İklim krizi küresel barış için ciddi bir tehdit

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Ekonomi ve Barış Enstitüsü (IEP) tarafından 13 senedir yayınlanan Küresel Barış Endeksi (GPI) 163 ülkeyi barış düzeyleri doğrultusunda değerlendiriyor. Raporda; barış, ekonomik değer yaratma ve barış içinde yaşayan toplumla yaratmak adına yapılan çalışmalara yer veriyor.

Rapor dünya nüfusunun yüzde 99.7’sini kapsıyor ve üç tema üzerine odaklanıyor: Toplumsal güvenlik; mevcut iç ve dış çatışmalar ve silahlanma düzeyi. Raporda bu yıl yer alan bir diğer tema ise Pozitif Barış. Bu tema, barış içinde yaşayan toplumlar yaratmayı ve bu toplumları sürdürülebilir kılmayı hedefleyen yaklaşımları, kurumları ve yapıları kapsıyor. Pozitif barış ve ekonomik değişimler arasındaki ilişki de değerlendiriliyor.

Bu yılın sonuçlarına göre, küresel barış anlamında geçen seneye oranla az da olsa bir iyileşme söz konusu.

Rapora göre, İzlanda, dünyanın en barışcı ülkesi. İzlanda bu konumunu 2008 yılından bu yana koruyor. İzlanda’yı; Yeni Zelanda, Avustralya, Portekiz ve Danimarka izliyor. İlk 20 ülke arasında en büyük iyileşmeyi gösteren ülke ise Butan. Ülke son 12 yılda, sıralamada 43 basamak yükselmiş durumda. Sıranın sonundaki ülke ise Suriye’nin yerini alan Afganistan. Güney Sudan, Yemen ve Irak son beşte yer alan diğer ülkeler.

2018 yılında Küresel Barış Endeksi’nde iç barışı sağlama konusunda 149. sırada olan Türkiye ise üç sıra gerileyerek bu yıl 152. sıraya gerilemiş durumda. IEP kurucusu Steve Killelea, “Son yıllarda Irak ve Suriye’ye hakim olan çatışmalar azalırken, Yemen, Nikaragua ve Türkiye’de yeni çatışma ortamları oluşuyor” diyor.

Barış algısının dünyanın birçok yerinde yükseldiğini vurgulayan rapora göre, bugün çok daha fazla insan özgür yaşadığını, hayatından memnun olduğunu ve 2008 yılına oranla daha fazla saygı gördüğünü dile getiriyor. Tabi ki bunu dile getiren insanların sayısı, barış endeksinde üst sıralarda olan ülkelerde çok daha fazla.

Öte yandan, dünyanın en güçlü ülkelerine duyulan “güven” duygusu ise 2008 yılından bu yana azalmış durumda. Örneğin bugün Çin’e duyulan güven, ABD’ye duyulan güvenden çok daha fazla.

Kitlesel göçler yeni çatışmalara neden olabilir

Raporun en dikkat çekici sonucu ise iklim krizinin gelecek 10 yıl içinde dünya barışı için çok ciddi bir tehdit oluşturabilecek olması. Rapora göre, iklim krizi nedeniyle azalan doğal kaynaklar ve bunu yol açacağı kitlesel göçler, ülkeler arasında yeni ihtilaf ve çatışmalara sebep olabilecek.

Bugün, iklim değişikliği riskine yüksek derecede maruz kalan bölgelerde yaşayan insanların oranı yaklaşık 971 milyona ulaşıyor. Bu oranın 400 milyonu aynı zamanda barış oranı düşük ülkelerde yaşıyor. Rapor, şiddetin 2018 yılında dünya ekonomisine 14.1 trilyon dolara mal olduğunu ortaya koyuyor. Bu kişi başına bin 853 dolara denk geliyor.

IEP Yönetim Kurulu Başkanı Steve Killelea, “Barış içinde bir dünyaya sahip olmadığımız sürece sorunlarımızı çözmemiz için gereken güven ve işbirliği düzeyine ulaşmamız mümkün değil” diyor.

Avrupa, barış içinde yaşıyor

Raporun ortaya çıkardığı başlıca sonuçlar ise şöyle;

- Dünya genelinde barış düzeyi son 5 yıldır ilk kez az da olsa bir iyileşme kaydetmiş durumda.

- Dünya genelinde 86 ülkede barış adına iyileşme izlenirken, 76 ülke daha kötüye gitmiş.

- Orta Doğu ve Kuzey Afrika, barıştan en uzak bölgeler olarak değerlendiriliyor. Barış düzeyinin en düşük olduğu 10 ülkenin 4’ü bu iki bölgede yer alıyor.

- Barış düzeyinin en yüksek olduğu bölge Avrupa.

- Barışın önündeki en büyük tehdit terörizm. Ülkelerin yüzde 63’ünde terörizm faaliyetleri artmış durumda. Öte yandan terörizm kaynaklı ölüm oranlarında 2014 yılından bu yana düşüş izleniyor.

- Şiddet 2018 yılında dünya ekonomisine 14.1 trilyon dolara mal oldu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar