Liderlik

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ oaatac@gmail.com

Yönetici geliştirme programları arasında şirketlerin en fazla para harcadıkları programlar liderlik üzerine olanlardır. Yöneticilerin ‘liderlik özelliklerine sahip olmaları kadar arzulanan bir şey yok. Bu nedenle, özellikle batılı şirketler, bu işe dünya kadar kaynak yatırırlar bunun sonucu olarak da bu ülkelerde ‘liderlik’ konusunu iyi bilen (!) uzmanlar enflasyonu oluşur. Eh! Yazmayan uzman olmayacağına göre bunların hepsi yazarlar. Sonuçta bir ‘liderlik’ literatürü oluşur. Liderlik modelleri, paradigmaları, vakaları, tartışmaları bu literatürün parçaları olarak karşımıza konur. Eh! Bunlar Batı ülkelerinde oluştu diye orada kalacak değil ya bizim gibi bir sürü ülke sıraya girer, konuşmacılar davet edilir, yazıları tercüme edilir, okullarda ders konusu olarak öğretilir. 

Yazının girişinden, hani perşembenin gelişi çarşambadan bellidir misali, bu konuda yazılanların çoğunu ciddiye almadığımı anlamışsınızdır. Bundan yıllarca önce Malezya’da liderlik konusunda bir konferans vermeye çağrılmıştım. Şöyle dediğimi hatırlıyorum: “Bakın bu konunun akademik bir yönü yoktur. Liderliğin kabullenilmiş bir tanımı yoktur, tanımı olmayan şeyin teorisi de olmaz, normatif modelleri de. Yani saçmalamadan konuşulacak tek şey lider örnekleridir. Örneklere bakarsanız liderlik denilen şeyin tek bir tip süreç ve lider denilen kişilerin de tek bir tip olmadıklarını göreceksiniz.” Konuşmaya şöyle devam ettim: “Eğer ben dindar biriyim, bence Musa Peygamber liderdir diyorsanız haklısınız. Peşinize binlerce adamı takıp ‘vaat edilmiş toprakları’ bulacağım diye Allah’ın çölünde otuz sene dolaştırın. Sonunda oralarda altında petrol olmayan tek araziye 'Aha! İşte burası' deyin ve buna rağmen aradan üç bin beş sene geçsin sizi yine lider diye ansınlar. Elbette haklısınız. Ben onu bunu bilmem faşistim, bence Hitler bir liderdi diyorsanız, gene haklısınız. Yüz bin kişilik bir orduyla devraldığı Almanya’yı dört buçuk milyon askerli, on iki milyon kişinin görev aldığı bir militarist bir devlet haline getirin, üç dakikada sefere hazır olacak gibi eğitin, harbe sokun neredeyse eli milyon adam ölsün.  Eh! Ne demeli. Ben sanayiciyim, lider dediğin Henry Ford gibi olur, diyorsanız. Sezar’ın hakkını Sezar’a verelim. Sanayinin yapısını değiştir, seri imalatın babası sıfatını kazan, faşist Almanya’yı alenen sahibi olduğun gazeteler vasıtasıyla ve para yardımlarıyla destekle, Hitler hayranlığı yap ki Hitler’in odasında büstü olan tek batılı ol. Yine de adın ve ailen hâlâ ayakta kalsın. Ben pasifistim, bana göre Gandi liderdi, diyorsanız gene haklısınız. Güney Afrika’dan gelen basit bir avukat olarak asırlarca önce bir şirketin sonra Büyük Britanya İmparatorluğunun idaresi altında bölünmüş, ezilmiş milyonlarca ahaliyi özgürlük ve bağımsızlık diye örgütle, bugün bile birbirlerine düşman Müslüman, Hindu ve Budist gurupları birleştir, tek kurşun atmadan pasif direnişle bağımsızlık kazan. Ben komünistim. Lider başkan Mao gibi olur, diyorsanız, siz de haklısınız. Sen peşine binlerce adamı tak, bunlara ordusu senin üç mislinden fazla Chiang Kai-shek kuvvetleriyle dövüşe dövüşe dokuz bin kilometre yol yürüt, sonra iç savaşı kazan, Japon işgaline karşı koy ve binlerce yıllık Çin İmparatorluğu'nun yerine komünist Çin Halk Cumhuriyetini kur. Onları bir taraf bırak, bence lider Mustafa Kemal Atatürk’tür, diyorsanız vallahi haklısınız. Çökmüş, dağılmış, işgal edilmiş, yüzde doksan beşi okuma yazma bile bilmeyen bir toplumu al, Kurtuluş Savaşı'na kadar bir milyondan fazla şehit vermiş dağıtılmış bir orduyu, milisi, çeteyi hatta halkı bir hedef etrafında örgütle, onlarca dernek, birlik, cephe, ittihatçı, itilafçı, ümmetçi, milliyetçi, mandacı, teslim taraflısı, padişahçı, halifeci, komünist, faşist arasından bir Cumhuriyet fikri oluştur ve başar. Ne demeli? 'Bunların çoğu siyasi ve askeri liderler. Şirket yöneticisinin liderliğinden bahsediyoruz. Başka örnek yok mu?' diye sual ediyorsanız var, elbette. Söz gelimi Steve Jobs. Ona lider diyenler de haklı.”

Hani bir Hoca fıkrası vardır. Hocanın iki hanımı bir konuda anlaşamamışlar. Birinciyi dinleyen Hoca “Haklısın” demiş. İkinci hanımını dinledikten sonra ona da “Haklısın” deyince üçüncü hanımı “Nasıl ikisi birden haklı olur?” diye sorunca Hoca “Sen de haklısın” deyip konuyu kapatmış. “Hocanın üç hanımını nereden çıkardın?” diye münafıklık edip üstüme gelmeyin. Önemli olan fıkranın mesajı. Yoksa bu bir mahkeme fıkrası mıydı? Unutmuşum. 

Şimdi herkes haklı olduğuna göre Musa, Hitler,  Ford, Gandi, Mao, Atatürk ve Jobs’a bakarak bir standart liderlik süreci ve lider profili tanımlayın bakalım. Tanımlayabilirseniz bana yazın. Tüm Dünya okusun.

Gerçekten de liderlik ve lider özellikleri hakkında önerilen kuram ve modellerin çoğu üzerlerine yazıldıkları kağıt değerinde bile değillerdir. Nezaket çerçevesinde “Elbette bazı istisnai yazar ve düşünürlerin yapıtlarını bu genellemeden ayrı tutmak gerekir” diyelim ki konuda yazan çizenlerden isteyenler “Bu istisna benim” diye sevinsin. Veyahut üstüme gelirlerse ben, “Ben sizi istisna tutmuştum” diyerek paçayı kurtarayım.

Pek işe yaramayan öneriler bir tarafa bazı önerilerin geçerliliği konusunda ciddi şüpheler vardır. Bazı genellemeler ise açıkça yanlıştır. Konferanslarda, eğer uyumadınızsa, çoğu yanlış olan önerilmiş liderlik özellik ve süreç önerilerine bir bakalım: (1) Şirket elemanları arasında işbirliği sağlamak, onlara empati ile bakmak, işlere ve işlerin yürütülüş biçimlerine yeni bir perspektif getirmek ve yeniliğin öncülüğünü yapmak; (2) Kararlarını doğru verilerle vermek, sorunları etkili bir şekilde çözmek, başarısızlıklara değil çözüme odaklanmak; (3) Elemanları işe yoğunlaştırmak, çabuk hareket etmek, değişik görüşleri almak, hedeflere ve sonuçlara odaklanmak; (4) Elemanların en güçlü yeteneklerini bulmak, örgütsel değerleri yerleştirmek. Şu saydığım on, on beş konunun her biri bir konferans konusu olur ve öyledir de zaten. Siz gene de bu öneriler ışığında Musa, Hitler,  Ford, Gandi, Mao, Atatürk ve Jobs’u düşünün haftaya devam ederiz.

Sağlıcakla kalın.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019