Merkez'den 'çekirdek enflasyon' vurgusu

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faiz oranlarında bir değişikliğe gitmedi. Beklenti de zaten faiz oranlarının değiştirilmeyeceği yönündeydi.

Kurul, dünkü toplantısında gecelik borç alma faiz oranının yüzde 7.25'te, gecelik borç verme faiz oranının yüzde 9.25'te, geç likidite penceresinden borç verme faiz oranının yüzde 12.25'te, haftalık repo ihale faiz oranının da yüzde 8'de tutulmasına karar verdi.

Gecelik borç alma faiz oranı son olarak 25 Şubat 2015, gecelik borç verme faiz oranı 25 Ocak 2017, geç likidite penceresi borç verme faiz oranı 27 Nisan 2017, haftalık repo ihale faiz oranı ise 25 Kasım 2016 tarihinde değiştirilmişti.

Çekirdek enflasyona dikkat!

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamada önceki açıklamalara göre dikkat çeken farklar bulunduğunu belirtelim. Bu farkların başında çekirdek enflasyona vurgu yapılması geliyor.

Bir önceki açıklamada, "Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaktadır" denilmişti.

Bu kez dünkü açıklamada "Enflasyonun bulunduğu yüksek seviyeler ve çekirdek enflasyon göstergelerine ilişkin gelişmeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaktadır" görüşüne yer verildi.

Böylece çekirdek enflasyona ilişkin kaygı adeta üstüne basa basa dile getirildi.

Çekirdek enflasyonu en yalın haliyle "Enflasyonun geçici veya bir defaya mahsus etkilerden arındırılmış kalıcı kısmı" olarak nitelemek yanlış olmaz.

Dolayısıyla Merkez Bankası da enflasyonun bu kalıcı görünen kısmına dikkat çekme gereği duyuyor.

Merkez Bankası, her zaman olduğu gibi enflasyonun bulunduğu yüksek düzeyden olan rahatsızlığını dile getiriyor, buna ek olarak bu kez çekirdek enflasyona dikkat çekiyor ve her açıklamada yer alan ifadeyi bu açıklamasında da tekrarlıyor:

"Bu çerçevede Kurul, sıkı para politikası duruşunun korunmasına karar vermiştir."

Artık o cümle açıklamada yok

Son dönemde Para Politikası Kurulu açıklamalarının hemen hepsinde gördüğümüz bir ifade bu kez açıklamada yer almadı. Açıklamalarda hep "Alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iktisadi faaliyetin güç kazanmaya devam etmesi beklenmektedir" görüşüne yer verilirdi. İşte bu ifadenin dünkü toplantıya ilişkin metinde bulunmadığı dikkati çekti.

Öyle anlaşılıyor ki Türkiye ekonomisinin ilk çeyrekten sonra ikinci çeyrekte de yüksek oranda büyümüş olması klasik hale gelen bu ifadeye artık gerek duyulmadığını gösteriyor.

Ve hep var olan paragraf...

Para Politikası Kurulu toplantılarına ilişkin açıklamalarda Merkez Bankası'nın genel bakışını yansıtan ve hemen hemen hiç değişmeyen bir paragraf vardır. Bu paragrafta temel olarak "Enflasyon düşmeden faiz düşmez" denilir. Paragrafın tümü mü, buyurun:

"Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş sürdürülecektir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir."

Fonlama maliyeti yüzde 12

Merkez Bankası piyasayı repo ihale faizi olan haftalık yüzde 8'den fonlayabilir. Merkez, gecelik borç vererek yüzde 9.25'lik faiz oranını uygulayabilir.

Ama bu yollar kapatılabilir ve bankacılık sistemi yüzde 12.25'ten para kullanmak zorunda kalacağı geç likidite penceresine, yani tali yola zorlanabilir.

Hangi yolun kullanıldığı da ortalama fonlama maliyetiyle kendini gösteriyor zaten. Nisan ayı sonunda 11.90 düzeyine çıkan ve o günden sonra 11.90-12.00 aralığında çok dar bir bantta seyreden fonlama maliyeti 6 Eylül'den beri küsuratsız, tam yüzde 12. Hatta fonlama maliyeti 31 Ağustos ve 5 Eylül günlerinde 12.01'e bile çıkmış.

Merkez Bankası bankalara yüzde 12 faizle para satıyor, bankalar da bu parayla çarklarını döndürmeye çalışıyor. Asıl kaynak Merkez Bankası'ndan gelen bu para değil tabii ki ama, Merkez de para için son başvurulacak yer.

Faiz indirimine Merkez'den başlamak istesek, olmaz; çünkü Merkez diyor ki "Enflasyon düşmeden faizi indiremem".

Merkez'e bu sefer "Enflasyonu düşür, senin ilk görevin de zaten bu" dense, "Her şey benim elimde değil ki" yanıtı alınacak.

Arada azar işiten her zamanki gibi yine bankalar oluyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar