Merkez tali yol faizini yarım puan artırdı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Günlerdir adeta papatya falı açılıyordu; Merkez Bankası faizi artıracak mı, artırmayacak mı, diye. Ve o karar dün verildi, Merkez Bankası faizi artırma kararı aldığını açıkladı.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, dünkü toplantısında bizim "tali yol" olarak nitelediğimiz geç likidite penceresi borç verme faizini yüzde 12.25'ten yüzde 12.75'e çıkardı.

Merkez, gecelik borç verme faiz oranıyla haftalık repo ihale faiz oranında ise bir değişikliğe gitmedi. Zaten 22 Kasım'dan bu yana geç likidite penceresi dışındaki yollarla borç verilmediği için gecelik oranın da, haftalık repo ihale faiz oranının da en azından şimdilik bir önemi bulunmuyor.

Geç likidite penceresi faiz oranı yüzde 12.75'e çıkarıldığı ve tek fonlama yolu olarak bu kanal kullanıldığı için ortalama fonlama maliyeti de otomatik olarak yüzde 12.75'e yükselmiş oldu.

Ne var ki kamuoyundaki beklenti faizin daha yüksek oranda artırılması yönündeydi. Yarım puanlık artış beklentileri pek karşılamadı ve dövizin ilk tepkisi yükselme yönünde oldu.

Ayrıca faiz artışının geç likidite penceresiyle sınırlı tutulmuş olması da, sürpriz sayılmamakla birlikte, "yerinde bir adım" olarak görülmedi.

FED'in önceki günkü faiz artışından sonra Merkez Bankası'nın olağan fonlama kanallarını, yani gecelik ve haftalık repo ihalesi yoluyla borç verme kanallarını devreye sokması beklentisi de vardı. Gerçi geç likidite penceresinden olağan kanallara geçiş beklentisinin pek güçlü olduğu da söylenemezdi; ama bir yandan da "Belki" deniliyordu...

Ne var ki, zaten olmaması gerektiği baştan beri vurgulanan geç likidite penceresini "ana fonlama kanalı" olarak kullanma düşüncesinden vazgeçilmesi gerektiğinin altı çiziliyor ve bu toplantının bu yönde adım atmak için iyi bir fırsat olabileceğine vurgu yapılıyordu.

Faiz istenildiği an düşürülebilir

Girişte de belirttiğimiz gibi Merkez Bankası dünkü kararıyla geç likidite penceresinden borç verme faiz oranını yüzde 12.75'e çıkarırken, gecelik borç verme faiz oranını yüzde 9.25'te, haftalık repo ihale faiz oranını yüzde 8'de sabit tuttu.

Merkez Bankası 22 Kasım'dan önce ağırlıkla geç likidite penceresinden borç veriyor ve ortalama fonlama maliyetinin yüzde 12 dolayında oluşmasını sağlıyordu. Söz konusu tarihten sonra ise diğer yollar tümüyle kapatıldı, ortalama fonlama maliyeti de böylece yüzde 12.25'e çıktı.

Merkez Bankası siyasilerden gelen yoğun baskı dikkate alınırsa dünkü kararı pek kolay almamıştır herhalde. Ama Merkez'in elinde faizi istediği an aşağı çekebilme olanağı da yok değil. Üstelik bu karar olağanüstü bir toplantı yapmadan da alınabilir.

Merkez Bankası 22 Kasım'dan itibaren nasıl ki geç likidite penceresi dışındaki yolları kapamışsa, bu kez de koşulları uygun gördüğü an o yolları yeniden "kullanıma" açabilir. Böylece, mevcut durumda yalnızca geç likidite penceresi yoluyla ve yüzde 12.75'ten borç verilen piyasa, diğer yolların da (gecelik fonlama ve haftalık repo ihalesi) kullanılabilir hale getirilmesiyle pekala yüzde 12.75'in çok altında bir faiz oranıyla fonlanabilir.

Enflasyonun seyrine bağlı

Merkez Bankası'nın böyle bir adım atması elbette enflasyonun nasıl seyredeceğine bağlı. Enfl asyonda bu yılın yüzde 12 dolayında kapatılacağı, ocak sonundaki oranın da yüzde 11'e yakın gerçekleşmesinin beklendiği dikkate alınırsa Merkez Bankası'nın diğer yolları devreye alması kısa sürede gerçekleşmeyecek demektir.

Para Politikası Kurulu bundan sonraki toplantısını 18 Ocak'ta, bir sonrakini ise 7 Mart'ta yapacak. 18 Ocak'ta henüz 2017 sonu enfl asyonu biliniyor olacak ve o oran da yüzde 12 dolayında oluşacağı için Merkez herhangi bir adım atmaktan kaçınacaktır.

Ocak enflasyonu belli olduktan ve tahminler doğru çıkarsa yüzde 10.50-11.00 arasında oluştuktan sonra Merkez Bankası şubatta diğer yolları devreye alarak fonlama maliyetini aşağı çekebilir.

Merkez'in faizi artırma gerekçesi

Para Politikası Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamada, "Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve yakın dönemde yaşanan maliyet gelişmeleri beklentiler ve fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırmıştır" denildi. Kurulun, bu gerekçeyle "parasal duruşun sıkılaştırılmasına" karar verdiği belirtildi.

Bir önceki toplantı açıklamasında bu konuyla ilgili olarak "Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve çekirdek enflasyon görünümüne ilişkin gelişmeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaya devam etmektedir" görüşüne yer verilmişti. Bu çerçevede Kurulun sıkı para politikası duruşunun korunmasına karar verdiği ifade edilmişti.

İki toplantı arasındaki "duruş" farkı kendini böyle göstermiş oldu. Önceki toplantıda "sıkı duruşun korunması"ndan söz ediliyordu, bu kez ise "duruşun sıkılaştırılması" vurgusu ön plana çıktı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar