Küresel enflasyon

Murat BERK
Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Dolar ve faiz trendlerine yönelik görüşlerimizi Eylül ayının başından itibaren paylaştık. Bu görüşler, bizim dile getirdiğimiz sırada henüz popüler değildi ve piyasada fiyatlanmamıştı. Nitekim piyasalarda gördüğümüz önemli fiyat hareketleri bu yorumlarımızın paralelinde gelişti.

Henüz verilerde belirgin olmayan ve şu anki genel kabul görüşün neredeyse tam zıttı olan düşüncemiz ise küresel enflasyonun yükseleceği şeklinde. Bunun çok aykırı bir fikir olması ve içinde bulunduğumuz boğa piyasasının en önemli dayanağı olan enflasyonun düşük kalacak olması nedeniyle haklı çıkmamız, tüm piyasalarda ve ardından ekonomilerde çok önemli sonuçlar doğurabilir.

Dezenflasyon süreci Asya’nın dünya ekonomisine bir armağanı oldu. Enflasyonist dalganın işaretlerinin de ilk defa Asya’dan geleceğini düşünüyoruz. Ama bu dalga ABD kıyılarına ulaşana kadar küresel risk iştahında şok etkisi yaratmayabilir. Dolayısıyla piyasalarda pek üzerinde durulmadıysa da Çin ve Güney Kore’de açıklanan enflasyon verilerini dikkat çekici buluyoruz. Hatta önümüzdeki dönemde piyasalar açısından en önemli konunun enflasyon olacağı görüşündeyiz. Haklı çıkmamız halinde bu durum, senelerdir bazı küresel finansal varlıklarda gördüğümüz boğa piyasasının, 2018 yılında sonunu getirebilir. Aynı zamanda tarihsel olarak finansal varlıklara nazaran tarihsel diplerinde bulunan emtialarda da yeni ve uzun soluklu bir boğa piyasasını başlatabilir. Küresel büyümedeki ve enflasyondaki artış, eninde sonunda hem talebi azaltması hem de faizleri yükseltmesi nedeniyle ekonomik büyümeleri yavaşlatacak. Hatta bu yönde bazı emareler de var. Pek bilinmeyen ama küresel talep açısından önemli bulduğum CRB Rind endeksi sanki talep yavaşlamasının ilk emarelerini veriyor gibi.

Özellikle finansallaşmanın ve borç yüklerinin artmış olduğu günümüzde ekonomiler üzerinde faiz oranlarının etkisi önemli olabilir. Fakat zamanlama açısından ekonomilerde durgunluk temasının enflasyonda yükseliş temasından sonra geleceğini düşünüyorum. Yani durgunluk daha çok 2018 yılının ikinci veya üçüncü çeyrek konusu olabilir gibi duruyor. Bu bağlamda faizler ve konut sektörü arasındaki ilişki konusunda BIS’in yeni yayınladığı makale (“Interest rates and house prices in the United States and around the world”) dikkate değer tespitler içeriyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gelecek zaten burada 02 Eylül 2019
Sıcaklık artıyor 05 Ağustos 2019
Büyük umutlar 29 Temmuz 2019
Faiz Açmazı 11 Haziran 2019
Yuan’a dikkat 20 Mayıs 2019
Devam eder mi? 14 Mayıs 2019
Laplace’ın Şeytanı 07 Mayıs 2019
Reflasyon esintisi 05 Mart 2019
Mindball ve Wu Wei 11 Şubat 2019