Formasını çıkaran futbolcu niye sarı kart görür?

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Birkaç yıl önceydi, bir toplantı için uçakla Ankara'dan İzmir'e gidiyorum. (Uçmuyorum, uçakla gidiyorum.) Konuşmalarından anlıyorum ki yanımdaki iki kişi futbol hakemi. Kamuoyunun bildiği tanıdığı hakemler değiller, yaşları genç, belli ki hakemlik kariyerlerinin başında sayılırlar. İzmir'e bir maç yönetmeye gidiyorlar.

Yanımda oturan kişinin orta hakem olduğunu öğreniyorum. Zaman zaman düşündüğüm bir soru geliyor aklıma. Gol attıktan sonra formasını çıkaran futbolcuya niye sarı kart gösteriliyor? Bunu soruyorum. "Zaman geçirmek amaçlı olduğu için" yanıtını veriyor.

"İyi de" diyorum, "Takımı örneğin 2-0 geride olan bir futbolcu 89'uncu dakikada gol atmış, skoru 2-1'e getirmiş, sevinçle formasını çıkarmış, ama topu da alıp koşa koşa santra noktasına gidiyor ki rakip hemen başlasın, diye, bunun neresi zaman geçirme?"

Kem küm!

Beni ikna edecek bir yanıt alamıyorum.

Sonra araştırmaya başlıyorum bu konuyu ve yanıtı buluyorum.

Gol attıktan sonra formasını çıkaran futbolcunun sarı kart ile cezalandırılmasına meğer Liverpool'un efsane futbolcusu Robbie Fowler neden olmuş.

Fowler, bir UEFA kupası eleme maçında Norveç'in Bergen takımına gol atınca sevincini formasını çıkararak gösterir. Ama formanın altında bir kıyafet daha vardır ve o kıyafette "İşten çıkarılan 500 liman işçisine destek verin" yazmaktadır.

Forma çıkarılarak yaygın bir şekilde bu tür mesajlar verilmek isteneceğinden endişe edilince çare olarak bu harekete sarı kart cezası uygulanması kararlaştırır.

Yani bizim genç orta hakemimizin sandığı gibi zaman geçirme değildir gerekçe...

Kendini oyunun heyecanına kaptırıp formayı çıkaran halen var. Kimi futbolcu da kritik bir gol attığında öylesine mutlu oluyor ki sarı kartı göze alıp yine de formasını çıkarıyor.

Ama formasını çıkarmadan istediği mesajı verebilen futbolcular da var elbette. Halen Fenerbahçe'nin futbolcusu olan Hollandalı Robin van Persie, İngiltere'de oynadığı yıllarda bir maçta formasını çıkarmadan istediği mesajı verdi. Robin van Persie'nin formasını boğazına kadar kaldırıp Hindistan'da tecavüze uğrayan ve hayatını kaybeden Tchuna'ya sahip çıkan bir mesaj vermesi bu konudaki en dikkat çekici örneklerdendir.

Sarı kart göreceğini bile bile aslında öyle çok büyük sevinç yaşadığı için değil, kendi görsel reklamını yapmak için forma çıkaran futbolcu da yok değil. Bunun en tipik örneğini Real Madrid'in dünyaca ünlü Portekizli futbolcusu Cristiano Ronaldo'da gördük. Ronaldo, takımının farklı galip olduğu ve onlarca ülkede canlı yayınlanan bir maçta gol atınca formasını çıkardı ve karın kaslarıyla şov yaptı. Ertesi gün yüzlerce gazeteyi süsledi bu fotoğraf, televizyonlarda defalarca gösterildi. Bir sarı karta değerdi doğrusu...

Uçaklardaki anons değişse...

Uçaklarda kemerlerin bağlı tutulması yönündeki sözlü ve ışıklı uyarıyı bazı yolcuların dinlemediğini, aynı şekilde uçağın tekerlekleri yere değer değmez bu kez çoğunluğun aksi yöndeki uyarıya rağmen kemerlerini açarak ayağa kalktığını geçen hafta yazmıştık.
Bir okurumuz aradı. Bu konudan çok rahatsız olduğu belliydi:

"Uçak yolcusu genel olarak gerek eğitim düzeyi, gerek ekonomik gücü açısından Türkiye ortalamasının epeyce üstündedir. Eğitimin hiçbir şey olduğunu burada çok iyi görüyoruz. Belki bu insanlar anons değişse daha farklı davranırlar. Acaba 'Ne kemer bağlayın, ne yerinizde oturun, ne telefonunuzu kapatın' dense daha mı etkili olur ki?"

Okurumuz bunu söylüyor ama böyle bir anons yapılamayacağını da tabii ki kendisi de biliyor. Uçaklarda sivil havacılığın gerektirdiği anonsların yapılması zorunlu. Yolcu uysa da uymasa da...

Kudüs, Trump ve Yazıcıoğlu

ABD Başkanı Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması bazı ülkelerde geniş yankı uyandırdı. Bu ülkeler arasında ilginçtir Arap ülkeleri pek yok. Türkiye karara en sert tepki gösteren ülkelerin başında geliyor. Türkiye, İslam İşbirliği Teşkilatı'nı İstanbul'da toplayarak ve bu toplantıda tarihi bir karar alınmasını sağlayarak bu konuda öncülük de etmiş oldu.
***
Somut bir gerçektir; en kolay protestolar, güvenlik güçlerinin sessiz kaldığı, engel olmadığı protestolardır. Bu yüzden de öyle pek gürül gürül olmasa da ABD ve İsrail temsilciliklerinin önünde protestolar yapıldı. Kırıp dökmeden tepki göstermek, herkesin hakkı tabii ki.

Ama bazı protestolara rastladık ki, "Konu bu kadar da sulandırılmaz" demekten kendimizi alamadık. Bazı futbol takımları sahaya "Kudüs kırmızı çizgimizdir" pankartıyla çıktı. Bu pankartı taşıyan futbolcuların çoğu Türk bile değil. Hem zaten bu yüzdendir ki maçlar öncesinde söylenen istiklal marşı sırasında yabancı futbolcular ne yapacağını şaşırıyor ya...
***
Bazı üniversitelerimiz tuttu gazetelere ilanlar verdi. Trump'ın kararı çok yanlışmış, geri alınmalıymış, geçersizmiş, falan filan. Bunlar zararsız ilanlar değil mi, verin ne olacak ki!
***
Usta oyuncu Erhan Yazıcıoğlu Aşk-ı Memduh adlı oyununun turnesi kapsamında Kapadokya'da seyirciyle buluşuyor. ABD Başkanı Trump'ı canlandıran Yazıcıoğlu sahneye çıktığı an adeta neye uğradığı şaşırıyor:

"Ben sahneye Trump olarak çıkınca izleyiciler arasında buz gibi bir hava esti. Nefretle baktılar. Yuhlar, ıslıklar, sahneye peçete atmalar falan. Sonra 'Yahu ben 50 yıldır bildiğiniz Erhan'ım' deyince alkışlar koptu."

Yoruma gerek var mı?

Ne istiyorsunuz bu hayvancıklardan!

Kısa bir süre önce Erzincan'da bir asker yavru kediyi katletti, hem de işkence ederek... Mahkeme, askere kedi sahipsiz diye ceza veremedi, meğer yasa böyleymiş, eğer kedinin sahibi olsaymış ceza söz konusu edilebilecekmiş. Ama mahkeme sahipli-sahipsiz ayrımının kaldırılması için konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşıma kararı aldı.

Tatile giderken bir süreliğine hayvan oteline bırakılan köpeğin bacağı kırıldı. O bacağı bir başka köpek kırmadığına göre... Sorumlular hakkında dava açan köpek sahibi, mahkemenin cezaya gerek olmadığına hükmeden kararı karşısında şoke oldu. Çünkü yasalar hayvanları "mal" gibi görmekteydi.

Son günlerde internette dolaşan bir görüntü var. Neresi olduğu pek belli değil, bir barınak olabilir. Köpeklerin boynunda tasma var, tasma da bir sopaya bağlı, köpeği uzak tutabilmek için. İlginç olan köpeklerin kulağında küpeleri de var; yani bakımları yapılmış, zararsız hayvanlar.

Bir köpek boylu boyunca uzanmış, boğazındaki tasmayı çıkarıyorlar, kalkmıyor hayvan. Bir süre sonra idrarını kaçırıyor, kasılmaya başlıyor ve birkaç dakika içinde can veriyor.

Diyeceksiniz ki "Bu ülkede her gün ortalama bir kadın cinayeti işleniyor"; diyeceksiniz ki "Bu ülkede her yıl ortalama 7-8 bin kişi trafik cinayetlerine kurban veriliyor, hayvanlar da ne ki"...

Canlı sevmemek böyle başlıyor işte. Hayvanı sevmeyen, değer vermeyen, insana da değer vermiyor. Kaldı ki hukuk sistemimiz insanı iyi kötü koruyor, korumalı da zaten. Ama ya o masum kedi yavrusunu, o masum bakışlı köpeği koruyacak, savunacak bir mekanizma var mı?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar