Kim süperman olmak ister ki?

Ali Argun KARACABEY
Ali Argun KARACABEY VERİDEN BİLGİYE argunkaracabey@arel.edu.tr

Biliyorum adam çok güçlü, uçabilmek gibi bizim yapamadığımız anormal şeyler yapabiliyor. Ve daha da önemlisi küçüklüğümden beri karşımıza süper kahraman olarak çıkarılıyor. Bütün bunlara karşılık her şeyden önce tayt giyiyor. Hadi taytı bir kenara bırakalım bir de kırmızı donu var. Bunu da bir kenara bırakalım, donu taytın üstüne giyiyor! Tamam, belki herkes hayatının bir döneminde süper kahraman olmak isteyebilir ama Süperman bize ters. Vizontele filminde bile Süperman ne zaman Evreşe’li Süperman oldu, o zaman güçlerine sahip oldu, hatırlarsınız.

Filmlerden ve süper kahramanlardan bahsedince aklıma gelen bir filmi sizinle paylaşayım. Goog Will Hunting (Türkçeye Can Dostum diye çevrilen) isimli, başrollerinde Matt Damon, Ben Affleck ve Robin Williams’ın oynadığı 1997 yapımı filmden bahsediyorum. Birazcık sinemaya ilgisi olanların önemli bir kısmının seyrettiğine inandığım bu filmde bir süper kahramanlık hikayesi yer alıyor. Seyrederken bir çoğumuzun farkına varamadığı bir hikaye bu.

Hikayenin aslı şu şekilde. 1939 yılında kahramanımız makalelerine çok ilgi duyduğu istatistikçi Neyman’a bir mektup yazar ve kısa bir süre sonra Berkeley’de doktoraya kabul edilir. Birinci yılında, Neyman’ın bir dersine geç girip, yerine oturduğunda tahtada iki matematik problemi görür ve bu soruların ödev olduğunu düşünerek hemen not alır. Ancak bu iki sorunun çözümü kendisini çok zorlar ve gecikmeli olarak çözebildiği soruların cevaplarını hocasına götürüp teslim eder. Cevapları teslim ettiğinden altı hafta sonra bir pazar sabahı erken saatlerde gürültüyle çalınan kapının sesine uyanır ve kapıyı açtığında karşısında hocası Neymar’ı elinde bir takım kağıtlar ile görür. Neymar heyecanla, onun makalesi için bir giriş yazdığını ve eğer beğenirse hemen yayınlanması için göndereceğini söyler.

İşin aslı, ödev diye not aldığı sorular derste örnek olarak verilen çözümsüz problemlerden iki tanesidir ve Neymar çözümü görüp, test etikten ve doğru olduğunu gördükten sonra bu çözümü bir makale haline dönüştürmüştür. Bu hikayenin kahramanı daha sonra doğrusal programlama problemlerine etkin bir çözüm yöntemi olan simpleksi bulan George Dantzig’dir.
Bu hikaye, kısa bir versiyonuyla Good Will Hunting’de yer alır. Danztig’in çamaşırları ne renkti bilmiyoruz ama en azından pantolonunun üstüne giymemiş olması bir süper kahraman olarak hayallerimizi süslemek için süperman’den daha iyi bir seçenek olduğunun göstergesidir. “The Man Who Knew Infinity” isimli (Sonsuzluk Teorisi) filmde de yine benzer bir şekilde bir dâhinin hikayesi anlatılıyor. Doğru dürüst matematik eğitimi almamasına karşılık bir matematik dehası haline gelen Hint matematikçi Ramujan’ı konu alan filmde de bir başka süper kahramanı izlemek olanaklı.

Sadece filmlere takılıp kalmayalım. Örneğin İstanbul Ankara arasını karayoluyla geçenler İzmit civarındaki viyadükleri bilirler. Çoğu dikkat etmez ama bir viyadükte “Prof. Dr. Mustafa İnan” tabelası vardır. Mustafa İnan hoca ise bizim süper kahramanlarımızdandır. Bildiğim kadarıyla onu anlatan bir film yok ama Oğuz Atay’ın “Bir Bilim Adamının Romanı” isimli kitabı, birçok filmden daha sürükleyici ve ilham verici. İlla filmlere, kitaplara konu olmalarına da gerek yok aslında. Çevremizde o kadar çok kahraman var ki, bazılarını bakmayı bilmediğimiz için, bazılarını sürekli aynı kahramanlığı yaptıkları için görmüyor veya görmemezlikten geliyoruz. Halbuki onlar emekleriyle, akıllarıyla yaşadığımız hayatı bize armağan ediyorlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Abone 13 Mayıs 2019
Paylaşım ekonomisi 29 Nisan 2019
Eğitimde değişim 18 Mart 2019
Sistem bozucular 21 Ocak 2019
Dijitalleşme, ama nasıl? 31 Aralık 2018
Dalgalar ve Atatürk 21 Mayıs 2018