GAM

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ oaatac@gmail.com

Gam Türkçe hem keder, tasa, üzüntü hem de sekiz notanın kalın sesten inceye veya inceden kalına gitmek üzere sıralanmış dizisi anlamlarına gelen bir kelime. Bir de son senelerde lisanımıza girmiş ürün gamı sözcüğü var. Kârı ölçülemeyen kurumların ürün gamları da tanımlanmadığından bunların çoğunun neyi niye yaptığını da anlamak zordur. Şimdi bir berber dükkânı açmaya kalksak bize ne lazım biliriz. Bir yer lazım, makas lazım, ustura lazım, vs. Burada saç kesme hizmeti üretiriz, cilt bakımı yaparız. Eskiden diş de çekerdik. Yok, berber değil ama bir otel açalım desek o hem ne lazım biliriz hem de kurumun sunacağı hizmetleri beş aşağı beş yukarı sıralayabiliriz. Yani bu tür hizmet üreticilerinin hem kaynaklarını hem de buna uygun ürün gamlarını beş aşağı tahmin eder tanımlayabiliriz. Berber de konaklama hizmeti üretilmeyeceğini biliriz. 

Kamu hizmeti üreten (yani fiyat saptayan piyasası olmayan) ve kârı ölçülemeyen kurumlarda durum değişik. Bir ticaret odası kuralım desem kaçınız bunun için ne lazım sıralayabilir? Bir ihracatı geliştirme kurumu açalım desem bu tür bir kurumun hangi hizmetleri üreteceğini kim bilir? Otomobil fabrikası otomobil yapar, berber saç keser, otel konaklama hizmeti üretir, ama bir ihracatçı birliği ne yapar?Hangi hizmetleri üretir? Kurumların ürün gamlarının tanımlanamadığı hallerde bu kurumları yönetmek her babayiğidin harcı değildir. Bu sıkıntı yöneticilerin her gittiğim yerde konu açılır açılmaz “Efendim bir ihtiyaç analizi çalışması yaptık, yapıyoruz, yapacağız ...” tekerlemesi tepkilerinden bellidir. Yani kurum kurulmuş, en aşağı onlarca insan işe alınmış, tesisler döşenmiş falan ama hangi hizmetleri üreteceğimizi sorup öğreneceğiz. Bu ihtiyaç analizi konusuna da ilerde değiniriz. Araştırmalar sınıfında en cavalacoz çalışmalar bu konuda yapılır. Emek ve paralar ziyan edilir.

Halbuki hizmet üreten, kârı ölçülemeyen kurumların ürün gamları o kadar da bilinmez değildir. Bu tür kurumların sık sık sığındıkları sihirli kelime ‘destek’ ürün gamı tanımlamaz. Söz gelimi “üyelerin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak” bir hizmet gamı tanımı sayılmaz. “Ülkemizin, bölgemizin ve üyelerimizin menfaatleri doğrultusunda kaliteli hizmet sunmak” bu kurumun ne hizmetler üretmesi gerektiği sorusuna cevap arayanlara pek de yardımcı değildir. Kamu ve özel sektör kuruluşları ile üyelerimiz ve karar vericiler arasında koordinasyonu sağlamak, üyelerimizin ve onların işlerine ilişkin sorunlarının çözüm merkezi olmak, üyelerimizi yurtiçinde ve yurtdışında temsil etmek...” gibi tanımlarda hangi hizmetlerin üretileceği sorusuna cevap vermez. Sonuçta bu kurumlar çok da etkili olmayan lobicilik kurumlarına dönüşürler ve bunu kaçınılmaz sonucu olarak siyasileşirler. Bundan sonrasını da hepiniz biliyorsunuz.

Kârı ölçülemeyen kurumların hizmet gamı tanımlamasına genelden başlayalım. Bu tür kurumlar üyelerinin ya bir sorununu çözerler ve/veya onların sorun çözme kapasitelerini artırırlar. Örnek olarak ben şimdi bir ihracatçı birliği yönetiyor olsam ve bana şu kurumun hizmet gamını bir cümlede anlat deseniz “İhracatçıların sorunlarını çözecek ve/veya onların sorun çözme kapasitelerini artıracak hizmetler” derim. Derim ama orada durmam. Bu tanımı biraz açmak gerek. Bu haliyle bırakırsak doğru olmakla birlikte son derecede muğlak ve faydasız bir tanım vermiş oluruz. İhracatçı şirketlerin sorunlarını çözecek hizmetlerle ihracatçıların sorun çözme kapasiteleri artıracak hizmetler birbirlerinden çok farklı hizmetlerdir. Bu konuyu daha önce de işlemiştim ama tekrarlamak ta fayda olduğuna inanıyorum. Bir şirketin olabilecek sorunları İki kategoride toplanabilir: Kaynak kifayetsizliği ve kaynakları kullanma beceriksizliği. Kaynak yetersizliği sorunları beş kategoridedir: Finansal kaynak yetersizliği, insan kaynakları yetersizliği, tesis ve altyapı yetersizliği, enformasyon ve know-how yetersizliği ve işbirliklerinde yetersizlik. Kaynak kullanım beceriksizliği sorunları ise üç sınıftadır: Strateji tasarımı beceriksizliği (kaynakların nereye nasıl dağıtılması gerektiği), pazarlama yönetimi beceriksizliği (hangi pazar? Hangi dağıtıcı, nasıl iletişim), üretim yönetimi beceriksizliği (maliyet, kalite, zamanında üretim, ürün özellikleri). Yani ben bir ihracatçı birliği yöneticisi olsam kurumunun hizmet gamını “Üyelerimizin finansal, insan gücü, tesis ve altyapı, enformasyon ve know-how ve işbirliklerine dair kaynak eksikliklerini giderecek ve onların strateji tasarımı, pazarlama ve üretim yönetimi becerilerini artıracak hizmetlerin üretilmesi” olarak tanımlarım. Aynı tanımı oda, borsa, meclis, teşvik kurumu vesaire tüm kurumlar için de veririm. Devam edeceğiz.

Sağlıcakla kalın.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019