Höllük de mi pahalı?!
“Küçük şişe su 3 TL…”
“Anadolu’da bebeğin altına bez diye sarılan kum (höllük), sudan ucuzdu, kilosu 7 TL’ye çıktı…”
***
Yaz tatillerinde…
Çocuklar, esnafa (terzi, doktor, dişçi, mimar, muhasebeci, kalaycı, demirci vb.) çırak olarak gönderilirmiş…
***
Hatta…
Babalar, gizlice dükkân/büro sahibi veya ustasına, düşükte olsa bir para öder, bunu çocuğa haftalık ücret olarak vermesini tembih edermiş…
***
9-10 yaşındaki çocukta, yaptığı iş ve kazandığı para ile özgüven duygusu gelişirmiş…
***
Yanı sıra…
Üretebilmenin matematiğini…
Yani;
Emeğin, çabanın, yeteneğin, girdinin, ürünün maliyetini/kazancını/saygınlığını;
Üretilirse, tüketilebilineceğini; ürettikçe alım gücü ve refahın artabileceğini
öğrenirmiş…
***
(Bugün, çocuğun gelişimi ve çalışma hayatına girebilmesi için binlerce kat daha fazla para/emek/sabır harcıyoruz, ama…)
VELHASIL…
Höllükçü pahalıcı, höllük pahalı değil…
Niteliksiz/bilinçsiz eğitime, kolaycılığa, sosyal yardımlara, kamuda çalışmaya yönelten, gençleri ihtiyaç olmayan alanlara yığan politikalar sayesinde üretim/tasarruf/sermaye azaldı, emek ucuzladı, alım gücü daraldı…
Sosyal, kültürel, eğitim, siyasi birçok alanda olduğu gibi, çalışma hayatında da, “Şimdi ya da asla” denecek noktayı geçiyoruz…