Mart ayı gelince

Filiz KARAOSMANOĞLU
Filiz KARAOSMANOĞLU SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM filiz@itu.edu.tr

Baharın müjdecisi Mart ayında doğa uyanırken, son cemrenin toprağa düşmesiyle yaşam çiçeklenmeye, yeniden doğmaya başlar. Bu yıl 19-20 Şubatta havaya, 26-27 Şubatta suya ve nihayet 5-6 Mart tarihlerinde toprağa cemre düştü. Mart ayında doğamız ile uyumlu mühim kutlamalarımız da olmakta. Doğanın yapı taşı toprak ana gibi olan kadınlarımızın emekçi yönünü 8 Mart’ta kutladıktan sonra, 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü gelir. 18 Mart günü Çanakkale Zaferi’ni ecdadımıza güzelleme ile anıp, Ormancılık Gününü (21 Mart) ve Su Gününü (22 Mart) yaşar, güzelim gezegenimiz için hem kaygı duyar hem de coşarız.

Açık alanda doğa giderek güzelleşerek bizi kendisiyle olmaya davet eder. Mart ayı güzeldir. Küresel önemli günler de bizi adeta silkeler ve en büyük öğesi insan olan doğamıza özen göstermemizi anımsatır.

Tüketici Hakları Derneği’nin de üyesi olduğu ve “Değişim İçin Bir Araya Gelelim” çağrısı yapan Uluslararası Tüketiciler Örgütü “Herkesin güvenli ve sürdürülebilir ürünlere ve hizmetlere erişebildiği bir dünyaya inanıyoruz” demekte. Bu yılki kampanya digital pazarı daha adil kılmaya odaklanıyor. 2016 yılı küresel e-ticaret pazarı 1.9 trilyon Amerikan Doları iken, 2020’de bu değerin 4.06 Trilyon’a çıkacağı öngörülüyor. E-ticarette dolandırıcılık önlenirken çevrimiçi korumaların başarılı olması gerekiyor. Bu nedenle tüketici koruma hedefli sivil toplum çalışmaları, resmi çalışmalar ve medya yaklaşımı çok mühim. Tüketici için emek veren kamu ve medya mensuplarını, derneklerimizi “Bilinçli tüketici sağlıklı ekonominin temelidir” diyen Tüketicinin Korunması ve Uygulama Ağı (ICPEN) 2017-2018 Dönem Başkanlığını yürüten Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü özelinde alkışlamak gerek.

“Ormanlar ve Sürdürülebilir Şehirler: Şehirlerimizi Yaşanacak Daha Yeşil, Sağlıklı, Mutlu Yerler Yapalım” temalı Dünya Ormancılık Günü çağrısında dışarıya çıkmamız, şehrimizdeki ağaç ve ormanlarımızın kentlilerle fotografl arını çekmemiz ve paylaşmamız belirtilmekte. Doğanın davetine icabet etmek gerek. Çünkü ağaçlar karbon depolayarak yutak alanı olurlar ve şehirlerimizdeki iklim değişimi etkilerini hafifl etmeye destek verirler.

Dünya Su Günü 2018 yılı teması ise “Su İçin Doğal Çözümler” olup, suyumuzu korurken kişi-toplumekonomi için faydası çok açık ve net olan doğal önlemlerin alınması ve doğaya dayalı çözümlere vurgu yapılarak, sürdürülebilir su ile atık su yönetiminin toprak, orman ve biyoçeşitlilik korunması için önemi öne çıkarılmakta, temiz suya erişim talebinin artmasıyla birlikte su kalitesinin de artırılması zorunluluğu için çalışmak gerekliliği ortaya konulmakta.
Orman ve suyun yaşamımıza kattığı anlam ve renk mutluluğumuzun da rengidir. Bir su kıyısında yeşile komşu mutlu oturmanın keyfi nice güzeldir. Dünyanın dört bir yanındaki binlerce insan 20 Mart Uluslararası Mutluluk Günü’nü desteklemek için eylem sözü vererek harekete geçiyor ve “Çevremdeki dünyada daha fazla mutluluk yaratmaya çalışacağım” diyor.
156 ülkeyi kapsayan ve göçmenliğe özel odaklanan Dünya Mutluluk Raporu 14 Mart 2018 günü yayınlandı. Mutluluk sıralamasında Finlandiya birinci iken, Norveç, Danimarka, İzlanda, İsviçre ilk beşte yer alan ülkeler. ABD’de mutluluk azalması sürerken, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri arasında 2007 yılında üçüncü sırada yer alan ABD, bu yıl on sekizinci oldu. Ülkemiz yetmiş dördüncü sırada. Raporun en çarpıcı bulgusu, göçmenlerin mutluluğu ile göçülen ülkede doğanlar arasındaki dikkat çekici tutarlılık. Raporda “Göçmenler çok farklı mutluluk seviyelerine sahip ülkelerden gelmekle birlikte, mutluluk düzeyleri yeni ülkelerindeki diğer sakinlerinkine doğru yaklaşmakta. Daha mutlu ülkelere gidenler kazanırken, daha az mutlu ülkelere gidenler kaybetmekte.

Göçmenler genellikle mutlu ülkelere göç eder ve ortalamada göçmenler kazanır. Bu bağlamda, yeni bir tanımlama karşımıza çıkmakta. Göçmenlerin doğduğu ülkelerdeki mutluluk düzeylerinden “Ayak İzi Etkisi” vardır. Ayak İzi Etkisi, göçmenlerin mutlu ülkelerde yerel halka göre daha az mutlu, daha az mutlu ülkelere göçte ise, yerel halktan daha mutlu oldukları anlamına gelmekte” denmekte.

Kolay günlerde yaşamıyoruz. Biricik ülkemizde, tadımızı-tuzumuzu kaçırmamak için gayret sarf ettiğimiz, acı ile tatlının hep yan yana olduğu yaşamımızda mutlu olmak için uğraş verirken sihir doğada saklı. Gelecek doğada saklı. Doğamızı korumak ve kollamak gerek. Yoksa bir gün Mart ayı geldiğinde Ağustos sıcağı gibi kavrulabilir ya da durmayan seller görebiliriz. Cemreler tepetaklak olabilir. Çünkü iklim değişimi ile şaka olmaz. Böylesi durumda ekonomi nasıl olur? Bir düşününüz.
***
İTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu tarafından kaleme alınan Sürdürülebilir Yaşam köşesi, SÜT-D işbirliği ile hazırlanmıştır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Mavi ve kadın 24 Eylül 2019
Yaşamı Solu 11 Haziran 2019
Sade yaşam 12 Şubat 2019