İki farklı maç

Beşiktaş'ın sahasında Trabzonspor'u konuk ettiği maç, iki farklı devrede iki farklı oyuna sahne oldu. İlk 45 dakikada kör dövüşünü andıran karşılaşma ne izleyenlere ne de oynayanlara zevk verdi. Devre sonunda Trabzonspor'un -biraz da Cüneyt Çakır'ın yardımıyla- bulduğu gol, hem Samet Aybaba'nın hem de Beşiktaşlı futbolcuların aklını başına getirdi. Siyah-beyazlı takımın maça çıktığı kadro, tipik 4-3-3 yapılanmasıydı ama Samet Aybaba nedense Fernandes'in ileri uca yakın olduğu 4-2-3-1 düzenini tercih etmiş Hugo Almeida'yı da sol kanada monte etmişti. Böylesi bir taktik düzende göbeği İbrahim Toraman - Oğuzhan Özyakup ikilisiyle kontrol etme fikri, sahada kâğıt üzerindeki kadar geçerli olmadı. Almeida'nın içe kat ederek oynaması sol kanattaki Uğur'u yalnız bırakırken, bu bölgeyi savunma işi de genç Oğuzhan'ın üzerine kaldı. Batuhan'ın ileride topu tutarak kendisine yaklaşacak ve hücuma destek verecek arkadaşlarına servis yapmasına dayalı düşünce, Bamba - Mustafa Yumlu ikilisinden kaynaklanan direnç nedeniyle işlerlik kazanamadı. Bu noktada şu saptamayı yapmak gerekiyor; Batuhan'ın Beşiktaş'a faydalı olmak için çalışması gerektiği ölçüde Beşiktaş'ın da Batuhan'dan yararlanmayı bilmesi gerekiyor. Bamba - Mustafa ikilisinin kucağına Batuhan'ı bırakıp ve sürekli o bölgeye top şişirip "ileride top tutamadık" bahanesine sığınmak biraz kolaycılık oluyor. Batuhan formsuz olabilir, güçsüz olabilir hatta motivasyon problemleri yaşayabilir ancak benim kendisi hakkındaki fikrim son vuruşlar konusunda Almeida'dan çok daha yetenekli bir futbolcu olduğu yönündedir. Trabzonspor maçında Portekizli golcünün yakaladığı pozisyonlara Batuhan girse muhtemelen 90 dakika skoru farklı şekilde olurdu. Tüm bunları neden yazdım? Türk spor medyasında ve futbol kamuoyunda "Batuhan Beşiktaş'taki ikinci şansını da kullanamadı" temelinde üretilen tezleri son günlerde sıkça duymaya başladığımdan.

İkinci 45 dakikanın başlamasıyla "ligin ilk haftalarında izlediğimiz Beşiktaş'ın sahne alması" birlikte gerçekleşti. Almeida'nın santrfor bölgesine geçtiği, sol kanada Olcay'ın monte edildiği Beşiktaş, mücadele anlamında da silkinmiş ve maça ortak olmayı kafasına koymuştu. 55'te Fernandes'in bireysel becerisiyle takımına kazandırdığı gol, hem fiziksel hem mental geri dönüşün bir ödülü sayılmalı. Keza beraberlik sonrası Trabzonspor'un sürekli geri adım atmasına karşın Beşiktaş'ın maçın direksiyonuna geçtiğini ve ciddi anlamda galibiyeti kovaladığını gördük. Maça 4-1-4-1 gibi başlayan Trabzonspor'da defansın önündeki Zokora maç içinde sakatlanmasına ve milli maçtan dönüş yapmasına rağmen takımını defansif açıdan sırtlayan isim oldu. Soner ve Sapara oyunun ofansif yönünde üretkenlikleriyle var olmaya çalışırlarken aynı başarıyı defansif anlamda gösteremediler ve Beşiktaş'ın dalga dalga gelmeye başladığı zaman diliminde Şenol Güneş'ten kemendi yediler. Bu arada maçın öne çıkan isimlerine de vurgu yapmamız gerekiyor. Trabzonspor'da kaleci Onur, beş yıldızlık performansıyla alkışı hak etti. Beşiktaş ise Trabzonspor maçındaki performanslarıyla iki önemli oyuncu kazandı: Oğuzhan Özyakup ve Ersan Adem Gülüm. Dar kadrosunda yetenekli ayakların azlığı nedeniyle sıkıntılar yaşayan siyah-beyazlı ekip, bu iki oyuncudaki ısrarını devam ettirecek olursa hem kadro anlamında elini güçlendirir hem de geleceğe dair çok önemli bir yatırım yapmış olur. Oğuzhan gibi oyunu iki yönlü oynamaya çalışan bir oyuncu -bilhassa fizik açıdan ekstra çalışmalar yapıp güçlenirse- Beşiktaş'a ilaç olur. Yaşadığı uzun sakatlıklardan sonra ismi unutulmaya yüz tutan Ersan da geçmiş formundan kesitler sunduğu futboluyla Ocak ayında Escude'yi taca çıkarır gibi görünüyor.

Düellodan galip çıkmadı
Süper Lig'in 8. haftasında Gençlerbirliği sahasında Galatasaray'ı konuk etti. Ankara 19 Mayıs Stadyumu'nda oynanan ve büyük bir heyecana sahne olan maçta puanlar paylaşılırken; karşılaşma 3-3'lük eşitlikle sonuçlandı. Karşılaşmada Galatasaray'ın gollerini 54. dakikada Umut Bulut, 58. dakikada Johan Elmander ve 86. dakikada Hakan Balta kaydetti. Gençlerbirliği'nin golleri 26. dakikada Azofeifa, 66. dakikada Aykut Demir ve 68. dakikada Jimmy Durmaz'dan geldi. Bu sonuçla birlikte Galatasaray, puanını 15'e yükseltirken, Gençlerbirliği puanını 13 yaptı. Ligin 9. haftasında başkent ekibi Karabükspor deplasmanına konuk olacak. Galatasaray ise sahasında Kayserispor ile karşı karşıya gelecek.

Elazığspor kaptı ama kaçamadı
Spor Toto Süper Lig'in 8. haftasında son haftaların formda ekibi Orduspor, sahasında Elazığspor ile karşılaştı. 19 Eylül Stadyumu'nda oynanan ve nefesleri kesen mücadele 2-2'lik eşitlikle sona erdi. Sanica Boru Elazığspor yeni hocası Yılmaz Vural yönetiminde çıktığı ilk maçta iki farklı öne geçmesine rağmen üstünlüğünü koruyamadı. Mücadelede Sanica Boru Elazığspor'un golleri 38. dakikada Julien Faubert ve 59. dakikada Köksal'dan gelirken Orduspor'un eşitlik sayılarını 71'de Nizamettin ve 74'de penaltıdan Bogdan Stancu kaydetti. Rumen golcü Bogdan Stancu, Elazığspor'a attığı bu golle gol krallığında da iddialı konuma geldi. Bu sonucun ardından Orduspor 14 puana yükselirken Sanica Boru Elazığspor ise 4 puana yükselmesine rağmen ligin son sırasından kurtulamadı.

Antalya'da gol yağmuru
Süper Lig'in 8. haftasında Antalyaspor, Akdeniz Üniversitesi Stadyumu'nda Sivasspor'u 4-2'lik skorla geçti. Antalyaspor'un gollerini 10. dakikada Ismail Aissati, 41. ve 86. dakikalarda Isaac Promise, 56. dakikada Lamine Diarra kaydederken, Sivasspor'un gollerini 38. dakikada Kamil Grosicki ve 48. dakikada Eneramo attı. Bu karşılaşmanın ardından M.P. Antalyaspor puanını 15'e yükseltirken, Sivasspor 12 puanda kaldı. Maçın 38. dakikasında ceza sahası sol çaprazından kazanılan serbest vuruşta topun başına geçen Grosicki'nin vuruşunda kaleci Hakan Arıkan topu çıkarmasına rağmen, hakem Tolga Özkalfa topun çizgiyi geçtiğini belirterek golü verdi. Bu gol uzun süren tartışmaları da beraberinde getirdi.

Eskişehirspor gol oldu, yağdı
Spor Toto Süper Lig'in 8. haftasında Eskişehirspor, Eskişehir Atatürk Stadyumu'nda Karabükspor'u konuk etti. Alper Potuk'un 2 asist ve 1 golle yıldızlaştığı maçta Eskişehirspor, Karabükspor'u 5-2 mağlup etti. Heyecanlı ve bol pozisyonlu geçen maçta, Eskişehirspor'un gollerini 16. dakikada Necati, 38. ve 70. dakikalarda Kamara, 50. dakikada Alper Potuk, 78. dakikada Patryk Malecki atarken, Karabükspor'un golleri ise 7. dakikada İlhan Parlak ve 88. dakikada Ahmet İlhan Özek'ten geldi. Bu sonucun ardından Eskişehirspor ligdeki puanını 13'e yükseltirken, Karabükspor ise 8 puanda kaldı. Ligin 9.haftasında Eskişehirspor, Elazığspor'a konuk olacak. Karabükspor ise sahasında Gençlerbirliği ile oynayacak.

Kasımpaşa kâbus gördü
Spor Toto Süper Lig 8. hafta karşılaşmasında Mersin İdman Yurdu deplasmanda Fırat Aydınus'un yönettiği mücadelede Kasımpaşa ile 2-2 berabere kaldı. Konuk ekip mücadelenin 27. dakikasında Mert Nobre ve 51. dakikasında Mustafa Keçeli attığı gollerle 2-0 öne geçerken, ev sahibi ekibin gollerini 90. dakikada Viduez ve 90+1. dakika Adem Büyük kaydetti. Bu sonucun ardından Kasımpaşa puanını 13'e yükseltti. Mersin İdman Yurdu 5 puanda kaldı. Spor Toto Süper Lig'in 9. haftasında Mersin İdman Yurdu kendi evinde İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u konuk ederken, Kasımpaşa ise Recep Tayyip Erdoğan Stadı'nda Beşiktaş ile karşı karşıya gelecek.

Golsüz ve zevksiz maç
Süper Lig'in 8. haftasında Akhisar Belediyespor, sahasında Gaziantepspor'u ağırladı. Akhisar Belediye Stadı'nda oynanan karşılaşma 0-0'lık eşitlikle sona erdi. Mücadelede iki takım da yakaladıkları az sayıda gol pozisyonunu skora çeviremezken maç başladığı gibi golsüz eşitlikle sona erdi. Hamza Hamzaoğlu yönetimindeki Akhisar Belediyespor bu sonucun ardından 7 puana yükselirken sezonun da 4. beraberliğini almış oldu. Hikmet Karaman'ın Gaziantepspor'u ise 8 puana yükselerek bu sezon ikinci kez beraberliği tatmış oldu. Bir sonraki hafta Gaziantepspor sahasında Orduspor'u ağırlarken, Akhisar Belediyespor ise Sivasspor deplasmanında üç puan arayacak.

TEKNİK ANALİZ
(Bursaspor - Fenerbahçe)
Birer gol birer puan

Fenerbahçe, önemli eksiklerle gittiği Bursa deplasmanından bir puan çıkardı. Başka bir deyişle "Bursaspor 2 puan kaybetti" ifadesi de kullanılabilir çünkü maç genelinde etkin olan, gol arayan ve çok daha fazla pozisyon yakalayan taraf ev sahibi yeşil-beyazlılardı. Ertuğrul Sağlam'ın öğrencileri ileride baskı ve tempo ile başladıkları maçta kısa zamanda hem oyun hâkimiyetini hem de skor avantajını ele geçirdiler. Ancak gol sonrası tempoyu rölantiye düşürmeleri, Fenerbahçe'nin bir anlamda silkinmesine yol açtı. Sow'un kafasından gelen gol sarı-lacivertli ekibi maçın içinde tutarken, kalan dakikalar daha çok Bursaspor'un hükmettiği bir oyuna sahne oldu. Yeşil-beyazlılar 4-4-1-1 sisteminde N'Diaye'nin yanında Belluschi'yi kullanarak topa hâkim oldular. Fenerbahçe ise ileri uçtaki Sow'u ilk yarıda Kuyt, ikinci devrede Stoch ile desteklediler.