KOBİ'lerin geleceği: IX. KOBİ Zirvesi

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

 

 

 
KOBİ'leri köşeme taşımamın nedeni bu hafta  20-21 Mart günlerinde İstanbul'da IX. KOBİ Zirvesi'nin toplanması. Toplantının düzenleyicileri KOSGEB, TOBB, İstanbul Ticaret Odası ve TÖSYÖV'dü.  Zirvenin ana teması KOBİ'ler İçin Yeni Pazarlar ve Fırsatlar başlığını taşıyordu. 
Toplantının programını yapanlar ilk oturuma "Dünya'da ve Türkiye'de Mali ve Finans Politikalarının Piyasalara Etkisi" başlığını   koyup, Moderatör olarak Taner Berksoy Hocayı, konuşmacılar olarak Haluk Soyuer, Seyfettin Gürsel, Erhan Aslanoğlu ve  Ömer Faruk Çolak'ı yerleştirmişlerdi.
Bu köşenin sınırları içinde verilen tüm tebliğleri özetlemek  mümkün değil. Ancak bir özet yapabilirim. Açılış konuşmalarından derlediğim özet  bilgiler şöyle:
- KOBİ'ler küresel krizden en çok etkilenen kesim,
KOBİ'ler ölçek büyüklüğünden dolayı maliyetler açısından dezavantajlara sahip,
KOBİ'lerin sorunlarının başında talep yetersizliği, finansman zorlukları ya da uygun finansal imkanlara ulaşmadaki zorluklar geliyor,
KOBİ'lerde  işgücü verimliği düşük, bu da yine maliyetlerinin artmasına neden oluyor,
KOBİ'lerde işgücü verimliliğinin düşük olması işgücü maliyetlerinin de yüksek olmasına neden olmakta, bu da KOBİ'lerin istihdam yaratma gücünü zayıflatmakta,
KOBİ'ler nitelikli eleman bulmakta zorlanıyorlar,
Enerji maliyetlerinin yüksek olması KOBİ'lerin üretim gücünü zayıflatıyor,
Türkiye'de üniversite sanayi işbirliğinin zayıf olması, KOBİ'lerin Ar-Ge'ye kaynak ayıramaması nedeni ile KOBİ'lerin inovasyon yapma gücünü zayıflatıyor,
BASEL II düzenlemesi Temmuz 2012'den bu yana KOBİ'lerin aleyhine işliyor,
KOBİ'ler  ihracatta yeni pazarlara açılmada zayıf kalıyorlar. 
İktisat Politikalarına ilişkin verilen tebliğlerden  de şöyle bir özet çıkartabilirim: 
- İktisatçılar, küresel ölçekte bir kriz dalgasından korkuyorlar, İtalya, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimindeki siyasi gelişmelere dikkat çekiyorlar,
Cari açık düzeyin halen risk unsuru olduğunu düşünüyorlar,
Kredi genişlemesi  ile ekonomik büyüme arasındaki doğrusal ilişki olduğundan, kredi hacmindeki daralmanın büyümeyi olumsuz yönde etkileyeceğini söylüyorlar,
Yüksek cari açık ile birlikte ticarete konu olmayan mallara kaynak ayırmanın hatalı olduğunu  ifade  ediyorlar,
Türkiye tasarruf oranının kısa vadede artmasının zor olduğunu, büyüme stratejisinin buna göre oluşturulması gerektiğini vurguluyorlar.
Arka arkaya çok sorun sıraladık. Bu sorunlara yönelik çözüm önerileri de elbette var. Haftaya da onları tartışalım. Eğer siz de bu listeye ek yapmak isterseniz, elektronik posta adresime yazarak  katkıda bulunabilirsiniz.
 
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019