Güçlü kadınlar sahneye!

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

“Dünya ekonomisinde kadınlar konusunda cesaretlendirmek istiyoruz” diyor. çoktan öncü bir güç haline geImiştir. Bu nedenle dünya çapındaki işletmecileri, yönetici konumundaki kadınları ve çalışanları hak ettikleri takdir için çabalamaları konusunda cesaretlendirmek istiyoruz.”

Bu sözler Stevie Awards başkanı ve kurucusu Michael Gallagher’a ait.

The Stevie Awards iş dünyasının başarılı kadınlarını ödüllendirilen ilk uluslararası ekonomi ödülü. 2002 yılından bu yana her sene dünya genelinde kadın işletmecileri, kadın yöneticileri, kadın çalışanları ve kadınlar tarafından yönetilen şirketleri ödüllendiriyor.

Stevie Awards for Women in Business bu yıl 14. kez düzenleniyor ve başarılı kadınları arıyor. Şirketler veya bireyler 23 Ağustos 2017 tarihine iş dünyasının bu en büyük ödülü için başvurabilecekler. Stevie Awards for Women in Business her yıl kadınları ve kadınlar tarafından yönetilen şirketleri 85 kategoride ödüllendiriyor. Bu ödüllerden bazıları şöyle: Yılın Kadın Girişimcisi; Yılın kadın Yöneticisi; Yılın Kadın Mentoru; Hayat Boyu Başarı Ödülü; Kadınlara Yardım Eden Kadınlar; Yılın Kadın İşvereni; Yılın Kadın İşletmecisi; Yılın Kadın Yaratıcısı.

Bu yıl eklenen iki yeni kategori var. Bunlardan biri, Yılın En Yenlilikçi Kadını Ödülü. Kadınlar bu kategori altında, yaratıcı girişimler, geliştirdikleri veya piyasaya sürdükleri özel inovasyonlar için ödüllendirilecek. İkincisi ise Yılın Solo Kadın Girişimcisi. Bu kategori ise bireysel işletmecilerin başarılarını ödüllendirecek. Ödüller; Altın, gümüş veya bronz Stevie Award olarak veriliyor. Ödül alan isimler ise tüm dünyada tanıtılıyor. Böylece kadınların başarısı diğer tüm kadınlara rol model oluşturuyor.

Michael Gallagher, yönetici konumundaki kadınları Stevie Awards gibi ekonomi ödüllerine katılım konusunda sürekli cesaretlendiriyor. Bunun nedenini de şöyle açıklıyor:

“Bu deneyimli kadınlar muhteşem. Başarı hikayeleriyle dünya çapında başka kadınlara veya kızlara kendi hayatlarını düzenleme, kendi şirketlerini kurma veya yönetici konumu için çabalama ve kendi potansiyellerini kullanma konularında ilham veriyorlar. Stevie Awards kazananları diğer kadınları teşvik ediyorlar; mesleklerinin peşinden gitme konusunda cesaretlendiriyorlar.” 14. Stevie Awards for Women in Business kazananları 17 Kasım 2015 tarihinde belirlenecek ve New York Marriott Marquis Hotel’de açıklanacak. Başvurular, dünyaca saygın işletmeci, yönetici ve eğitimcilerin oluşturduğu bir jüri tarafından değerlendirilecek. Katılımcılar, bu değerlendirmelerin hepsini öğrenebilecekler. Bu da onların kendilerini geliştirmelerinde önemli bir adım olacak. Geçen senelerin kazananları arasında, Acer, Apple, BASF, BT, Ford, ING, Procter & Gamble, Roche ve Samsung gib deny markalarının yöneticileri ve çalışanaları bulunuyor. Bu senenin en başarılı kadını neden siz olmayasınız? Haydi kadınlar, sahne sizin!

2020’de liderlik pozisyonlarında daha fazla kadın olacak

Ranstad geçtiğimiz günlerde liderlik konumunda kadınların olmasının, şirketler için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyan bir araştırma yayınladı. Araştırmaya göre, kadın ve erkek çalışanların eşit ücret almaları; kadın liderliğinin daha görünülür kılınması; iş ortamının aile ortamını yansıtması gibi unsurlar, kadınların ilerlemesini kolaylaştıran unsurların başında geliyor. Kadınların yüzde 76’sı, kadın yöneticilerin olduğu şirketlerde çalışmayı tercih ediyor. Kadınların liderlik pozisyonuna yükselmelerine yardımcı olacak dört önemli adım ise şöyle sıralanıyor: Eşit ücret politikası; yönetici kadın sayısının artması; kadınlara yönelik liderlik programlarının artırılması ve esnek çalışma fırsatı. Bu arada araştırmanın önemli bir diğer sonucu da, katılımcıların yüzde 67’sinin, 2020 yılında liderlik pozisyonlarında daha fazla kadın olacağını düşünmeleri.

Günün sözü

Kadınları geride tutan kanunlar ve gelenekler, tüm toplumu geriletir. Hillary Clinton / ABD Eski Dışişleri Bakanı

Robot rekabeti, iş dünyasında cinsiyet eşitliğini getirebilir

Robotlar işlerimizi elimizden almaya hazırlanıyor. Ama bütün işleri değil, bazılarını. Bu bazı işler, fabrikalarda ya da inşaatlarda geleneksel olarak erkekler tarafından yapılan işler. Bu nedenle, otomasyon aslında sadece ekonomiyi ilgilendiren bir sorun değil, aynı zamanda kültürel bir sorun. Hatta bir cinsiyet sorunu. Bu yüzden erkekler yakın bir zamanda işe yaramaz olma korkusu ile yaşıyorlar.

Aslında bu korkuda, insanlık adına bir umut var. Otomasyona vereceğimiz cevap; bir kadın veya bir erkek olmanın iş dünyasında ne anlama geldiğine vereceğimiz cevapla ilgili. Bugün bazı siyasi yaklaşımlara göre erkeklerde görülen işsizlik nedeni büyük ölçüde outsourcing ve göçten kaynaklanıyor. Fakat aslında en büyük tehdit, otomasyon. Çünkü teknolojik gelişimi durduracak hiçbir sınır yok. Oxford tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, önümüzdeki 10-20 yıl içinde ABD’deki inşaat işlerinin yüzde 70’i robotlar tarafından gerçekleştirilecek. Bugün bu işlerin yüzde 97’si erkekler tarafından yapılıyor.

Peki kadınlar tarafından yapılan işler robotlar tarafından tehdit ediliyor mu? Hayır. Bunun nedeni, kadınların genellikle para kazanılmayan ya da düşük ücretli işlerde çalışıyor olmaları. Bakım ve hizmet sektörü gibi. Dünya nüfusunun hızla yaşlanması ile, bu sektörlerdeki istihdam ihtiyacının da önümüzdeki dönemde ciddi çekilde artacağına dikkat çekiliyor. Çünkü robotlar, bu alanlarda henüz kifayetsiz kalıyor.

Serbest piyasa mantığına göre, bir alanda iş imkanlarının yok olması, insanların yeni alanlara yönelmesini ve yeni beceriler geliştirmesini gerektiriyor. Yani önümüzdeki dönemde fabrika işçilerinin çocuk bakıcısı olabileceğini düşünebiliriz. Ama bu da yanlış bir düşünce. Çünkü bu kadın işi ve kadınların yaptığı işler “düşük ücretlidir.” Oysa erkeklerin para beklentisi yüksektir.

Kadın-erkek arasındaki ücret dengesizliği bugün tüm dünyanın sorunu olmaya devam ediyor. Birleşmiş Milletler tarafından 2016 yılında yayınlanan bir rapor şu çarpıcı gerçeği ortaya koyuyor: Kadınların ücretsiz olarak yaptıkları işlere parasal bir değer verildiğinde, bu oran küresel gelirin yüzde 40’ına ulaşıyor.

Teknolojik gelişmeler, bu sorunun daha da büyümesine neden olabileceği gibi, çözüm de oluşturabilir. Bu noktada belirleyici olan konu sosyal yaklaşımlar olacak. Erkeklerin iş dünyasında “robot” gibi oldukları, duygusuz ve para odaklı davrandıkları izleniyor. Sorun, robotların duygusuzluk konusunda erkeklerden daha başarılı olmaları. Dolayısıyla, insan olmanın avantajlarını kullanmak gerekiyor. Duygusallık, uyum sağlamak, birlikte çalışmak, düşünmek, diğerlerine yardım etmek, anlayışlı olmak bunlardan bazıları. Robotlar karşısında, işlerinin tehdit altında olduğunu hisseden erkekler, belki de kadın çalışanların senelerdir anlatmak istediklerini şimdi daha iyi anlayabilirler. İş dünyasında eşitlik; aynı işe eşit ücret; fırsat eşitliği erkeklerin yeniden düşünmesi gereken konuların başında geliyor. Robotların yaratacağı haksız rekabet, belki de cinsiyet eşitliği adına olumlu bir adım olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar