Faizler; bir adım geri, iki adım ileri...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

“...Önümüzde, doların daha da değerleneceği, bize para akışının görece hız keseceği ve faizi daha artırmamızın gerekeceği günler uzanıyor. Bugünleri arayabiliriz.”

Tarih 9 Ekim... Faizlerin eylül sonundaki düzeyini aktarırken ve nasıl seyrettiğine ilişkin değerlendirmede bulunurken yazımızı bu cümlelerle tamamlamışız.

Son veri 3 Kasım’a ait. Eylül sonundan 3 Kasım’a kadar olan bir ayı biraz aşkın dönemde mevduat faizlerinin sınırlı da olsa gerilediğine tanıklık ettik. Gerek TL, gerekse döviz cinsi mevduatın faizi geriledi. Ancak tablomuzda yer alan oranların ortalama faizi gösterdiğini, vadeye göre ters yönde harekete konu oranlar olduğunu belirtelim. Birkaç da örnek verelim:

TL cinsi mevduatta bir aya ve altı aya kadar vadeli mevduatın, dolar cinsi mevduatta bir aya kadar vadeli mevduatın, euro cinsi mevduatta ise üç aya kadar ve bir yıldan uzun vadeli mevduatın faizleri az da olsa artış gösterdi.

Eylül sonundan 3 Kasım’a kadar olan dönemde mevduat faizi biraz aşağı doğru gitmiş ama dövizde beklendiği gibi hızlı bir artış yaşanmış. Eylül sonunda 3.55 olan dolar 3 Kasım’da 3.82’ye, yine eylül sonunda 4.19 olan euro ise 3 Kasım’da 4.45’e fırlamış.

Mevduat tutarıyla ağırlıklandırılmış ortalama faizde eylül sonundan 3 Kasım’a kadar olan dönem için genel eğilim aşağı yönlü olmakla birlikte zaman dilimini biraz genişletince görünüm farklılaşıyor. Geçen yıl sonundan bu yana olan on aylık dönem dikkate alındığında özellikle TL cinsi mevduat faizinde belirgin bir artış yaşanmakta olduğu dikkati çekiyor. Hatırlayalım, 3 Kasım itibariyle yüzde 11.96 düzeyinde bulunan TL mevduatın ortalama faizi geçen yıl sonunda yüzde 9.64’tü.

Hazine sünger gibi emerken...

Hazine piyasadaki parayı “beklenenin ve öngörülenin” üstünde emince, miktarı kıtlaşan her şeyde olduğu gibi parada da arz-talep dengesi bozuluyor ve paranın fiyatı ya da başka bir ifadeyle kirası, yani faizi artıyor.

Kuşkusuz faizin artmasına yol açan tek etken Hazine’nin tahminlerin çok ötesine geçen ve Hazine’nin kendisinin bile izahta zorlandığı aşırı borçlanma değil.

Enflasyonun yüksek olduğu bir dönemde, faiz de yukarı gider. TÜFE yüzde 12’ye dayanmış, son dönemde ivme kazanan kur artışı da bir süre sonra fiyatları daha da zorlayacak, ara mal fiyatlarındaki hızlı artış da aynı şekilde tüketici fiyatlarının bünyesine girdikçe fiyat artışı hızlanacak... Dolayısıyla enflasyon yukarı gitmeye devam edecek bir görüntü verirken, faiz nasıl olacak da düşecek?

Dolayısıyla faiz öyle kolay kolay düşmeyecek, hatta bu düzeylerde kalmasına bile razı olmak gerekecek.

Ticari krediler ve konut kredileri

Eylül sonundan 3 Kasım’a kadar olan dönemde mevduatın ortalama faizinde sınırlı da olsa bir düşüş yaşanırken ticari krediler ile konut kredilerindeki artış ve taşıt kredilerindeki gerileme dikkati çekiyor.

TL cinsi ticari kredi faizlerinin son dönemin en yüksek düzeyine çıktığı gözleniyor. Bu kredilerin faizi 3 Kasım itibariyle yüzde 17’ye dayandı. Geçen yıl sonundaki oranın yüzde 14.53, bu yıl ocak sonundaki oranın ise yüzde 13.25 olduğunu dikkate alırsak, artışın ne denli hızlı olduğu daha kolay anlaşılır.

Konut kredisi faizinde de son dönemde çok belirginleşen bir artış var. Geçen yıl sonunda yüzde 11.43 olan konut kredisi faizi mart ayında yüzde 10.95’e kadar gerilemişti. Daha sonra artmaya başlayan faiz 3 Kasım itibariyle yüzde 13.06’ya ulaştı.

Tapu harcı indirimini kaçırmamak için konut almaya hücum edilen eylül ayında diğer satışlar yüzde 50 artarken, ipotekli satışlarda yüzde 4’e yakın gerileme görülmesi de büyük ölçüde yüksek kredi faizinin bir sonucu. Üstelik eylül ayındaki konut kredisi faizi yüzde 12.88 düzeyindeydi.

Taşıt kredisi faizinde ise hızlı bir gerileme var. Ama ekonomi için birincil öncelik ticari kredi faizlerinde. İkinci sırada konut var, taşıt ise bu üç tür kredi arasında son sırada. Dolayısıyla ticari kredi faizlerinin yüzde 17’yi bulması, konut kredisi faizlerinin ise yüzde 13’ü aşması önemli göstergeler.

Zaten kör topal ilerleyen ticari faaliyetler önümüzdeki dönemde daha da sıkıntıya gireceğe; konuta olan talep biraz daha hız keseceğe benziyor.

Öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki dönemde televizyonlarda daha çok konut reklamı izleyecek, gazetelerde daha çok konut ilanı göreceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar