Kişiler ve yasadışı - yanlış işler

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ oaatac@gmail.com

Çoğu kez kişilerin davranışları ve kişilerin yönettikleri kurumların girişimleri birbirlerinden ayrı düşünülür. Kurumlar paranın, tesislerin ve bilgi kaynaklarının kişiler tarafından belli bir amaç için bir araya getirildikleri yerlerdir. Kurumların bir diğer kaynağı olan ilişkileri de kişiler yaratırlar. İşletmeler bu kaynakların kâr amacı ile bir araya getirildikleri yerlerdir. Bu amaca hizmet için yöneticiler ve yöneticiler girişimlerde bulunurlar. Bu nedenle teknik açıdan doğru konuşmak isteniyorsa falan işletme şöyle yaptı, filan şirket şöyle etti demek yerine; falan işletmede Ahmet, Mehmet şöyle yaptı; filan şirkette Hasan ve Hüseyin şöyle etti demek gerekir. Sonuçta işletmelerin girişimleri kurumu yönetenler ile yönetilenlerin girişimleridir. Yani kurumların yasadışı ve yanlış davranışları kişilerin davranışlarıdır. Yasadışı ve yanlış girişimlere engel olmak için kişileri denetleyecek mekanizmalar, süreçler hem şirket dışından hem de şirket içinden bir sürü kural vardır. Kurallar sadece uyanlar için geçerli olduğundan bunların ne kadar etkin olduğu tartışılır durur. Bu aşikârı ifşa girişi canınızı sıkmak için yapmadım ama ne yapalım bir giriş gerekiyor. Gireceğim konu sorumluluğun kurum seviyesinde bırakarak kişilere uzanmaması. Bu şekilde yasa dışılık ve yanlışlara mani olmayız. Kurumlar sığınılacak kaleler olmamalıdır. 

Bazı girişimler yasal ve görünümde masum yanlışlardan olabilirler. Söz gelimi vasıtalarda etanol kullanımı. Şeker kamışı, mısır gibi ürünlerden elde edilen etanolün benzinle karıştırılarak kullanılması emisyon yoluyla yayılan kirliliğe bir çare olarak sunuldu. Aslında etanol 1876 yılından beri kullanılmakta. Hindistan kirlilikle mücadelede etanol kullanımını teşvik ederek çevrecilerin beğenisini kazandı. Halbuki verimli toprak ve suyun kısıtlı olduğu dünyamızda bu kıymetli kaynakların yakıt için kullanılmaları, kamış ve mısırı üretmek için kullanılan gübre ve tarım ilaçlarının çevreyi kirletmeleri, ve etanol üretilirken kullanılan enerji ve bu enerjinin kullanımının neden olduğu çevre kirliliği düşünülünce fikir, bu fikri reklam malzemesi yapan şirketler ve etanolü devlet politikası haline getiren kurumların doğru yapalım derken ‘yanlış’ yaptıkları anlaşılıyor. Yani bunları yapan kişiler yanlış yapmış oluyorlar. Kim oldukları belli değil. 

Royal Dutch Shell şirketi kopan onca kıyamete karşın Alaska’daki sondaj çalışmalarına devam etti. Çevrecileri ne siyasiler ne de şirket dinlemedi. Yasaya aykırı hiçbir şey yoktu. Shell enerjinin ucuzlaması bolluğuna, kalkınmakta olan ülkelerin refahı ise enerjinin ucuzluğuna bağlı diyordu. Gelgelelim Shell “Petrol fiyatları düştü. Alaska sondajları artık kârlılık sağlayacak girişimler olarak görünmüyor. Bu nedenle Alaska sondajlarına son veriyoruz” diyerek (ve son vererek) kendini ‘afişe etti’. “Bu çevreciler haklı. Onun için sondajlara son veriyoruz” veya “Petrol fiyatları zaten düşeceği kadar düştü. Yeni kaynaklara gerek kalmadı” diye yalan söylemek yerine doğruyu söyledi. Şirket petrol fiyatları yüksek kalaydı çevre mevre, fakir fukara dinlemeden sondajlara devam edecekti. Bu iş için şimdiye kadar harcadığı 7 milyar doları bırakıp gitti. Ne para kazanmayı umuyorsa artık ummuyor. Yapılan işe “yapıla” diyen kişiler hatalıydı, “Çevreye bir şey olmayacak” diyenler de, şirketin 7 milyarını batıran da. Onlar ortada yok. 

Yasadışı ve yanlış girişimler de var. Alman oto devi VW şirketinin emisyon standartlarında hile yapmak için dizel arabalarına bir yazılım yerleştirmesi gibi. Yazılımın arabaların laboratuvar testlerinde emisyon kontrollerini kapattığı araba testten çıkınca tekrar açtığı ortaya çıkınca herkes şaşırdı. Yüzde 35 değer kaybeden VW hisse senetleri Frankfurt borsasını da aşağı çekti. VW’nin 200 tedarikçisi de etkilendi. En büyük endişe VW ile ‘Alman Malı’ imajının da yerle bir olacağı endişesi. Millet “Detaylara verilen önem, mühendislik becerisi ve ünlü Alman disiplinine ne oldu?” diye sormaya başladı. VW’de birileri uyanıklık etti cezasını bırakın VW’yi tüm Almanya çekecek. Konuda yazanlar “VW’de birileri” değil “VW hile yaptı” diyor. Porsche ve Piech ailelerinin kontrolündeki VW’de okkanın altına CEO Martin Winterkorn ve bazı diğer VW yöneticileri gitti. Halbuki bu ihlale neden olan uyanıklar başkaları. Zaten Karun gibi zengin olan bu kişiler ya yeni kariyerlere göçecekler ya da ‘emekli’ olacaklar. Toyota’yı geçeceğiz, tahtından edeceğiz, en büyük olacağız diye inşa edilen VW şirket kültürü şimdi ‘hastalıklı kültür’ olarak adlandırılıyor. Her ne bahasına olursa olsun para kazanacağız, büyüyeceğiz, rakiplerimizi yiyip yutacağız falan derken yaratılan işletme kültürleri başarıları ders olarak okutulan VW’nin ve koskoca Almanya’nın başını kısa süreli bile olsa belaya soktu. Aslına bakarsanız bu emisyon işinde VW yalnız da değil. Araştırmalara göre hemen her firma emisyon testlerinde lastiklere ekstra hava basarak, kapıları sıkıca bantlayıp aerodinamikle oynayarak hile yapıyor. Bu nedenle bir sürü arabanın resmi emisyon rakamlarının geçeğin yüzde 40 altında olduğu ileri sürülüyor. Herkes yapıyor ama VW yakalandı. Buna sebep olan kişiler ise ortada yok. 

Sağlıcakla kalın.  

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019