Kriz ateşine körükle gitmeyelim

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Geçen hafta 3.60’lar seviyesinde seyreden dolar/TL paritesi, , ABD Büyükelçisi John Bass’ın vizeyi askıya alma konusunuyla ilgili açıklamasının ardından dolar 3.92.23’ye kadar yükselerek, 11 Ocak’tan bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Hafta başında pazartesi günü 3.70.87 seviyesindeki açılış sonrası gün içersinde 3.73.12 seviyesine çıkıp günü 3.72.20’den kapattı. Dün de sakin seviyeden ve biraz gerileyen parite, saat 16.30’da ’te 3.66.57 seviyesindeydi.

Kriz sonrası dışarıdan yapılan yorumlarda sorunun çözümünün kolay olmayacağının altı çiziliyor.

Dış Haberler servisimizin haberinde, Financial Times’ın konu ile ilgili yazının başlığının “ABD’nin Türkiye ilişkilerinde işler kötüleşiyor” olduğu bilgisi veriliyor. Haberde, krize geçen yılki darbe girişiminden sonra başlatılan kovuşturmalarda ABD vatandaşlarının ve çalışanlarının tutuklanmasının yol açtığı belirtiliyor. Bu konu ile ilgili ABD’nin eski Büyükelçisi James Jeffry, "Hiçbir Amerikan yönetimi, karşısındaki ülke ne kadar önemli olursa olsun böyle bir baskıya alınmaya izin vermez. Bu, Türk sistemi içinde ABD’yi bilerek hedef alan unsurlarla ilgili anlaşmazlık. Ve bunu Erdoğan ile Trump çözülmeli” değerlendirmesini yapıyor. FT’nin haberinde, geçen yılki darbe girişimi sonrası ABD’nin Fetullah Gülen’i iade etmemesinden, Amerikan’ın PYD’ye desteği, Türk vatandaşı Zarab ile ilgili haberinde İran'a yönelik ambangonun delinmesi gibi olaylar da konu ediliyor. Haberde görüşüne yer verilen Türkiye’nin eski AB Büyükelçisi Selim Kuneralp, “Bu daha önce görülmemiş bir şey. Bir Türk diplomatı olarak hizmet verdiğim on yıllar boyunca bir ülkenin Türkiye’ye yönelik vize işlemlerini durdurduğunu hatırlamıyorum. Bu durumun hemen sakinleşmesi gerekiyor. Ancak Erdoğan, gerilimi azaltmaya alışık bir lider değil, en azından hemen” değerlendirmesini yapıyor.

Önceki gün Ukrayna, dün Sırbistan ziyareti sırasında Erdoğan, vize krizi konusunda soruları yanıtlarken, Kuneralp’in söylediklerini doğrular gibiydi. “Bu sorunu biz başlatmadık. Sorunun faili Amerika’dır” diyen Erdoğan, “Ankara’daki büyükelçinin kalkıp da vize konusunda böyle bir karar alması, sonra da 'Bunu devletim adına aldım' demesi, düşüncürüdür. Eğer durum böyleyse, ABD üst yönetimiyle bizim konuşacak bir şeyimiz yok. Öyle değilse Büyükelçi bu kararı kendi kafasına göre aldıysa o büyükelçiyi orada tutmaması gerekir. 'Sen Türkiye ile ilişkileri nasıl bozarsın' demesi gerekir. Benim büyükelçim böyle bir şey yapsa bir dakika tutmam”diyordu.

Oysa sorundan zarar gören ABD’de okuyan öğrenciler, ABD ile iş yapan işadamları sorunun bir an önce aşılması için harekete geçilmesini istiyorlar. Bir işadamı dostum, “Kısa süre önce Trump, Erdoğan’la yakın dostluk içersinde olduklarını kameralar önünde açıkladı. Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görev süresi sona eren Büyükelçi Bass’ı muhatap almaktan vazgeçip, sorunun çözümü için doğrudan Trump ile görüşmesi gerekir diye düşünüyorum. Bass’ı hedef alan sert açıklamalar krize körükle gitmek olur” diyerek, iş danyasının bir an evvel yumuşama talebini dile getirdi...

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar