aynı şekilde, dolar ve euro için de "uygulanacağı bildirilen" kaydı düşülüyor.

Dolayısıyla burada yer alan oranların uygulandığını söyleyemeyiz. Ama belli ki bazı bankalar kendilerine bir hareket alanı yaratmak için böylesine yüksek oranlar belirliyor ve bunu Merkez Bankası'na bildiriyorlar.

Tabii ki bildirilen oranlar yalnızca yüzde 20 ve yüzde 10 değil. Kim bilir kimi banka yüzde TL için yüzde 19 diyordur, kimi yüzde 18. Döviz cinsi mevduatta da yüzde 10'un altında oranlar ileten bankalar elbette vardır. Dedik ya, bu oranlar Merkez Bankası'na bildirilen en yüksek oranlar.

Bir anlamda tavan faiz diyebileceğimiz Türk Lirası için yüzde 20, dolar ve euro cinsi hesaplar için yüzde 10 olan faiz yeni değil. Bu oranlar uzunca bir süredir geçerli.

Faiz artıyor

Öyle anlaşılıyor ki bu oranlar sabit kalmakla birlikte fiilen uygulanmakta olan faiz oranları yönünü belirgin biçimde yukarı çevirdi.

Bankaların bilanço dönemlerinde yüksek faiz uygulamak suretiyle mevduat tutarlarını büyütmek istedikleri bilinen bir gerçek. Dolayısıyla bu dönemlerde faizde görece bir artış yaşanması pek şaşırtıcı değil.

Ne var ki şimdi bilanço döneminin epeyce uzağındayız, hatta iki bilanço döneminin neredeyse tam ortasındayız ve mevduat faizi artış eğilimi içinde.

Sahi ne oluyor? Enflasyonun yüzde 12'ye dayandığı, ancak önümüzdeki aylarda kısmen de olsa gerileyeceği bir süreç bizi bekliyorken mevduat faizi nasıl oldu da adım adım artış göstererek yüzde 14'e, yüzde 15'e oturdu.

Oturdu, çünkü bu oranlar kemikleşmeye başladı. Her ne kadar bu oranlar küçük sayılabilecek bankalar tarafından uygulanıyorsa da yüzde 14, yüzde 15 gibi oranların varlığı artık bir gerçek.

Türk Lirası için bu düzeyde faiz verilirken döviz cinsi mevduattaki faiz de yükseldi haliyle. Dolar cinsi mevduata yüzde 4, hatta yüzde 5 faiz veren bankalar var.

Bu gidiş kaygı vermeli

Bankalar durup dururken mevduata yüksek faiz verip maliyetlerini artırmak istemezler tabii ki. Kaynak ihtiyacı giderek artıyor, bu kesin.

Bir yandan Merkez Bankası kullandırdığı paranın maliyetini yukarı çektikçe çekmiş, üstelik banka olarak sizi dolambaçlı yollara mahkum etmiş... Bir yandan yurtdışından eskisi kadar hem borç bulamıyorsunuz, hem bulsanız da almaya pek cesaretiniz yok...

Şu durumda geriye kala kala yüksek faizle de olsa yurtiçinden kaynak yaratmak kalıyor.

Enflasyona paralel bir faiz normaldir. Ama şimdi enflasyonun üstünde seyretme eğilimi beliren bir faizle karşı karşıya kalmak üzereyiz.

İşte bu gidiş iyi gidiş değildir ve kaygı vermelidir. Gerçi bazı bankaların uyguladıkları yüksek faiz sistem ortalamasını yukarı çekecek boyutta değil. Ama ortalama faizin de giderek yukarılarda oluşmayacağının garantisini kimse veremez.

Enflasyon mayıs, belki haziranla birlikte yönünü aşağı çevirirken faizin tam tersi yönde gelişmesi bir süre sonra ciddi sıkıntı yaratacak ve enflasyon da bundan etkilenmeye başlayacaktır.

Enflasyonla faizin birbirine yakın seyretmesini sağlamaktır önemli olan. Bu iki orandan biri diğerine fark attığı zaman ekonomide eninde sonunda ciddi sorunların patlak vermesi kaçınılmaz olur.

Umarız bir dizi ekonomik sorunumuza çok önemli temel bir sorun daha eklemek üzere değilizdir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar