Gelin toplumsal sorunlara birlikte çözüm üretelim

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Hızla değişen, gelişen, karmaşıklaşan, kalabalıklaşan ve aynı zamanda tükenen bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyanın sosyal, ekonomik ve çevresel sorunlarına geleneksel yaklaşımlarla çözüm üretmek artık mümkün değil. Kamu, özel sektör ve sivil toplumun birlikte düşünmesini, çalışmasını ve yaratmasını gerektiren bir süreçle karşı karşıyayız. Farklı düşünceler ve seslerin bir araya gelip, ortak meselelere yaratıcı ve sürdürülebilir çözümler üretmelerine ihtiyacımız var. Sosyal inovasyon platformu imece’nin de hedefi bu.

Atölye ve Zorlu Holding’in kurucu ortaklığı, S360’ın stratejik partnerliği ile Şubat 2017’de hayata geçirilen imece, toplumsal meselelere yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler geliştirmeyi hedefliyor.

“Artık hiçbir kurum veya kişi yaşanan toplumsal meselelerle tek başına başa çıkabilecek insan ve finansal kaynağa sahip değil” diyen imece kurucu ortakları, iş dünyasına çok önemli bir çağrı yapıyor ve “Gelin toplumsal sorunlara birlikte çözüm bulalım” diyor.

Birleşmiş Milletler Kalkınma Pragramı (UNDP), Ashoka ve Social Innovation Exchange gibi güçlü kurumlarla işbirliği yapan imece, Türkiye’de sosyal girişimcilik algısının gelişmesine ve yaygınlaşmasına katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu kapsamda; sosyal inovasyon ve sosyal girişimcilik konularında çalışmak ve destek almak isteyenlere rehberlik ediyor.

imece kurucu ortaklarından Zorlu Holding’in Yönetim Kurulu Üyesi Emre Zorlu’nun söylediği gibi, sosyal girişimcilik kavramı, tüm dünyada iş yapış biçimlerini değiştiriyor. Şirketler bu güne kadar kazandıklarının bir bölümünü ‘ulvi görevlere’ aktarırken, ‘ulvi görevler’ iş yapış modelinin kendisi haline geliyor. Şirketler; topluma ve çevreye fayda yaratarak, ortak sorunlara sürdürülebilir çözümler üreterek gelir üretmenin mümkün olduğunu anlıyorlar.

Emre Zorlu, “imece herkese açık bir platform. Çözüm üreten ortamlar yaratmanın ilk koşulu, birden fazla paydaşın katıldığı ortak değer yaratan sürdürülebilir sistemler kurmak” derken, bu hedef doğrultusunda iş dünyasının diğer oyuncuları ile işbirliklerine hazır oldukları bilgisini veriyor.

“Sosyal girişim para kazandırmıyor algısı değişmeli”

imece, her yedi ayda bir açılan Destek Programı sürecinde, BM tarafından sürdürülebilir kalkınma için ilan edilen 17 Küresel Hedef’e göre belirlenen temalara odaklanıyor. Bu doğrultuda ilk üç Destek Programı için belirlenen temalar, “nitelikli eğitim”, “toplumsal cinsiyet eşitliği” ve “eşitsizliklerin azaltılması” olarak sıralanıyor. Bu üç temanın fonlamasını Zorlu Holding üstleniyor. imece'nin hedefi, iş dünyası desteğinin çok daha artmasını sağlamak. imece Direktörü Buğra Çelik’in verdiği bilgilere göre, açılan her destek programı için seçilen takımlara eğitim, mentorluk, ağ gibi kaynakların yanı sıra, 120 bin’er TL hibe sağlanıyor. Bu destekler sayesinde fikir ve projeler, sürdürülebilir iş modellerine dönüştürülebiliyor.

Buğra Çelik, imece’nin, geçtiğimiz bir yıl içinde sosyal inovasyon ve girişimcilik konusunda 10 bin kişiye dokunduğunu, bu süreçte, 84 mentor ve 17 eğitmenle 400 saatin üzerinde eğitim verildiğini söylüyor. Çelik’in dikkat çektiği önemli bir konu ise Türkiye’de sosyal girişimin ne olduğunun ve ne yaptığının kamuoyu tarafından yeterince anlaşılmaması.

Bu gerçeği Mart 2016 yılında Reuters Foundation tarafından yapılan sosyal girişimcilik araştırmasının sonuçları da ortaya koyuyor. Şöyle anlatıyor Çelik: “Türkiye’de sosyal girişim sahipleri yaptıkları işle geçimlerini sağlayamıyor. Sosyal girişimcilik yapmak isteyenler, kurum ve şirketlerden fon bulma konusunda zorlanıyor. Ama herşeye rağmen özellikle de gençlerin işe atılmasıyla, sosyal girişimcilik çok hızlı bir gelişim gösteriyor. Bu bizim için umut veren çok önemli bir gelişme.”

Evet genç nesil, “iyi” işler yapmak istiyor. Önceliği para kazanmak değil, yaptığı işin anlam taşıması, hayata değer katması, insan için fayda yaratması.

Fakat, Buğra Çelik’in de vurguladığı gibi, Türkiye’de sosyal girişimcilerin yeşerebileceği mekanizmalar yok; bu konuda Türkçe kaynak da yok. imece platformu da işte bu boşluğu kapatmak için çalışıyor. Fikir aşamasından başlayarak, sosyal girişimlerin ihtiyaç duydukları ekosistemi kurmayı hedefliyor. Çünkü, hayallerin sınırsız, daha güzel bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyor.

7 MİLYAR DOLARLIK FON SOSYAL GİRİŞİMCİ ARIYOR

Sosyal etki yaratmanın şartı, sürdürülebilirlik sağlamak. Bunun için de sürdürülebilir fi nans kaynaklarına gerek var şüphesiz. imece’nin stratejik partneri S360’ın Genel Müdürü Kerem Okumuş, bugün dünya genelinde etki odaklı iş modellerinin ön plana çıktığını söylüyor. Bu şirketlerin yarattığı sosyal etki artıkça, gelir düzeyi de artıyor. Bu yeni sürecin oyuncularına “etki yatırımcıları” adı veriliyor. Etki yatırımcıları; aile fonları, vakıfl ar, emeklilik fonları, sigorta fonlarından oluşuyor. Kerem Okumuş’un verdiği bilgiye göre, bugün dünya genelinde sosyal etki yaratmayı amaçlayan 7 milyar dolarlık fon mevcut. Sosyal etki yaratmak için bugüne kadar kullanılan “hibe” yönetminin sürdürülebilir olmadığını ifade eden Okumuş, “Etki fonları, kaynakların sürdürülebilir olmasını sağlayan yeni araçlar. Bu fonların Türkiye’ye gelmesi açısından imece çok önemli bir rol üstleniyor” bilgisini veriyor.

Elon Musk olmak hayal değil

imece kurucu ortaklarından Atölye’nin Kurucu Ortağı Kerem Alper de, tüm dünyada sosyal girişimciliğin körüklendiğini ekliyor ve şu yorumları yapıyor: “Dünyayı dönüştürmenin yolu, küresel sorunlara çözüm üretecek girişimciler çıkarmaktan geçiyor. Türkiye’de girişimcilik patlamakta olan bir alan. Coğrafyamız sosyal girşimcilik açısından da çok güçlü; çünkü çözüm bekleyen çok fazla sorun var. Bizlere ilham verecek sorunlar hemen yanımızda. Eksik olan bu dönüşümün arkasında duracak şirketlerin varlığı. Elon Musk gibi gerçek sosyal girişimci rol modelleri tabana indirmek gerekiyor. Elon Musk olmak bir hayal değil, çünkü temel bir soruna çözüm üretiyorsanız, insanlar bunun için para verecektir.”

HEDEFİ KEŞFEDEN VE ÜRETEN BİR EĞİTİM KÜLTÜRÜ YARATMAK

Hayal Gücü Merkezi Nitelikli Eğitim Destek Programı kapsamında hibe almaya hak kazanan takımlardan biri. Amacı, sorup keşfeden ve üreten bir eğitim kültürü yaratmak. Odağında, öğrenmeye hevesli çocuklar var. Ekip, çocukların ortak ilgi alanlarına sahip akranlarıyla buluşmasını kolaylaştıran, sorma keşfetme ve üretmeye imkan veren bir mobil uygulama oluşturmayı hedefl iyor. Sor-keşfet-üret adlı mobil uygulama, çocukların meraklarını ve becerilerini topluyor, bu doğrultuda çocuklara içerik ve sosyalleşme olanakları sağlıyor ve çocukları ortak ilgi alanlarına sahip akranlarıyla buluşturuyor. Hayal Gücü Merkezi, TEGV ile gönüllü eğitim, bir TEGV noktasında Hayal Gücü Merkezi kurmak ve TEGV bilişim programı Algo Dijital kapsamında işbirliği yapmak konularında görüşmelerini sürdürüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar