Mevlana ve vergide pişmanlık uygulaması

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Ersan ÖZ

Mevlana Celaleddini Rumi 7 Ekim 1207 tarihinde doğmuş ve 24 Aralık 1273 tarihinde vefatına kadar bir sevgi ve hoşgörü elçisi olmuştur. “Gel... Gel, ne olursan ol, gel! İster kafir, ister mecusi, ister putperest ol, gel! Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!..” sözleri ile bildiğimiz Mevlana felsefesi 1200’lerden günümüze milyonlarca insanı, yüzlerce kültürü etkilemiştir. Böyle bir hoşgörü yaklaşımı ile insanlara soğuk ve itici gelebilen bir konu olan vergiyi nasıl birbirine bağladığımızı merak etmiş olabilirsiniz.

Vergisel bir suç işlemiş ve pişman olmuş bir kişi için bu durumdan bir kurtuluş yolu olamaz mı?
İnsanlar bir günah işlediklerinde “tövbe” kapısı her zaman açıkken Mevlana Hazretlerinin yukarıda belirttiği gibi “bin defa tövbeni bozmuş olsan da yine gel” düsturu vergilendirme için geçerli olabilir mi?

Vergi Usul Kanunu madde 371’e göre “Beyana dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi hâlinde,” bazı şartlarla mükelleflere ceza kesilmeyeceği hükme bağlanmıştır. Vergide pişmanlık olarak bilinen bu müessese bir nevi tövbe mekanizması gibi çalışır. Peki bu şartlar nelerdir derseniz kısaca;

1. Mükellefin keyfiyeti haber verdiği tarihten önce bir muhbir tarafından her hangi resmi bir makama dilekçe ile veya şifahi beyanı tutanakla tevsik edilmek suretiyle haber verilen husus hakkında ihbarda bulunulmamış olması (Dilekçe veya tutanağın resmi kayıtlara geçirilmiş olması şarttır.).

2. Haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde her hangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması.

3. Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme dilekçesinin verildiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde tevdi olunması.

4. Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi.

5. Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, ödemenin geciktiği her ay ve kesri için, 6183 sayılı Kanun'un 51'inci maddesinde belirtilen nispette uygulanacak gecikme zammı oranında bir zamla birlikte haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde ödenmesi.

Mükellefin konusu vergi suçu olan hareketini kendisinin dilekçe ile bildirmesi esastır. Yani mükellefi önceden bir muhbir vergi dairesine bildirmişse vergide pişmanlıktan yararlanılamaz. Vergi incelemesine başlanmış veya mükellef takdir komisyonuna sevk edilmişse verilen pişmanlık dilekçesi “son pişmanlık” olarak görülür ve fayda vermez. Yani vergi incelemesine başlanmadan veya mükellef takdir komisyonuna sevk edilmeden önce pişmanlık dilekçesi verilmelidir.

Vergi suçunu mükellefin kendiliğinden bildirmesinin yanı sıra eksik verilen beyanların verilmesi ve ödenmeyen vergilerinde ödenmesi gerekir. Ödeme zamanı geçmiş ise bu vergiler için gecikme zammına benzer pişmanlık zammı alınır. Örneğin bir mükellef KDV beyannamesini vermemiş ve ödemesi gereken vergiyi ödememişse pişmanlık dilekçesi ile beyannamesini verebilir. Bir sonraki ay yine KDV beyannamesini vermemiş ve ödemesi gereken vergiyi ödememişse ikinci kez pişmanlık dilekçesi ile beyannamesini verebilir ve vergisini ödeyebilir. Üçüncü kez KDV beyannamesini vermemiş ve ödemesi gereken vergiyi ödememişse pişmanlık dilekçesi verebilir mi? Cevap evet. Mevlana misali bin kez de pişmanlıktan yararlanmak istese yararlanabilir. Herhangi bir pişmanlık dilekçesi verme sınırı yoktur.

Mükelleflerin daha sonra cezalarla karşılaşmaması ve vergi davası gibi yollara başvurmak zorunda kalmaması için vergide pişmanlık önemli bir vergisel imkandır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ufuk çizgisi 03 Nisan 2024