Geleceği kazanmak için adil bir tarih...

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

 

Fransa, Türkiye'de en çok yatırım yapan ilk üç ülke içinde. Türkiye'deki yatırımları 10 milyar doları aşıyor. Türkiye ile Fransa arasındaki ticaret hacmi 16 milyar dolar. Birçok büyük Fransız şirketi
Türkiye'de. Fransız Odalar Birliği Başkanı Andre Marcon'un TOBB'un ev sahipliğindeki toplantısına katılan Fransız firmalarının hepsi, Türkiye'nin geleceğine inançlarını dile getirdi. İlişkilerde
sorunlar yok mu? Var tabii. Mösyö Marcon, "Siyasetin ilişkilerimizi bozmasını istemiyoruz" diyerek iş aleminin yaklaşımı özetledi.

 

fransa_turk.jpg

Fransa...
Dünyanın beşinci büyük ekonomisi...
Ama bizde gündeme pek bu yönüyle gelmez...
Ekonomiden çok siyasi konularla gelir...
Örneğin Türkiye'nin, Avrupa Birliği'ne üyeliğine karşı tavrıyla...
Ya da Ermeni meselesiyle...
 ****
Türkiye ve Fransa arasındaki ticaret hacmi 16 milyar dolar...
Euro üzerinden söylersek 12.5 milyar...
Türkiye, Fransa'nın ihracatında ilk 10 ülke içerisinde...
İthalatında da öyle...
Eğer AB ve İsviçre'yi dışarıda bırakırsak...
Türkiye, Fransa için hem ihracatta hem de ithalatta ilk 5 ülke arasında...
Fransa'dan Türkiye'ye çoğunlukla yüksek teknoloji kullanan sektörlerden ürünler ihraç ediliyor...
Havacılık, eczacılık gibi...
Türkiye'den Fransa'ya ise daha çok endüstriyel ürünler...
Otomotiv ve tekstil gibi...
 ****
Fransa, Türkiye'ye en çok yatırım yapan ilk üç ülke içerisinde...
Fransız firmaların Türkiye'deki toplam yatırımları 10 milyar doları aştı...
Türkiye'de aralarında Fransa'nın dev firmalarının da bulunduğu 420 Fransız sermayeli şirket var...
Renault, BNP, Accor, Axa, Alstom gibi...
Bu firmaların birçoğu yıllardır Türkiye'de...
Ve oldukça başarılılar...
Türkiye'de yaklaşık 100 bin kişiye istihdam sağlıyorlar...
Yatırımların yüzde 52'si endüstriyel ağılıklı...
Ve yüzde 70'i İstanbul'da...
 ****
Andre Marcon...
Fransa Odalar Birliği Başkanı...
Fransız iş dünyasını temsilen geçen hafta Türkiye'deydi...
Önce Ankara'da bir dizi temasta bulundu...
Ardından İstanbul'da...
İstanbul'da bir de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin ev sahipliğinde kahvaltılı sohbet toplantısı yapıldı...
 ****
O toplantıda Mösyö Marcon dedi ki: "Biz Fransız iş dünyası olarak siyasetin ilişkilerimizi bozmasını istemiyoruz...
Ermeni sorununu tarihçilere bırakmak lazım...
Onlar değerlendirmeli...
Bu konuya siyaset bulaşmamalı..."
 ****
İş dünyası insanlar arasında barış sağlanması için çalışır" dedi Marcon, "Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. Bu konu ilişkilerimize zarar veriyor. Ama kara bulutlar yakında dağılacak. Kara kedilerin de ortadan kaybolacağını umuyoruz..."
Toplantıda, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile Başkan Vekilleri Tanıl Küçük ve Halim Mete de vardı...
Ve de Türkiye'de yatırım yapmış kimi Fransız firmalarının temsilcileri...
Onlar da benzer mesaj verdiler...
 ****
Türk-Fransız Ticaret Derneği...
Başkanlığını Zeynep Necipoğlu yapıyor...
Başkan Yardımcısı bir Fransız: Yves Marie Laouenan...
Diyor ki: "Evet, geçen yıl Fransa'dan Türkiye'ye bir milyon turist geldi ama Fransa'da hem iş dünyası hem de kamuoyu Türkiye'yi az tanıyor. Beko, Temsa, Omsan, Vestel gibi büyük firmaların faaliyetleri var. Yeni yeni Silk & Cashmire gibi orta boy firmalar da faaliyet göstermeye başladı. Bunlar olumlu... Yine de Fransız tüketicisi satılan her üç televizyon cihazından ikisinin Manisa'da üretildiğini bilmiyor. Satılan her beş çamaşır makinesinden ikisinin Türkiye'de üretildiğinin farkında olmadığı gibi...
Farkındalık olursa kamuoyunun yaklaşımı siyasi konularda da daha sağduyulu olur..."
 ****
Laouenan'a göre, Fransa'da 500 bin civarında Ermeni kökenli yurttaş var...
Türk toplumu da yaklaşık aynı sayıda...
Ancak Fransız pasaportu taşıyan Türkler 200 bin civarında. "Ermeni toplumu çok iyi bir örgütlenme sergiliyor" diyor Laouenan, "Türk toplumunda ise böyle bir örgütlülük göremiyoruz..."
 ****
Guillaume de Colonges...
Carrefour Türkiye Genel Müdürü...
"19 yıldır Türkiye'deyiz" diyor, "2 milyar lira yatırım yaptık ülkeye. 250 mağazamız var. 8 bin kişiye istihdam sağlıyoruz. 10 yıldır Türkiye pazarını yakından izleyen bir yönetici olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu ülke son derece kaliteli ve vasıflı insanlara sahip. Ve Türkiye sadece İstanbul'dan ibaret değil. Anadolu'da gittikçe gelişen kentler dikkatimizi çekiyor..."
 ****
"Ermeni soykırımı meselesi Fransa'da parlamentonun ve Anayasa Mahkemesi'nin gündemine geldiğinde, Türkiye'deki müşterilerimiz deyim yerindeyse bize surat asmadılar" diyor Colonges,
"Çünkü bize güveniyorlar. Türk TV cihaz üreticileri Carrefour için üretiyor. Avrupa'nın her yerine, Türkiye'den meyve ve sebze ihraç ediyoruz. İstiyoruz ki, ilişkilerimiz  bozulmasın. Siyasetin ilişkilerimizi kirletmesine izin vermeyelim. Aksine daha da geliştirelim..."
 ****
Xavier de Benelet...
Peugeot Finans Müdürü...
"Türkiye'de 500 çalışanımız var" diyor, "50 de bayimiz. Citroen için de 50 farklı bayi faaliyet gösteriyor. Bu iki markamızın Türkiye'deki yılık satışı 60 bin araç civarında. Bu da  pazarın yüzde 6-7'sine denk geliyor. Biz Türkiye'ye inanıyoruz. Otomotiv pazarının büyüyeceğine eminiz. Bu yıl ilk kez bir dünya lansmanımızı Türkiye'de yaptık. Peugeot 301 için dünya basını Antalya'daki lansmana geldi. Bu araç için tüm dünyadaki satış elemanlarımız da Türkiye'de eğitilecek..."
 ****
"Ermeni meselesi, Türkiye'deki işimizi hiç etkilemedi dersek doğru olmaz" diye sözlerini devam ettiriyor Benelet, "Ama etkisi çok sınırlı oldu. İlk etapta kamu kurum ve kuruluşlarının alımlarında bir etkilenme gördük. Ancak bu etki Fransa Anayasa Mahkemesi'nde işlerin yolunda gitmesiyle birlikte kayboldu...'
 ****
Olivier Guillaume...
Sanofi İlaç Türkiye Müdürü...
"Dünyadaki satışlarımızın yüzde 80'ini Türkiye'den yapıyoruz" diyor, "Türkiye'deki üretim merkezimizden... En büyük merkezlerimizden biri. 800 kişi çalışıyor. Avrupa'ya olduğu gibi Asya'ya da gönderdiğimiz antibiyotiklerin çoğu bu merkezden...
Çok faal ve güçlü bir merkez. Dünya Bankası ile yönetimde kadın sayısının artırılması için çalışma yaptık. Çok başarılı olduk. Oran yüzde 60'a çıktı. Öyle ki, Türkiye'den ABD'deki şubemize kadın yönetici gönderiyoruz..."
 ****
Guillaume'un Ermeni meselesine ilişkin yaklaşımı ise çok netti: ‘Biz ilaç üreticisi olarak örneğin kanser hastalarının en iyi şekilde tedavi görmesinden sorumluyuz. Bu noktada sizin Japon, Fransız,
Ermeni ya da Türk olmanızın hiçbir önemi yok. Kanser karşısında herkes eşit. Ve herkes aynı tedaviyi hak ediyor. Biz de her insana iyi tedavi vermeye çalışıyoruz...
 ****
Ermenilerin 1915'te yaşadıkları bir felakettir...
Türklerin 1912'de Balkanlar'da yaşadığı gibi...
Bundan tam 100 yıl önce...
Osmanlı'nın bölgedeki 500 yıllık hakimiyeti sona ererken...
Balkanlar büyük bir trajediye sahne oldu...
Yüzbinlerce insan katledildi...
Yurtlarından sökülüp koparıldı...
 ****
Gazeteci-yazar Kerem Çalışkan...
"100 Yılın Rövanşı" kitabında konuya farklı bir bakış getirmeye çalışıyor...
Özetle diyor ki: "1915 Ermeni Tehciri'nin nedenleri Balkan Savaşı anlamadan anlaşılamaz...
İttihatçı yönetimin I. Dünya Savaşı kaosunda uyguladığı trajik "Ermeni Tehciri" Balkan Savaşı'nın travmatik etkisinin sonucuydu.  Çünkü 1912'de Türk unsurun Balkanlar'dan kovulup atılmasına
karşılık, Türk unsur bu kez 1915'teAnadolu'dan da atılmamak için daha zayıf olan Ermeni unsuru kovaladı...
Osmanlı'ya çıkarılan Balkan faturasını Anadolu'da Ermeniler ödedi..."
 ****
1912 ya da 1915...
Tehcir, etnik temizlik, soykırım, pogrom...
Nasıl adlandırırsanız, adlandırın...
Fikirler farklı, yorumlar farklı olacaktır...
Dengemizi bulabilmemiz için adil bir tarih çok önemli...
Ama asıl olan hayata, insanlara karşı adil olabilmek...
Onun için gerçekleri eğip bükmeyen...
Kendisi dışındaki seslere kulak tıkamayan...
Sadece kendi mağduriyetini anlatmayan...
Acıları yarıştırmayan...
Empatik bir siyaset de önemli...
Geleceği ve umudu kazanmak için...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar