Kiwi geleceğe ayna mı tutuyor?

Murat BERK
Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Doğada döngüler esastır. Mevsimler, insan hayatı, hatta medeniyetlerde bile döngüler vardır. Toynbee ve Spengler gibi düşünürlerin tarih anlayışı döngüseldir. Bu anlayışa göre günümüzde, özellikle II. Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanana benzer bir yapısal değişimin eşiğinde miyiz? Batı demokrasileri, ekonomiyi canlandırmak ve hükümetle seçmen arasındaki toplumsal sözleşmeyi sürdürmek için artan kamu ve özel borcu kullandı. Bu durum, ekonomilerde finansallaşmayı beraberinde getirdi. Borç seviyeleri yüksek ekonomiler, düşük faiz oranlarına bağımlı oldu.

1980’lerin sonunda küçük bir ülke gelecekten, 1990’lardan günümüze kadar yaşanacak olanlardan, haber verir gibiydi. Bu ülkenin ismi Yeni Zelanda’ydı. O dönemde özellikle arz yönlü neo liberal politikaları ilk uygulayanlardan oldu. Daha sonra deregülasyonla işgücü maliyetlerini aşağı çekti. Kiwi diye anılan kendi NZD kuruna değer kaybettirmek yerine ekonomisine iç devalüasyon yaşatıp, o şekilde rekabetçi hale gelmeyi seçti. Merkez Bankası’na (RBNZ) ise enflasyon hedeflemesi görevi verildi. Bu para politikasını uygulayan ilk bankalardan biri oldu.

Yeni Zelanda’nın öncülüğünü yaptığı bu politikalar daha sonra IMF’nin tavsiyeleri haline de gelerek çoğu ülkede uygulanmaya başladı. Fakat 2008 krizinin ardından gelen fikir tartışmaları ortamında, özellikle son dönem, Neo Keynesyen diyebileceğimiz görüşlerin öne çıktığını söyleyebiliriz.

Günümüzde Yeni Zelanda, neo liberal politikaları bırakarak, ters yönde, yani Neo Keynesyen trend yönünde hareket etmeye başladı. Belki de tarihsel döngü tamamlanıyor ve Yeni Zelanda yine öncü gösterge olacak. İşçi partisi önderliğindeki Yeni Zelanda hükümetinin göçü sınırlamak, asgari ücretleri artırmak gibi öncelikleri var. Para politikası tarafında ise RBNZ’nin enflasyon hedeflemesi politikasını gözden geçirip ikincil hedef olarak istihdamı artırma görevi getirilmesi değerlendiriliyor.

Bu politikaların popülerleşmesini ve başka ülkelerde uygulanma olasılığını küçümsememek gerekiyor. Sadece bu sebepten dolayı değil, ama önümüzdeki dönemde piyasalarda en önemli konunun yükselen küresel enflasyon olacağı görüşünde olmayı sürdürüyoruz. Küresel finansal varlıklarda gördüğümüz boğa piyasasının sonu 2018 yılında gelebilir. Aynı zamanda tarihsel olarak finansal varlıklara göre tarihsel diplerinde bulunan emtialarda da yeni ve uzun soluklu bir boğa piyasası başlayabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gelecek zaten burada 02 Eylül 2019
Sıcaklık artıyor 05 Ağustos 2019
Büyük umutlar 29 Temmuz 2019
Faiz Açmazı 11 Haziran 2019
Yuan’a dikkat 20 Mayıs 2019
Devam eder mi? 14 Mayıs 2019
Laplace’ın Şeytanı 07 Mayıs 2019
Reflasyon esintisi 05 Mart 2019
Mindball ve Wu Wei 11 Şubat 2019