İşsizlik sigortasında beklentileri karşılayacak düzenlemeler yapılabilir

Celal ÖZCAN
Celal ÖZCAN VERGİ PORTALI

Bir yandan işgücü piyasasına katılan yeni kişiler, bir yandan da ekonomideki daralmaya bağlı olarak işten çıkarılan kişi sayısındaki artış işsizlik oranının yükselmesine neden olmaya devam etmektedir.

TÜİK’in kısa bir süre önce açıkladığı Ekim/2018 ayı İşgücü İstatistikleri’ne göre, bir önceki aya göre işsizlik oranı 1.3 puan artarak %11.6 seviyesine gelmiştir.

Dolayısıyla, bir işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, herhangi bir kasıt ve kusuru olmaksızın işini kaybeden sigortalıların işsiz kalmaları halinde gelir kayıplarını belli süre ve ölçüde karşılama amacını taşıyan işsizlik sigortasından, işsiz kişilerin daha fazla ve daha kolay yararlanması her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır.
Bu çerçevede, 18.01.2019 tarihli, 30659 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “7161 Sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile yapılan düzenleme ile işsizlik sigortasından daha fazla kişinin yararlanmasına yönelik kısmi bir iyileşme yapılmıştır.

İşsizlik ödeneğinden yararlanma şartları kısmen kolaylaştı

Mevcut uygulamada, işsizlik ödeneğinden yararlanabilmek için;
- Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak,
- Hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak,
- Son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak,
- Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde İş-Kur’a başvurmak,
gerekmektedir.

Yukarıda belirtilen “hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak” şeklindeki kural nedeniyle, son 120 günlük dönemde “devamsızlık” nedeniyle 1 gün bile olsa eksik prim ödenmiş olması durumunda işçi diğer şartları taşıyor olsa bile işsizlik ödeneğinden yararlanamama gibi durumla karşı karşıya kalmaktaydı.

7161 sayılı Torba Kanun’la 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun 50. maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik ile kanunun yayımı tarihinden sonra (18.01.2019 ve sonrasında) hizmet akdi feshedilenler için uygulanmak üzere, “son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış” ibaresi “son 120 gün hizmet akdine tabi” şeklinde değiştirilmiştir.

Bu düzenleme uyarınca, diğer şartların da bulunması halinde, işçinin hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 günde hizmet akdine tabi olarak çalışılmış olması durumunda (devamsızlık nedeniyle eksik günü olup olmadığına bakılmaksızın) işsizlik ödeneğinden yararlanabilecektir.

Yapılan düzenlemenin işsizlik sigortasından yararlanma konusunda kısmen yapılmış bir iyileştirme olduğunu ve beklentileri karşılamaktan uzak olduğunu söyleyebiliriz.

Ödenek için gerekli olan sigortalılık süresi ve prim gün sayısı yüksektir

İş-Kur’un Aralık/2018 ayı İşsizlik Sigortası Fon Bülteninde yer alan verilere göre, İşsizlik Sigortası Fonu’nun menkul kıymet ve nakit fon varlığı 127.6 milyar lira olup, Mart/2002- Aralık/2018 döneminde işsizlik ödeneği almaya hak kazanan 6 milyon 659 bin 171 kişiye toplam 23.3 milyar işsizlik ödeneği verilmiştir.

İşsizlik Sigortası Fon varlığının geldiği yüksek seviyeye rağmen, işsizlik ödeneğinden yararlanan kişi sayısı ve ödenek tutarının düşük kalmış olmasının çeşitli nedenleri bulunmaktadır.
Her şeyden önce, ülkemizde işsizlik ödeneğinden yararlanabilmek için aranılan sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı pek çok Avrupa ülkesinden yüksektir.

İşsizlik ödeneğinden yararlanabilmek için işsiz kalmadan önceki son üç yıl içinde (1080 gün) en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödenmesi gereklidir. Diğer bir ifadeyle, son üç yılın %55’inde (600/1080=0.55) prim ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerekmektedir. Söz konusu oran Fransa’da %15, İspanya’da 17, Almanya ve İtalya’da %50’dir.

Yapılan bir araştırmaya göre, ülkemizde işsizlik ödeneği alanların işsiz sayısına oranı yaklaşık %10 civarındadır. Bu oran, Avusturya’da %90, Belçika’da %83, Almanya’da %86, Fransa’da %60, Birleşik Krallık’ta %61’dir.

Dolayısıyla, üç yıllık sigortalılık süresi içinde doldurulması gereken prim gün sayısının yüksekliği ödenekten yararlanacak kişi sayısını azalttığından, bu konuda iyileştirme yapılması gerekmektedir.

Ülkemizde, işsizlik ödeneğinden yararlanma süreleri, pek çok ülkeden düşüktür.

Şuanda, işsizlik sigortasından en fazla 10 ay yararlanılabilmektedir. Bu süre, Hollanda’da 38 ay, İspanya’da 24 ay, İsviçre’de 18 ay, Amerika’da 23 ay, Almanya’da 18 aydır.

Dolayısıyla, işsizlik ödeneğinden yararlanma sürelerinin makul seviyeye çıkarılması gerekmektedir.

İşsizlik ödeneğinin miktarı, işsiz kalan kişinin ihtiyaçlarını karşılamada yetersizdir.

Şuanda günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık sigorta prime esas kazançları (SGK matrahı) dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının %40’ı olarak hesaplanmakta, ancak, bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının %80’ini geçememektedir.

Aşağıda 2019 yılı için aylık işsizlik ödeneği hesabı verilmiştir.

İşsizlik sigortası primleri, aylık brüt asgari ücret ile aylık brüt asgari ücretin 7,5 katı arasındaki sigorta primine esas kazanç tutarı (SGK Matrahı) üzerinden alınmakta iken, işsizlik ödeneği verilirken aylık asgari ücretin brüt tutarının %80’ini geçememek üzere üst sınır getirilmesi ve ortalama brüt kazancın %40’ının esas alınması, işsizlik ödeneği miktarının düşük olmasına ve işsiz kalan kişinin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalmasına yol açmaktadır.

Dolayısıyla, işsizlik ödeneğinin hesabının SGK’nın geçici iş göremezlik ödeneği hesabında olduğu gibi sigortalının son dört aylık sigorta prime esas kazançları (SGK matrahı) dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının 2/3’ü şeklinde hesaplanması veya ödenek tutarındaki “aylık asgari ücretin brüt tutarının %80’ini geçemez” şeklindeki üst sınırın kaldırılması uygun olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar