Mobilya sektörünün gündeminde neler yer almalı?

Rüştü BOZKURT
Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Bir hafta önce bugün MOSFED' in Danışma Toplantısı'nın ilkine katıldım. Danışma Toplantılarının ülke derinliğine yayılması kararlaştırıldı. Ankara, Kayseri, İzmir. Hatay, Kastamonu, Samsun gibi kentlerde tekrarlanarak, sektörün sorunları saptanacak, raporla mobilya üreticilerine geri dönülecek. İlk toplantının tartışmalarını özenle dinledim ki sektörün çilesini çekenlerin gündemindeki konuların farkındalık düzeyleri hakkında bir fikrim olsun.

Danışma Toplantısı'nın esinlediği yedi konuyu bu yazı kapsamında paylaşacağım. Çin faktörü ve fuar organizasyonlarının işlev ve kültürünü başka yazılarda irdeleyerek tartışılmaya açacağım:

1. Ortalama ömrün 100 yıla yaklaşması, yaşlı nüfusun artması, lineer aile olgusu mobilya tasarımıyla ilgili varsayımlarımızın sorgulanmasını gerektiriyor: Mobilya üretiminin odağında da insan var. Bütün dünyada ve ülkemizde yaşlı nüfus hazla artıyor. Ortalama ömrün yakın gelecekte 100 yıla çıkması bekleniyor. Yeni aile, dede, baba ve oğlun bir arada bulunduğu aile yapısıdır. İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana mobilya tasarımı yapılırken, ortalama ömrün kısalığı etkindi. Bugün insanların hareket edebilme potansiyelleriyle ilgili varsayımlar farklılaşıyor. Şimdi gündemde artan yaşlı nüfus, yaşlı nüfusun hareket edebilme performansı ve ergonomik ihtiyaçlarını dikkate alan bir mobilya üretimi gerekiyor. Ar-Ge, tasarım, marka ve imaj yönetimi konularında sözünü ettiğimiz bu yeni gelişmeyi dikkate almadan gelişemeyiz. Sektörde eğitim çalışmalarını yaparken, sanayi toplumu aşamasının bildik konuları yerine, bilgi toplumunun yeni gelişmeleriyle ilgili farkındalık yaratacak alanlara yönelinilirse, çalışmalarımızı daha verimli kılabiliriz.

2. Endüstri 4.0 uygulamalarının mobilya maliyetleri ve üretim verimliliklerine etkileri: Endüstri 4.0 aşaması olarak adlandırılan makinelerin, iş süreçlerinin, sistemlerin hatta sistemlerin sistemi dediğimiz daha üst iş örgütlenmelerinin hızları ve bireysel talepleri karşılayan esneklikleri artıyor. Hız ve esnekliklerin artması, müşteri ilişkilerinin sıklaşması, bağlantıların yoğunlaşması son tahlilde "verimlilikte artış" yaratıyor. Ülkemizde yüzde 10 üzerinde büyüyen, yüzde 20 büyüme potansiyelleri olan mobilya sektörü, makinelerin bulundukları ortamları tanımları, birbirine ilişki kurmaları, karşılaştıkları sorunları insanlara danışmadan kendi aralarında çözebilmeleri potansiyellerini taşıyan endüstri 4.0 parametrelerini netleştirmeden sağlıklı bir gelecek inşa edilemez. Endüstri 4.0 aşamasının parametreleri odağından bakıldığında mobilya üreticilerinin sorunları tartışma, farkındalık düzeylerini yükseltme, öngörülerde bulunarak önlemler alma konusunda hemen harekete geçmeliyiz.

3. Mobilya sektöründe endüstri 4.0 bileşenlerinin ileriye ve geriye bağlantıların entegrasyonu: Mobilya üreticilerinin endüstri 4.0 parametrelerini zihinlerinde netleştirmeleri, harekete geçmeleri gerekli ama yeterli değil. Mobilya sektörünün girdi aldığı ve girdi verdiği sektörlerin de endüstri 4.0 aşamasının gerektirdiği değişim ve dönüşümü yaparak, mobilya üretiminin ekosistemininin gerektirdiği entegrasyonu tamamlamaları da gerekli. Endüstri 4.0 tartışmalarını sadece mobilya sektörü bağlamında sürdürmek, bizleri yaratmak istediğimiz sonuca götürmez. Mobilya makine-donanımı üretenler, hammadde üreticileri, tamamlayıcı malzeme üreticileri, aksesuar üretimi gibi alanlara odaklananların da tartışma içinde yer almaları, eş düzey gelişmeleri eş zamanlı olarak hayata taşımaları gerekir. Bu aşamadan sonra yapılacak olan MOSFED Danışma Toplantılarında mobilya üretimine girdi veren ve girdi alan sektör ilgililerinin katılması, paylaşımcı tutumun yaygınlaştırılması ve kapsayıcı kurumsal bilincin etkin hale getirilmesi de gerekmektedir.

4. Mobilya sektöründe analitik 3.0 ihtiyacı ve katma değerli ürünlere geçiş: Her şeyin interneti, bütün ürünleri "akıllı ve bağlantılı" hale getiriyor. Akıllı ve bağlantılı ürünler üretimin iç örgütlenmesini; fabrika düzenini, iş akışlarını, iş süreçlerini, işgücü profillerini, ambalajlama ve stoklama yapılarını hızla değiştirecek. Bu konudaki uygulamalar, faktör koşulları, talep koşulları, karşılıklı bağlılıklar ve rekabet stratejilerinin gelecek beş ya da on yılda köklü biçimde değişeceğinin öncü göstergelerini oluşturuyor. Görgüyü dayalı iş yapma anlamına gelen analitik 0.0 rekabet edebilmemize katkı yapmıyor; tersine ciddi engeller oluşturuyor. İş yerinde düzenli kayıtlar tutularak verilerin oluşturulması, sağlıklı verilerle toplam maliyetlerin, kısmı maliyetlerin hesaplanması, "kâr sıfır noktasının" aylık, haftalık ve günlük izlenmesi, kâr kalitesindeki gelişmelerin bilinmesi, ciro kalitesinin izlenmesi gibi işletme içindeki bütün ürün ve ona bağlı parasal hareketlerin analiz edilmesi, iş yerini "alışkanlıkla değil, analizle yönetme" aşamasına geçilmesi de analitik 1.0 olarak adlandırılıyor. Analitik 1.0 geleceği inşa etmek için gerek şart ama asla yeter şart değil. Akıllı ev bağlantılı öğrenen ürünlerin ürettiği verilerle diğer verilerin oluşturduğu "büyük veri" içinde işimize yarayan verileri barındırdığı gibi kirlilik de içeriyor. Büyük verinin işe yaramayan bilgilerini seçip eleyerek, işe yarayanlarını ortaya çıkarma olarak adlandırılan "analitik 2.0"de rekabet edebilmenin gerek şartıdır; yeter şartını oluşturmamaktadır. Eğer mobilya üretiminde yüzde 10'un üstünde bir büyümeyi güven altına almak istiyorsak, ehlileştirdiğimiz vahşi büyük veriden ayıklanmış işe yarar verilerden bazılarını kullanarak, farklı bir iş yapma tarzı ortaya koyabiliyor ve rekabet edebilir yeni ve farklı bir ürün piyasaya sunabiliyorsak bu aşamaya da "analitik 3.0" diyoruz. Birikim yeteneklerini koruma ve uzun dönemli geleceği inşa etmek istiyorsak, yeter şart olan analitik 3.0 aşamasına hızla geçmeliyiz.

5. Mobilya sektöründe ortak ve ayrık mağazacılığın fayda /maliyet analizi: Mobilya sektöründe rekabet etmenin üç koşulunu anımsayalım: Net bilgi sahibi olma, kaynakları etkin koordine etme ve odaklanma. Ülkemizde mobilya üreticilerinin netleşmesi gereken konulardan biri de ortak ya da ayrık mağazaların fayda maliyetidir. Mağazalar, satışların kontrolü, ürünleri tükecinin elinin menzili altına sokma ve nakit akışı yaratma gibi bir diz gerekçeyle açılmaktadır. Kira bedellerinin artışdaki çarpan etkisi, sabit maliyetleri artırması, satıcı enflasyonu yaratarak kalite-odaklı rekabet yerine, genellikle kalitesizliği de beraberinde getiren fiyat-odaklı rekabeti beraberinde getirmektedir. Elimizde işletme bazlı, ülke ölçekli ortak ve ayrık mağazacılığın fayda/maliyet hesapları olmadığı için net genellemeler yapmamız zor. Bu konu, bir proje olarak ele alınmalı, mobilya üreticisine rehber olacak analizler sunulmalıdır ki hem üretici hem de ülke yarına olanı anlayıp, takipçisi olabilelim.

6. Mobilya ihracatında Türkiye'nin konumu ve Polonya'nın üstün ve zayif yönleri: MOSFED'in araştırmalarına göre ülkemiz mobilya üretim sıralamasında 14' üncüdür. Çin, ABD, İtalya, Hindistan, Polonya, Japonya, İngiltere, Kanada, Fransa, Brezilya, Güney Kore ve Vietnam'dan sonra Türkiye yer almaktadır. Ülkemizin coğrafya potansiyellerini dikkate alarak önce Polonya' dan başlayarak rakip ülkelerin zayıf ve güçlü yanlarını analiz eden her yıl üreticiye sunulan "çevre analizleri" yapılmalıdır. Bu analizler önümüzde yer alan on üç ülke için yapılmalıdır. Hepimiz biliyoruz ki iş yaşamında bilgilerin yüzde 98'i açık bilgidir. Bu bilgiler bize işimizi ayar yapmada çok değerli değerler katabilir.

7. Mobilya sektöründe proje-odaklı pazarlamanın önemi: Mobilya üretiminde "proje-odaklı pazarlama" hızla gelişiyor. Konut üretiminde örgütlü taahhüt firmalarının yaygınlaşması, özellikle büro kiralama işini yaygınlaştırıyor. Ekonomideki hızlı değişmeler bürolarda satın alma yerine kiralama eğilimini, üstelik de mobilyalı kiralamayı hızlandırıyor. Zaman içinde standartların gelişmesi tam tersi yönde endüstri 4.0 aşamasının bireysel tercihlere yanıt veren esneklik ve hızı artırması da mobilya pazarlamasında yeni kanallar oluşturuyor. Bizim dünya genelinde mobilya üretiminde tasarım aşamasından pazarlamaya yeni eğilimleri gözlemleyerek, fırsatları değerlendirmemizi gerektiriyor.

Danışma Toplantısı'nın zihnimde yarattığı dokuz konunun yedisini başlıklar halinde özetledim. Bu konulara ilişkin ayrıntı bilgisi olanlar tartışmaya katılırsa, konuyu nasıl ele almamız gerektiğini netleştirir; bir metot belirleyerek daha hızlı ilerleme sağlayabiliriz. Bu metni, kapsamlı bir tartışmaya giden merdivenin ilk basamağı olarak değerlendirin.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar