G4 Standartları

Dr. İzel Levi COŞKUN
Dr. İzel Levi COŞKUN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK MODELİ icoskun@mazarsdenge.com.tr

Raporu, Global Reporting Initiative’in (GRI) en son çıkardığı Uluslararası Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları olan G4 standartları GRI G4 göre hazırlayacaktık.

Bu yüzden de ha bire GRI G4 standartlarını okuyup kendimce ekip içi görev dağılımları yaparak tahmini bir zaman planı çıkartmaya çabalıyordum.

Standartların üzerinden her geçtiğimde de “hizmet sektöründe yer alan bir işletme olarak standartların kaçıyla ilgili bilgi verebileceğiz?”, “verdiğimiz bilgiler raporun içeriği açısından doyurucu olacak mı?” gibi çekincelerim de vardı. Birkaç hafta üst üste toplantı yaptıktan sonra istediğim ilerlemeyi kaydedemeyince şunu fark ettim; Küresel İlkeler Sözleşmesi’ne imzayı atıp kronometreyi çalıştırmadan gerçek süreç asla başlamıyor. Toplantılarımızı her Çarşamba yapıyorduk. Bir gün Prof. Güler Aras, toplantının açılışını, artık beklemenin bir anlamı olmadığını söyleyerek yaptı. Bu sırada UN Global Compact sitesinden Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin 10 maddesini ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ni açmış onudinliyordum. Haklıydı. O zaman düğmeye basmaya karar verdik. Sitede UN Global Compact’e katılım için 3 adım belirlenmiş:

1- Online başvuru kılavuzunun okunması

2- CEO tarafından i) Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin 10 prensibine uyum ii) Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne yönelik aksiyon iii) yıllık ilerleme iletişimini içeren taahhüt mektubun imzalanması

3- Online başvuru formunun doldurularak dijital taahhüt mektubu ile birlikte siteye yüklenmesi Hazırlıkları 2 gün içinde tamamlayıp 1 Nisan 2016 günü sözleşmeye imza attığımızı şirket içinde duyurduk.

Sürdürülebilirlik Ekibinin Oluşturulması:

Sürdürülebilirlik çalışmalarımızın çok önemli bir amacı şirketimizde çalışan hemen herkesin yaptıkları iş ile sürdürülebilirlik arasındaki bağı görmesini sağlamaktı. Konuşmalarımda devamlı tekrar ettiğim bir şey var: “Hazırladığımız beyannamelerde, imzaladığımız tasdik raporlarında, görüş verdiğimiz bağımsız denetimlerde yapacağımız en ufak bir hata, değer zincirinin en uç noktasında, sokakta yürüyen vatandaşı yanıltacaktır. Bu yüzden görevimizin doğruyu aramak olduğu bu mesleği icra ederken o kadar büyük bir sosyal sorumluluk bilincinde olmalıyız ki, bu bilinç, kesinlikle ve kesinlikle paranın değil insanın en ön planda tutulmasını gerektirir.”

Şirket içerisinde sürdürülebilirlik bilincinin oluşturmanın ciddi ve zorlu bir süreci de beraberinde getireceğinin farkındaydım. Bunu da yalnız başıma yapmam mümkün değildi. Sürdürülebilirlik ekibinin bir “usta çırak” ilişkisi içinde kurulmasını hedefledim. Ekibe ilk etapta dâhil olan herkesi bire bir eğiterek, yetiştirdiğim arkadaşların yeni katılanları eğitmesi yoluyla ekibi adım adım genişletip geliştirmeyi tercih ettik. Ben ve Güler Aras haricindeki ilk ekip üyeleri İK departmanı yöneticimiz, İK asistanımız ve Pazarlama departmanı yöneticimizdi. Prof. Dr. Güler Aras ile birlikte kendilerine sürdürülebilir kalkınma ve kurumsal sürdürülebilirlik konularında kısa eğitimler verdik, Küresel İlkeler Sözleşmesi ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini anlattık, konularla ilgili bir takım kitap ve makale önerilerinde bulunduk.

Ekip olarak, kendi sektörümüzden olduğu gibi, farklı sektörlerden de yerli ve yabancı şirketlerin sürdürülebilirlik raporlarını inceledik. Prof. Dr. Güler Aras’ın Introduction to Corporate Responsibility, The Durable Corporation: Strategies for Sustainable Development, Global Perspectives in Corporate Governance and Corporate Responsibility, Handbook of Corporate Governance and Social Responsibility gibi kitaplarından ve doktora tezimde yer alan Türkiye’de yazılmış sürdürülebilirlik raporlarının karşılaştırmalı incelemesinden faydalandık. Bütün bunlar birkaç haftalık bir zaman aldı. Ekip üyelerinin hangi kaynaklardan nasıl yararlanacaklarını öğrenmelerinin ve en azından konu ile ilgili biraz olsun kulak dolgunluklarının oluşmasının ardından uzun vadeli entegre rapor hazırlama amacımızla paralel olarak, ekibe şirketin tüm rakamsal verilerine hâkim olan bütçe planlama departmanı yöneticimizi de ekledik. Bu sefer onu geliştirme işi sadece bana ve Güler Aras’a değil diğer ekip üyelerine de düşüyordu.

Zaman ilerliyor ve biz her hafta Çarşamba günleri sabah 8:30-12:00 arası toplanmaya devam ediyorduk. Tabii bu toplantılara ayırmakta olduğum zaman şirket içinde duyulmaya başlanmıştı. Yaşadığımız en büyük güçlüklerle, aslında bu noktada karşılaştık. Özellikle üst seviyelerdeki yöneticilerimiz arasında “bu kadar işimiz varken, ülkemizde bu kadar ciddi sorunlar yaşanırken CEO’muz neden bu işe bu kadar önem ve öncelik veriyor? Bu işe bu kadar vakit harcayacağına, 1-2 yeni müşteri getirse daha iyi olmaz mı?” gibi serzenişlerde bulunanlar olduğunu hissedebiliyordum. Bir yandan da farklı departmanlardaki arkadaşlarımızın raporla ilgili nasıl bir çalışma yaptığımızı merak ettiklerinin de farkındaydım. Bunu fırsat bilerek şirkette bir duyuru yaptık ve sürdürülebilirlik ekibimizde görev almak isteyen çalışanlarımıza yönelik her departmandan bir temsilci almak üzere bir duyuru çıktık. Başvurular içinde müdür ve altı seviyelerden katılımcıları seçtik. Böylece ekibimiz 9 kişiye yükseldi. Sonradan burada iki tane hata yapmış olduğumuzu görüyorum. Toplantılara katılımı, istisnalar hariç nasıl olsa tüm toplantılara iştirak edilir diye düşünerek serbest bıraktım. İkincisi ise departman yöneticileriyle görüşüp, bu işin çok önemli olduğunu söyleyerek, arkadaşların çalışmalarımıza katılabilmesi için kolaylık sağlamalarını rica etmedim. Bunları yapmamış olmam departmanlar içinden katılımın ne yazık ki istediğimiz seviyede olmaması sonucunu doğurdu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
8 Format Hatası 09 Kasım 2018
Yönetim ilkeleri 28 Eylül 2017
Paydaş Anketleri 20 Eylül 2017
Karar aşaması 15 Eylül 2017