Kruvaziyer sektörü yüzde 46, Global Ports yüzde 100 büyüyecek…

Hakan GÜLDAĞ
Hakan GÜLDAĞ hakan.guldag@dunya.com

Londra’dayız… Global Ports Holding’in hisseleri Londra Borsası’nda (London Stock Exchange) işlem görmeye başladı. Biz de gong töreni için geldik.

GPH, Kuşadası’ndan Singapur’a dünyada 14 liman işletiyor. Alanında dünya birincisi… LSE’deki törenden sonra, GPH Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman ve CEO’su Emre Sayın ile sohbetimizde ilginç bilgiler edindik.

Global’in halka arzı, bu yıl Londra Borsası’nda gerçekleştirilen en büyük 3 halka arzdan biri olmuş. Kutman, mutlu. Gong töreni sırasında gözleri yaşarmıştı. Hatırlatınca, “Londra, dünyanın finans merkezi. Böylesine önemli bir küresel arenada, Global Ports’u halka açarak Türkiye’nin iktisadi gücünü somut bir şekilde ortaya koyduk. 65 milyon hisse. 7.40’tan çıktık halka arza. 610 milyon dolar net piyasa değeri. Biz bu halka arzla lig atladık. Bizim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı...” dedi.

Peki, Türkiye’de halka açılmayı neden tercih etmedi?

Türkiye’de halka açılmayı planlamıştık 2 yıl önce” dedi ve devam etti: “Ortam müsait değildi. 1.8 milyar liralık talep geldi aslında. Ancak hedeflediğimiz fiyat oluşmadı. Belki de hayırlısı oldu. Çünkü, bu arada şirket daha iyi bir yere geldi. Değerlendi. EBRD’nin de bu süreçte çok katkısı oldu. Global Ports markası bugün dünyada bir numara. Halka açılmış olduğu gibi açılmamış şirketler arasında da kendi alanında bu büyüklükte bir şirket yok...”

New York mu, Londra mı’ diye düşündünüz mü?

Londra... Hiç tereddütsüz. Birincisi New York için küçüğüz. İkincisi, Londra bizim alanımız için daha sofistike. Özellikle de altyapı yatırımları bakımından. Londra’da bizi daha iyi anlıyorlar. Değerimiz de ona göre oluyor. Dünyanın en büyük liman işletmecisiyiz. Londra Borsası’nda da bir ilkiz. 3935 İngiliz vatandaşı hisse aldı. Bu tip halka arzlarda, genellikle hisselerin tamamına yakınını bankalar alır. Danışman kurumlar da bireysel yatırımcıya fazla hisse verilmesini istemez. Biz bireysel yatırımcıya yöneldik öncelikle... Ve ısrarcı olduk.”

Kruvaziyer liman işletmeciliği yatırımcının ilgisini çeken bir alan mı?

Kesinlikle...” diye yanıtladı sorumuzu Emre Sayın ve devam etti: “Herkesin de önemini kolaylıkla anlayacağı bir şey. Kruvaziyer işi dünyada büyüyor. 2017’den itibaren 25 milyar dolarlık bir iş. Dünyada kruvaziyer yolcu sayısı 24 milyon. 2021’de bu rakam 31.8 milyona çıkacak. Global bunun yüzde 10’una hizmet veriyor. Yolcu sayısı bakımından da, işlettiğimiz limanlar bakımından da öyle. Kendi alanında lider. Daha büyük başka bir şirket yok. Ancak sadece nicelikle sınırlı en büyük ifadesi Global Ports’u tarif etmek için yeterli değil. Uzun yıllardır, farklı ülke ve coğrafyalarda iş yapıyoruz. Zengin kültür mozaiğimiz ile müthiş bir bilgi birikimine ve kabiliyete sahibiz. Ayrıca kruvaziyer turizm alanındaki tek bağımsız liman işletmecisiyiz. En büyük olmanın yanında, lider ve bağımsızız. Bu nedenle de benzersiziz.

Türkiye’de böyle bir şirket daha var bizim gibi...” diye mırıldanıyor Mehmet Kutman...

Hangisi” diye soruyoruz, gülümsüyor ve Global Ports Holding’in faaliyet gösterdiği kurvaziyer sektörü ile ilgili bilgi vermeye devam ediyor: “Gelişmeye çok açık, genç bir endüstri. Sektör 2021 yılında yüzde 46 büyüyecek...”

Nasıl bu kadar kesin biliniyor bu oran?

Gemi adedi ve yatak kapasitesini biliyoruz da ondan. Kaç gemi inşa edilecek? Bunların yolcu kapasiteleri ne olacak? Hepsi belli.”

Sektör yüzde 46 büyüyecek. Peki Global’in hedefi nedir?

Yüzde 100 büyümeyi hedefliyoruz” diyor Emre Sayın, “Şu anda 14 limandayız. 7.8 milyon yolcuya hizmet veriyoruz. Orta vadede yolcu sayımızı 25 milyona çıkmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki 5 yılda 30 limana çıkacağız. Sonra da 50 limana...”

Nerelerde büyüyecekler?

İri ve önemli bütün limanlar hedefimizde” diyor Mehmet Kutman, “Dünyada 700 liman var. Ama kurvaziyer açısından önemli limanlar 150’yi geçmez. Top 250’ye giren bütün limanlar hedefimizde. Şirket açısından para sorunu yok. Bu şirket ciddi nakit yaratıyor. Yeni limanlar alırız. 50’ye kadar rahat yolu var.”

Biz sordukça, bölgeleri sıralıyor:

Afrika’nın kuzeyi, özellikle Tunus ilgi alanımızda. Ama oradaki gelişmelerden sonra biraz buza yatırmıştık, deyim yerindeyse. Şimdi yeniden ısınıyor. Kendileri geliyor bize...”

Yunanistan’daki bir kurvaziyer limanı olan Katakolon ile ilgilendiklerini duymuştuk. Ayrıca bir havalimanı konusu da vardı. “İlgimiz devam ediyor” dedi ama şunları eklemeyi de ihmal etmedi. “Biz bir dönem Pire Limanı için teklif verdik. Özelleştirmeye çıkmıştı. Münih Havalimanı ile birlikte teklif verdik. Malum nedenlerle bizi diskalifiye ettiler. Ama Doğu Akdeniz’de mutlaka yeni limanlar olacak bünyemizde...”

Avrupa’da büyümeye devam edeceğiz ama kapsamı genişletmeye odaklandık. Ana hedefimizde Asya-Pasifik ve Karayipler var” diye devam etti Emre Sayın ve orta vadeli hedefi özetledi:

Avrupa’da 9, Karayipler’de 7, Asya’da 4 olmak üzere birçok yatırım alternatifi ile ilgileniyoruz...”

Son sözü Kutman söyledi: “Biraz büyüklerden başlamak istiyoruz Karayipler’de... Global Ports’un değeri sadece Karayipler’deki limanlarla 2.5 katına çıkar.!”

Kruvaziyer işinde iyiyiz keşke gemileri de yapsak

Dünyada 315 kurvaziyer gemisi var... “Bu gemilerde çalışan arkadaşların çoğu Türk” diyor Global Ports Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, “Üst düzeyde çok Türk var bu sektörde. Çok ciddi yerlerde Türkler çalışıyor. Misafirperverlikte çok iyiyiz. Dünyada ‘hospitality’ alanında Türklerin önemli bir yerde olmasının bir anlamı var. Bu işi iyi biliyoruz. Bizde Emre beyin konulardır bunlar. Müşteri deneyimleri konusunda uzman. Servis ile pazarlamayı topladığınızda en iyisi bizde... Türkiye’nin yapabileceği çok şey olduğuna inanıyorum bu alanda. Şimdi yavaş yavaş yatırımların olmaya başlaması da çok sevindirici. Örneğin ETS Tur’un üç gemisi var. Gayet iyi götürüyor işi. Eminim 3-5 yıl sonra, 5-10 gemiyi bulunca birileri kapısını çalacak...”

Çok boyutlu düşünmek gerektiğini söylüyor Kutman bu konuda; “Her gemi 1 milyar dolarlık yatırım demek. Ama 5 yılda geri dönüş sağlıyor. Dünyanın en büyük kurvaziyer gemilerinden biri Harmony of the Seas’in yılda 200 milyon doların üzerinde geliri var...”

Sonra kruvaziyer gemilerin yapımına getiriyor sözü:

Bu gemiler şimdi İtalya, İngiltere, Almanya, Fransa, Finlandiya gibi ülkelerde yapılıyor. Bir elin parmaklarını geçmez. Keşke bu gemileri Türkiye’de yapıyor olsak. Buna fiziki olarak imkanımız da var. Altyapımız var. O zaman bu sektörü tam anlamıyla kapsıyor olurduk. Müşteri memnuniyetini sağlamamıza neden olan birikimlerimizi, işletici olmaktan gelen birikimlerimiz ile biz de yardımcı olurduk. Tabii, gemi inşa konusu bizim işimiz değil. Ama kurvaziyer gemilerinin Türkler tarafından yapılmasını çok arzu ederiz..”

Sonra da ekliyor gülümseyerek, “Ben çok ulusalcı değilim ama Türkiye’yi de severim biraz...”

İstanbul Avrupa’nın kruvaziyer merkezi olabilir, Yenikapı’ya liman dün başlamamız gereken işti

Londra’daki sohbetimiz, ‘İstanbul’ üzerine kayıyor ister istemez. İstanbul’un kurvaziyerden hak ettiğini alamadığını turizmciler dahil söyleyen çok. Projeler de var. Fikrini soruyoruz. “İstanbul dünyanın kurvaziyer merkezi olabilir” diyor Mehmet Kutman ve arkasından ekliyor: “Merkez olmak için çok önemli avantajları ve potansiyeli var. Ama gönül isterdi ki, İstanbul’da düzgün bir kurvaziyer liman olsun...”

Emre Sayın giriyor söze: “İstanbul’un ana liman olma ihtimali çok yüksek” diyor ve başlıyor bunun gerekçelerini sıralamaya: “3. Havalimanı ile İstanbul’un hub olma konumu daha da güçlenecek. Daha ilk etapta yılda 90 milyon yolcu kapasiteli bir havalimanı… İkincisi, İstanbul’un otel-yatak kapasitesi yüksek. Üçüncüsü ise İstanbul’un albenisi. Kurvaziyer limanlarının ayrıştığı temel nokta limanın arka planındaki şehirdir. Ne sunuyorsunuz? Otantik, farklı bir şey sunmak çok önemli. İstanbul’un bu konudaki avantajı tartışılmaz. O kadar cazip bir şehir ki İstanbul, benzersiz. 10 bin yıllık bir şehir. Kültürlerin buluştuğu bir şehir. Ve İstanbul bütün Avrupa’da kurvaziyer gemilerinin yanaşabileceği en büyük liman şehri...

Böyle bir liman nerede olabilir’ sorumuzu “En uygun yer Yenikapı’daki miting alanının yanı görünüyor” diye yanıtladı Kutman, “8 rıhtımlı bir liman gerekir. Ama elimizi de çabuk tutmamız lazım. Yoksa Pire’ye kaptıracağız avantajı... Çinliler aldı bu limanı. Önemli projeleri var. Bana göre İstanbul’a kurvaziyer limanı dün başlanması gereken bir işti...”

Peki, Yenikapı’ya liman gündeme gelirse, Global düşünür mü?

Kesinlikle” diyor Kutman; “Gündeme geldiği anda girer, projeyi üstleniriz. Zarar etsek bile girmek zorundayız…”

Ana liman” olmak önemli. Öğreniyoruz ki, Barcelona’ya 2 milyar dolar katkısı var kurvaziyer turizmin. “İstanbul’a katkısı çok daha fazla olur” diyor Globalciler. Kurvaziyer yolcusu, genellikle gemiye bineceği ana limana birkaç gün önce uçar. Şehirde vakit geçirir. Ya da kurvaziyer yolculuğu bittikten sonra indiği şehirde birkaç gün daha geçirir. Hele İstanbul gibi her bakımdan albenisi olan bir şehirse... Kurvaziyerde ziyaret edilen limanlara göre ana limanın böyle bir avantajı var. Ama gelin görün ki, bu kadar avantajına rağmen, İstanbul’da bir liman yok!”

İşletmeci gelmek istiyor ama algı nedeniyle Türkiye’ye talep yok

Kurvaziyer turizminin getirisi de iyi işletmecilere... Gemi bileti yolcu başına 1250 dolar civarında. Ama haftada bir yolcudan 1750 dolar civarında kazanıyor. Yolcu limana geldiği anda yaptığı harcamalardan ortalama 137 dolar kazanıyor. Bu ekstralar önemli. Her işletmeci bu tür fırsatları kullanmak ister. Mesela biz de Barselona’da elektrikli bisiklet kiralamaya başlayacağız şimdi. Bilet parası kadar limanın yarattığı eko-sistem de önemli. Bu kalem ne kadar yüksek olursa kurvaziyer işletmecisi oraya gelmek istiyor. Örneğin Kuşadası... Bütün işletmeciler bu nedenle de severlermiş Kuşadası’nı. Ama oraya da pek gelip gitmiyor şu sıralarda kurvaziyer gemileri. “Bu yılı kaybettik. Ama 2018 için şimdiden kolları sıvamak lazım” diyorlar.

Neden kaybettik” diye sorunca, yine ‘algı’ meselesi çıkıyor karşımıza. Öğreniyoruz ki, operatörler gelmek istemesine rağmen şu sıralarda, güvenlik başta olmak üzere ülkemize ilişkin algılar nedeniyle talep yok Türkiye’ye... “Yoksa Türkiye elinden geleni yapıyor. Teşvik için 30 dolar verileceği açıklandı yolcu başına. Önce acentelere verileceği söylendi ama sonra doğru noktaya gelindi. Ama verildi diye bir anda algı değişmez...” diyorlar.

Peki, nasıl aşarız’ diye sorunca, Emre Sayın şöyle yanıtlıyor sorumuzu: “Hiç bir algı, ona neden olan şeyi inkar ederek değişmez. ‘Hayır, yok’ demek yerine farklı algılar oluşturmaya çalışmak daha doğru. Algı meselesinin üstesinden gelmenin iki yolu var. Biri zaman. İkincisi de pozitif algı yaratmak...”

15 Temmuz gecesi öldüm öldüm dirildim’

Mehmet Kutman da değindi algı meselesine... “Biz holding olarak algı konusunda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” dedi ve ekledi: Ve izliyorum ki, negatif algı yavaş yavaş aşağıya doğru süzülüyor...”

Bir de anısını paylaştı Kutman:

15 Temmuz gecesi kurvaziyer turizmin en tepesindeki 3 kişi İstanbul’a geliyordu. Başbakanımız ile görüşmeye... Fırsat olursa Cumhurbaşkanımız ile de görüşme planlanıyordu. Olaylar patlak verince, CEO’lardan birini taşıyan özel jet Bulgaristan hava sahasından geri döndü. Diğeri İsviçre’den yola çıkacakken vazgeçti. Üçüncüsü ise İstanbul’a indi. Zar zor aldık havaalanından. Kurşunların arasında yola çıkıldı. O kadar büyük sorumluluk ki… Öldüm öldüm dirildim. Neyse sağ salim ulaştırdık kalacağı yere. Misafirimizi bıraktıktan sonra ben de soluğu Taksim’de aldım o gece...”

Peki ya sonra... Başbakan görüşebildi mi kurvaziyerin tepe isimleriyle?

Evet, eylül-ekim aylarında geçen yıl tekrar geldiler ve görüştüler. Olumlu geçti. Önümüzdeki dönemde görürüz etkilerini...”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar