Milli Gelir hesaplamasındaki değişim büyümeyi etkiledi mi?

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

TÜSİAD-Koç Üniversitesi Ekonomik Araştırmalar Forumu'nun (EAF) düzenlediği "2018 Yılında Türkiye Ekonomisi: Beklentiler ve Politika Önerileri" başlıklı toplantıda Yapı ve Kredi Bankası Baş Ekonomisti Doç. Dr. Cevdet Akçay, ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, Hürriyet gazetesi yazarı Uğur Gürses ve Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, güncel ekonomik konuları tartıştı.

Tartışmalarda çok konuya değinildi ama tartışmacıların değindikleri 2 konu dikkatleri çekti: (1) Türk ekonomisinin önceliği büyüme değil enflasyondur. Enflasyonu aşağıya çekmek için faizler yükseltilmelidir. (2) TÜİK’in yeni seri GSYH (Milli Gelir) hesaplarındaki tereddütleri gidermek için yeni seri geriye doğru yürütüldüğü gibi en az 5 yıl süre ile ileriye doğru da yürütülmelidir.

GSYH'nın 2017 yılı üçüncü çeyreğinde yüzde 11.1 gibi yüksek büyümeye işaret etmesi, 2017 yılının tamamına ait büyüme tahmininin yüzde 7.5’lerde dolaşması konusu tartışılırken Mahfi Eğilmez, Stockholm Üniversitesi öğretim üyelerinden Erik Mayersson’un bir çalışmasından söz etti.

Erik Mayersson (SITE, Stockholm School of Econommics, Will the real real GDP in Turkey please stand up?), beşer yıllık dönemlerde eski ve yeni seriye göre ortalama büyüme oranlarını sorguluyor.

-Büyümenin dinamiği öncelikle enerji. Büyümenin artması için enerji tüketiminin de artması gerekiyor. Araştırmacı, BP enerji istatistiklerini kullanarak “Birincil Enerji” tüketimindeki değişimi izliyor. (Birincil enerji tüketimi, tüm enerji kaynaklarındaki farklı tüketimin, petrol eş değerine dönüştürülerek bulunur.)
-Büyüme varsa, üretim artıyorsa elektrik tüketimi de artar. Araştırmacı elektrik tüketim rakamlarını belirlemek için BP enerji istatistiklerini kullanmış.
-Sanayi üretimindeki artışın kaynağı TÜİK verileri.
-Yeni yapı kullanım belgelerindeki değişim de TÜİK verilerine dayanıyor.
-Banka kredilerindeki artışın kaynağı TCMB.
-Yurt içi yük ve yolcu trafiğindeki değişime ait bilgiler ise OECD’den alınmış.

Araştırmacı bu verileri kullanarak 2004-2009 dönemi için ve 2010-2015 dönemi için eski ve yeni seri büyüme oranlarını sorguluyor.

Eski seride, büyüme oranı ile büyümeyi etkileyen birincil enerji, elektrik tüketimi, elektrik tüketimi uyumlu. Kredi artışı, yeni yapı kullanım belgesi artışı, yük ve yolcu trafiği artışı uyumlu.

Yeni seri GSYH büyüme oranları ile büyümeyi etkileyen veriler arasında ise uyumsuzluk dikkati çekiyor.

Araştırmacı, 'Yeni seri büyüme oranı yanlıştır' şeklinde bir iddia ile yola çıkmıyor. Bir araştırmacı olarak büyümeyi sağlayan verilerle, yeni serideki büyüme oranları arasındaki çelişkiyi sorguluyor.

Böyle bir çalışmanın Türkiye’deki üniversitelerde, Türk araştırmacılar tarafından değil de İşveç’te bir üniversitede İsveçli bir araştırmacı tarafından yapılması önemli.

              

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018