Jeopolitik risklerin piyasalardaki etkisi sınırlı

İrem DIŞPINAR / QNB FINANSINVEST
İrem DIŞPINAR / QNB FINANSINVEST UZMAN GÖRÜŞÜ

Kuzey Kore'nin hidrojen bombası denemesinde bulunmasının ardından Güney Kore'nin de cevap olarak balistik füze fırlatmasıyla birlikte jeopolitik riskler artarken, küresel piyasalar hafta başında satış baskısı altında kaldı. Buna paralel güvenli liman algılamaları ile altın onsa, ABD tahvillerine ve Japon Yeni'ne olan talep artış gösterdi. Yurt içi piyasalar bayram tatili sonrasında yurt dışındaki genel havaya paralel olumsuz tepki verdi. Ancak yaşanan satışların ardından ABD Başkanı Trump'ın hükümetin borç tavanının üç aylığına yükseltilmesi konusunda Demokratlar ile anlaşmaya varması piyasalarda toparlanma sağladı. Borç limiti konusunda anlaşmaya varılmaması bir süredir hükümetin kapabileceğine yönelik endişelere neden olmuştu. Sağlanan uzlaşma ile, federal hükümetin Aralık ortasına kadar finanse edilerek faaliyetlerini sürdürmesi sağlanmış oldu.

Jeopolitik gerilimler ve ABD'de yaşanan kasırgalar gibi olumsuz gelişmeler zaman zaman piyasalarda satışlara neden olsa da, Fed'in parasal sıkılaştırma için aceleci olmayacağına yönelik beklentiler, gelişmekte olan ülkelerin büyümelerinde yukarı yönlü revizyonlara yol açıyor. Trump'a yönelik endişeler nedeniyle doların zayıf bir seyir izlemesi gibi faktörler de küresel piyasalarda risk alma iştahının devam etmesini sağlıyor. Buna paralel yaşanan satışların bir düzeltme niteliğinde sınırlı kaldığını görüyoruz. MSCI Gelişmekte Olan Ülke (GOÜ) Endeksi son üç yılın en yüksek seviyelerindeki hareketini sürdürüyor.

Yurt içi piyasalara bakıldığında ise, dolar kurundaki aşağı yönlü hareketler BIST 100 Endeksi'nde geri çekilmenin daha sınırlı kalmasını sağlıyor. Teknik olarak ise, 108.600 desteğinin üzerinde kısa vadeli olumlu görünüm korunuyor olacak. Bu seviyenin üzeri endeksin yeniden 110.500 olan tarihi zirve seviyesine yönelimi açısından takip edilebilir. Diğer yandan içeride bu hafta açıklanan Ağustos ayı enflasyonu beklentilerin üzerinde artış gösterirken, yıllık enflasyondaki yukarı yönlü baskının yılın sonlarına doğru sürmesini bekliyoruz. Enflasyonda yükselişin önümüzdeki aylarda da devam etmesi, dolar kurundaki aşağı yönlü hareketlere rağmen tahvil-bono faizlerinde yüksek seviyelerin korunmasını sağlayacaktır. Enflasyonda yukarı yönlü baskı, enflasyon beklentilerinin artması gibi faktörler nedeniyle Türkiye'nin reel faizinin görece yüksek kalması muhtemel görünüyor. Bu nedenle Türkiye, sermaye girişleri açısından diğer gelişmekte olan ülkelere görece daha cazip konumda kalmaya devam edebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gözler G-20 Zirvesinde 27 Haziran 2019