Kadın çağı yaklaşıyor
5 Aralık 1934 tarihinde, birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan Mustafa Kemal Atatürk, kadınlar için: “Şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir” demiş.
Bilinen tarihin büyük çoğunluğunda insanlar için bağımsızlığın ve gücün kaynakları fiziksel ve maddiydi. Aydınlanma çağı ile birlikte bilgi de bu kaynaklar arasında yerini aldı. Fakat buna rağmen çoğu alanda cinsiyet eşitsizliğinin oldukça yavaş bir tempoda azaldığını biliyoruz. Öte yandan bazıları tarafından 4. Sanayi Devrimi denen içinde bulunduğumuz bilgi çağında, değişimlerin daha da hızlandığını ve statükoların alt üst edilebildiğini görüyoruz. Örneğin, birkaç sene öncesine kadar kimsenin tanımadığı gençler tarafından kurulan şirketler, bugün yüzyıllık sanayi devlerinin sonunu getirebiliyor.
Bilgi çağı ile birlikte değişmesi muhtemel konulardan biri de cinslerin ekonomik ve bundan dolayı muhtemelen sosyal statüsü olacak. Buna yönelik trendlerin ilk emareleri belirmeye başladı. Gelişmiş ülkelerde kadınlar ve erkekler arasında eğitim eşitliğinin sağlanması ile üniversite diplomalarında kadın öğrencilerin artık erkek öğrencileri geride bıraktıklarını biliyoruz. Bunun ekonomik ve sosyal statüye yansımasının olmaması mümkün değil. Bazı ülkelerde bunun ilk belirtileri ortaya çıkmaya başladı.
Örneğin ABD’de zengin kadın sayısı, zengin erkek sayısından iki kat hızlı artıyor. ABD’de ailenin esas geçimini yüzde 44 oranında kadınlar karşılıyor, ki bu 1960 yılındaki oranın iki katı.
Geçen hafta açıklanan 2018 Forbes Dünya Milyarderleri sıralamasında 256 ile rekor sayıda kadın var. Kadınların toplam net varlıkları 1 trilyon dolar ile geçen seneye nazaran yüzde 20 arttı. Sıfırdan kendi çabası ile milyarder olan kadın sayısı da 56’dan 72’ye ulaşarak bu sene rekor kırdı.
Özellikle Çin’de miras ve şirket halef planlamalarında kadınlar aleyhine olan usullerin değiştirilmesinden dolayı aile varlıklarının kadınlarda birikmesi bekleniyor.
Sadece gelişmiş değil bazı gelişmekte olan ülkelerde de kadınlar lehine gelişmeye başlayan trendlerin güçlenerek devam etmesi ve dünyanın birçok yerine yayılması beklenmeli. Bu trendin küresel yatırım ortamına olduğu kadar dünyanın sosyo ekonomik ve siyasi hayatı üzerine de etkileri olacaktır. Bu etkilerin birçoğunun da olumlu olacağını ve kendi kızım da dahil olmak üzere gelecek nesillerin, kadınların daha güçlü olduğu, mutlu ve güzel bir dünyada yaşayacağını düşünüyorum.