Hindistan fırsatı

Doç. Dr. Hatice KARAHAN
Doç. Dr. Hatice KARAHAN EKONOMİK STRATEJİ hkarahan@medipol.edu.tr

Referandumu geride bırakan Türkiye ekonomisi, artık yeni döneme ve yeni çalışmalara odaklanmak durumunda. Ve bu çalışmalara, kuşkusuz uluslararası arenadaki fırsatlar da dâhil. İş dünyası açısından, Avrupa’daki tansiyonun düşmesi ve özellikle de Gümrük Birliği’nin revizyonu vesilesiyle ileriye bakılması önemliyken, dünyanın başka diyarlarındaki arayışlar da elbette sürecek. İşte bu doğrultuda, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir dizi ülkeyi kapsayan turunun start verdiğine şahit olduk. Bu gezilerin ilki ise Hindistan’a oldu ki, ülkenin son dönemde canlı bir gelişim performansı sergilediği malumunuz…

Hindistan gibi dev bir ekonomiyle olan ikili ilişkilerimiz ise, idealin oldukça gerisinde. Evet, gerek ticaretin gerekse yatırımların yıllar içinde bir gelişim sergilediği doğru ancak böylesine büyük bir ekonomiyle olan bağlarımızın, şöyle bir alıp başını gitmediği de doğru. Dolayısıyla da, Türkiye için fırsat denince akla ilk düşmesi gereken pazarlardan biri Hindistan. Elbette bu noktada, bir takım siyasi bakış açılarının ya da bürokratik zorlukların süreç içindeki gelişimin önüne bir şekilde çıktığına da şüphe yok. Bununla birlikte, yola koyulan ekonomi diplomasisi, zaten bir yandan bu engelleri aşmaya çalışmak için de hizmet edecek, etmeli.

Bu doğrultuda Hindistan’a daha yakından bakacak olursak, ülkenin bir dönüşüm içinde olduğunu ve bunun da etkisiyle büyüme hızının hatırı sayılır olmayı sürdüreceğini vurgulamak gerek. Söz konusu dönüşümün başlıca direkleri arasında ise, “Make in India” ve “Digital India” projeleri geliyor. Üretimi canlandırmak ve bilgiye dayalı bir ekonomi inşa etmek amacıyla hayata sokulan bu girişimlerin yanı sıra, altyapı yatırımlarına dair de planlar var. Üstelik “Smart Cities” olarak adlandırılan proje kapsamında anons edilen 98 şehrin dönüşüme tabi tutulması çalışmaları da dikkat çekiyor.

İşte Hindistan’da değişime açılan bu kapılar, dış dünyanın da ilgisini çekiyor. Buradan hareketle DEİK tarafından geçtiğimiz günlerde yayımlanan “Hindistan Fırsat Analizi” isimli rapor, bahsettiğim dönüşüm ayakları ve hatta daha fazlasıyla ilgili detaylı bilgiler sunması açısından faydalı bir rehber niteliğinde…

Nitekim raporda da belirtildiği üzere, Hindistan pazarında sanayi ve gıda sektörleri bazında, potansiyel ürün gruplarında Türkiye’nin pazar payını önemli ölçüde artırması muhtemel...

İmalat sanayinin Hindistan GSYH’si içindeki payını artırmayı amaçlayan Make in India programı kapsamında da, makine, tekstil, seramik, kimya ve mobilya gibi çeşitli sektörlerde işbirliği fırsatları var.

Ülkedeki sanayi reformu, işbirliklerine kucak açarken bunu altyapı gelişimiyle de desteklemek durumunda... Söz konusu yatırımlar ise, barınmadan limanlara, demiryollarından karayollarına kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor ki bu noktada da müteahhitlik sektörümüzü ilgilendiren olanaklar var.

Hizmetler tarafında Türkiye’nin kritik sektörü olan turizm açısından da Hint turistlerin henüz değerlendirilmemiş potansiyelini ortaya çıkarmak gerekiyor. Nitekim her yıl milyonlarca Hint yurt dışına giderken, Türkiye’nin payına bunun sadece 80 bini düşüyor.

Ayrıca Türkiye-Hindistan arasında bilişim sektörü başta olmak üzere teknolojik işbirliklerinin güçlenmesi ve bu noktada özellikle Hindistan’ın kalifiye işgücünden yararlanılması konusunu da değerlendirmekte fayda var.

Tüm bunlar ise, doğru bilgilenmeler ışığında karşılıklı girişimleri güçlendirmeyi gerektiriyor. İşte bu bağlamda firmalarımızın, Hindistan’da bölgeden bölgeye göre de değişebilen fırsatları ve zorlukları detaylı incelemesi önem taşıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Yatırım iştahsızlığı 19 Haziran 2017
Petrol hikayesi 05 Aralık 2016
Keyifsiz görünüm 24 Ekim 2016
Türkiye’ye güvenenler 15 Ağustos 2016
Tarımda umut 12 Temmuz 2016