Nijerya Ordusu’nun üniformasını Türk şirketi Sur yapacak

Kerim ÜLKER
Kerim ÜLKER Perde Arkası kerim.ulker@dunya.com

Afrika’nın en kalabalık ülkesi Nijerya, tekstilde kapatılan eski tesisleri tekrar açmak için çalışma başlattı. Bunlardan biri de Kaduna Textile limited. 1957’de hizmete giren Kaduna Textile şirketi 1970’li yıllarda 5 bin çalışanı olan bir devdi. Ancak 2000’de yaşadığı kriz nedeniyle tesis daha fazla dayanamadı ve 2002’de üretimi durdurdu. İşte o tesis tekrar açılacak. Hem de Türk şirketi Sur International Textile adlı şirketin yardımıyla.

Nijerya yönetimi bunun için bir konsorsiyum oluşturdu. Konsorsiyumun yüzde 45’i hükümete ait. Yüzde 35’i Sur’a, geri kalan yüzde 20’si de şirketin geçmişteki ortaklarına...

15 milyon dolar yatıracak

Türk şirketi Sur, bu tesis için 15 milyon dolarlık bir bütçe ayırdı.

Kaduna gelecek yıl tekrar hayata geçirilecek ve üretime kaldığı yerden devam edecek. Ancak geçmiştekinin tersine burası sivillere yönelik hizmet vermeyecek. Amaç Nijerya askerleri ve polislerine üniforma üretimi olacak. Sur International bu konuda deneyimli bir firma. Daha önce de Sudan Ordusu’nu giydiriyordu.

Sudan askerlerine de çalışıyor

Şirketin kurucusu ve en büyük hissedarı Oktay Ercan adlı işadamı. Sur Textile Mills adlı bu şirketin yüzde 33’ü Sudan Hükümeti’ne ait. Geri kalan yüzde 33 ise Katar Ordusu’nun...

2003’te hayata geçen Sudan’daki tesis ülkenin ordu mensuplarına üniforma dikiyor. Bu yatırım 100 milyon dolara mal olmuş ve açılışı Sudan Cumhurbaşkanı Mareşal Omer Hassan Ahmed Al- Beshir yapmıştı.


Körfez’de İzmir yarışı başladı

Uluslararası kredi derecelendirme kurumlarının Türkiye’nin notlarını indirmesi ve yatırım yapılabilir seviyenin altına çekmesi bu yılın en çok tartışılan konularından biriydi. Bu olumsuz süreçte kredi notlarıyla ilgili en güzel haber İzmir’den geldi. Moody’s’den sonra, mayıs ayının sonunda Fitch Ratings, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin derecelendirme notunu, “alınabilecek en yüksek kredi notu” olan “AAA” olarak belirledi. İşte bununla birlikte özellikle Körfez sermayesi için İzmir, çok fazla ilgi çekti. Katar ilk ilgi gösteren ülke oldu. Bunun bir başka nedeni ise ablukaya alınan Katar’a Türkiye’den giden gıda yardımlarında ilk uçak İzmir’deki havalimanından, ilk gemi İzmir limanından hareket etti. İzmir’den giden gıdaların Katar’daki market raflarında boy göstermesinin ardından Doha’dan ilk ziyaret temmuz ayında geldi.

En büyük heyet Katar’dan geldi

Katar Ekonomi ve Ticaret Bakanı Şeyh Ahmed bin Casim bin Muhammed Al Thani ve beraberindeki 80 iş adamı İzmir’e ziyaret gerçekleştirdi. İzmirli şirketlerle Katarlılar tanıştı, anlaşmalar imzaladı.

İzmir’e ilgi Katar ile sınırlı değil aslında. Şimdilerde sessiz sedasız Bahreyn’den, Dubai’den ve Suudi Arabistan’dan şirketler, iş adamları kente ziyaretler gerçekleştiriyor; yatırım fırsatlarını araştırıyor. Körfez ile İzmir arasında kurulmaya başlanan işte bu ticaret köprüsünün mimarlarından biri de Avukat Özgür Kaya.

Kaya Hukuk Bürosu Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Kaya, “İzmir’e ilgi giderek artıyor. Şu günlerde Dubai’den gelecek bir ekiple İzmir’de fırsatları araştırıp yeni projeler için görüşmeler yapacağız. Ayrıca İzmir’in önde gelen bir inşaat şirketi ile Bahreyn Devleti ile İzmir arasında ticari ilişkileri geliştirmek için Bahreyn’e bir ziyaret gerçekleştireceğiz. İzmir’e Ortadoğu ve Körfez ülkelerinin büyük şirket, aile ve devlet adamlarını getirerek, İzmir’deki iş adamlarıyla birlikte İzmir’i onlara tanıtmaya başladık. 3-4 sene içerisindeki projeksiyonumuz Ortadoğu özellikle Körfez’den İzmir’e yaklaşık 5 milyar dolarlık yatırım çekmek” diyor.

Dubai’de Emirin kuzeniyle ortak

Özgür Kaya, uzun yıllardır Körfez Bölgesi’nde çalışmalarını yürütüyor. Dubai’deki şirketi Kaya International’ın Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki ortağı ise Dubai Emiri Sheikh Mohammed bin Rashid Al Maktoum’un kuzeni Sheikh Suhail Bin Khalifa Bin Saeed Al Maktoum...

Özgür Kaya, her ne kadar bölgede siyasi gerilim olsa da ekonomik bağların daha güçlü olduğunu düşünüyor. Kaya, “Türkiye bölgedeki siyasi gerilimin çözümünde çok önemli bir aktör. Geçmişte Türkiye’ye milyarlarca dolarlık yatırımlar yaptılar. En önemli konut projelerinden birkaç daire değil kuleleri aldılar. Güçlü ailelerin güçlü yatırımları var. Kolay kolay vazgeçilecek bir pazar değil Türkiye. Ama buzdolabına bırakılan milyon dolarlık yatırım görüşmeleri oldu. Örneğin iki gıda devinin 450 milyon dolarlık satın alma görüşmeleri Katar’daki gerilimin ortaya çıktığı gün askıya alındı. Daha birçok proje var. Siyasi gerilim düştüğü an o yatırımlar buzluktan çıkarılacak, planlar projelere dönüşecek” diye özetliyor.

100 milyar dolarlık Dubai South’ta Türkler de olacak

Örneğin Dubai Emirliği’nin, Dubai South Projesi dünyanın en büyük projelerinden biri olarak açıklandı.

Projenin bütçesi yaklaşık 100 milyar dolar. Akıllı şehir konseptiyle yapımı devam eden proje Dubai Expo 2020’ye ev sahipliği yapacak. Öyle önemli ki proje; Dubai Emirliği, Gayrisafi milli hasılanın yüzde 65’inin 5 yıl içerisinde bu bölgeye kaymasını planlıyor. Projede yıllık 220 milyon yolcu ve 12 milyon ton kargo kapasitesi ile dünyanın en büyük havalimanı olan Al Maktoum Havalimanı, inşa edilecek. Binlerce konut, ofis yapımı ise devam ediyor. İşte bu projenin Türkiye temsilciliğini de Kaya International üstlendi.

Özgür Kaya, “Bu yeni şehir projesinde, yurtdışında iş yapma kabiliyetleri olan Türk şirketlerinin yer almalarına yardımcı olmak istiyoruz” diye anlatıyor.

Katar- İzmir arasında deniz yolu geçen hafta açıldı

Geçtiğimiz hafta İzmir ve Katar’ı birbirine bağlayan bir gelişme daha yaşandı. Katar hükümetine bağlı “Milaha” şirketi, Katar ile İzmir Limanı arasında 5 bin tonu aşkın yük soğutma kapasiteli ilk direkt konteyner taşımacılığı hattının açıldığını duyurdu. Her 20-25 günde Türkiye’den bir geminin yola çıkacağı belirtilirken, geminin transit süresinin ise 11 gün olduğu kaydedildi. Konuya ilişkin açıklama yapan Milaha Genel Müdürü ve İcra Direktörü Abdurrahman İsa Al-Menai, etkili, ekonomik ve uygulanabilir bir çözüm olarak bu uygulamayı başlattıklarını söyledi. Yeni hizmetin daha öncekilerle bütünlük sağladığını ifade eden Menai, bunun yanı sıra limanlar arası bağlantının güçlendirilmesi ve Katar’ın Türkiye ile ticaretinin kolaylaştırılmasının hedeflendiğini ifade etti.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar