Hükümet yağmasa da gürlüyor, gürlemeyi bile beceremeyenler ders alsın!

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Başbakan Davutoğlu, 25 maddelik ekonomik dönüşüm programının reel ekonomiyle ilgili olan 9'unu açıklarken, iddialı bir ifade kullandı. Davutoğlu; "Cumhuriyet tarihinin en önemli yapısal dönüşüm hamlelerinden birini başlatıyoruz" dedi. Bu dönüşüm hamlesinin ikinci ayağı makro ekonomi ve finans, üçüncü ayağı ise insan odaklı kalkınma konularında olacak ve bunlar daha sonra açıklanacak.

Davutoğlu'nun iddialı sözleri "Cumhuriyet tarihinin en önemli hamlesi" ile de sınırlı değil. Başbakana göre, Türkiye zaten son 10-12 yılda geride kalan 200 yıllık dönemin en büyük atılımlarını gerçekleştirmiş durumda. Yani şimdi bu atılımlar daha da artacak.

Bu yapısal dönüşümler çerçevesinde ne öngörüldüğünü haber sayfalarımızda detaylı olarak okuyacaksınız. Tekrara gerek yok. Ama akla birkaç soru da gelmiyor değil doğrusu...

Bu atılımlara ihtiyaç duyulduğuna göre, demek ki şimdiye kadar bir ihmal söz konusu olmuş. AKP, yeni hükümet olsa, onlar da göğüslerini gere gere "Evet şimdiye kadar hiçbir şey yapılmamış, biz enkaz devraldık, şimdi bir toparlanma hamlesi başlatıyoruz" diyebilirlerdi. Ama insaf, 12 yıldır ülkeyi aynı parti yönetiyor, şimdi ne oldu da bu hamlelere gerek duyuldu. 

Peki, dile getirilen hamleler, ilk kez duyduğumuz, yani yıllık planlarda, programlarda hiç yer almamış, yepyeni hedefler mi? Kesinlikle hayır. Sözcük farkıyla bu konular daha önce de defalarca bir yerlerde geçti zaten.

Şimdiye kadar ihmal edilmiş olmasını da geçelim, yeni hedefler gündeme getirildi. Bu hedeflere ulaşılmazsa ne olacak? Başbakan, bu konudaki soruyu, "Eylem planını Bakanlar Kurulu izleyecek" diye yanıtladı. Tamam, Bakanlar Kurulu izledi, herhangi bir konuda gecikme olduğunu da saptadı, ne olacak? 

Davutoğlu'nun basın toplantısında yer alan bakanlar konu kendileriyle ilgili olduğunda sorulara yanıt verdiler. Tarım Bakanı Mehdi Eker bir soru üzerine, gıdadaki pazarlama zincirinin uzun olduğunun görüldüğünü ve gıda maddelerindeki hızlı fiyat artışının bundan kaynaklandığının anlaşıldığını söyledi. Yani biz bunu görmek için eylem planını ya da bu yılı mı bekledik? Açın gazete arşivlerini, 20 yıl önce bile bu durum böyleydi ve biliniyordu. Böylesine somut bir konuda bile yıllar yılı adım atılmamış, şimdi eylem planındaki bir hedefte gerçekleşmeden sapılırsa Bakanlar Kurulu el koyacakmış. Peki yaptırım ne olacak?
Başbakan Davutoğlu diyor ki, "Madenlerde iyileştirme yapılmadığı görüldü". Bu iyileştirme için eylem planlarına gerek var mıydı? Ya da, haydi eylem planı devreye giriyor, göreceğiz madenlerde iyileştirme olacak mı, örneğin yaşam odaları kurulacak mı, kazalar önlenebilecek mi?

G-20'ye örnek eylem planı 

Başbakan Davutoğlu, eylem planının kapsamını ve önemini vurgularken, önümüzdeki günlerde Avustralya'da yapılacak G-20 toplantısına dikkat çekerek, "G-20 ülkelerinden hiçbiri böyle program açıklamadı" dedi. İlginç bir kıyaslamaydı doğrusu. 
Böyle planlar biraz da ihtiyaç değil mi? Bize göre çok az gelişmiş bir ülke, örneğin çocuk ölümlerini azaltmak için yoğun bir kampanya başlatsa ve bizim gibi ülkeleri de örnek gösterip, "Onlar böyle bir kampanya yapmıyorlar" dese, bunun bir anlamı olabilir mi?

Ya sessizce oturanlar?

Hükümet eylem planını açıklamaya başladı; üç temel başlık, bu üç temel başlık altında 25 başlık, bini aşkın konu. Bu konular yıllardan beri vurgulanan konularmış; değilse bile şimdiye kadar niye gündeme getirilmemiş, kimin umurunda.

Şunun şurasında seçime yedi ay kalmış. Zaten bu konularda hedef 2018. Kimsenin 2015 geldiğinde, "Hani siz şu şu konularda şöyle taahhütlerde bulunmuştunuz, ne oldu, niye gerçekleşmedi" deme şansı yok ki. Yanıt belli... 

Zaten iktidarda olan bir parti yeni seçim için böylesine hummalı bir faaliyet gösteriyor; ama sözüm ona iktidara talip olan muhalefet partileri ne yapıyor? 

Sanmayın ki vatandaş dış politikayı, insan haklarını, demokrasiyi o kadar umursuyor. Üzüntü verici ama gerçek bu. Vatandaşın derdi cebi, cüzdanı. Muhalefetten de "İktidar şunu yanlış yaptı"dan başka pek bir şey duyulmuyor, yanlış yapıldığı dile getirilenlerle ilgili doğrular bir türlü ortaya konulamıyor.

Dedik ya, bir tarafta en azından gürleyen hükümet, diğer tarafta gürlemeyi bile akıl edemeyen, etse de niyetlenmeyen, niyetlense de beceremeyen ve toplumu ikna etmekten çok uzak kalan bir muhalefet...
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar