“OHAL sonrası olağanüstü hal değil normalleşme olmalı”

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan osman.arolat@dunya.com

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim öncesi, “Seçim sonrası OHAL kalkacak” müjdesi OHAL’in kalkmasıyla yerine geldi. Ancak, “OHAL’siz OHAL tanımlamaları yapılan yeni yasal düzenleme” gündemde. İş dünyasından bir dostumun katıldığım değerlendirmesini paylaşmak istiyorum: "OHAL sonrası olağanüstü hal değil normalleşme olmalı.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim öncesi, seçim sonrası OHAL’in uzatılmayıp sonlandırılacağı açıklaması, iş çevrelerinde olumlu karşılanmış, adım adım “normalleşmenin” başlamasının hem uluslararası ilişkiler, hem iş yapma açısından olumlu sonuçlar vereceği söylemleri artmıştı.

OHAL sonrası valilere önemli yetkiler veren yeni kanunun hazırlanmasının gündeme gelmesini değerlendiren bir işadamı dostum, “OHAL sonrası olağanüstü hal değil, normalleşme bekliyorduk. İş yaptığımız yabancılara da bunu anlatıyorduk. Ama OHAL sonrası yeni düzenlemeler getirilmesi düşünülen yasa, normalleşmeye hızlı geçiş olmayacağını OHAL sonrası olağanüstü bir dönemin devam edeceğini gösteriyor. Beklediğimiz bu değildi. Her ne kadar iktidar sözcüleri OHAL’in ekonomi alanına fazla müdahil olunmadığını söyleseler de sonuçlar tam söylenenler gibi değil. Onun için bizim için olduğu kadar dış ilişkilerimiz ve AB ilişkilerimizi geliştirmek için de normalleşmenin bir an önce sağlanması gerekir” diyerek uyarı içeren görüşlerini dile getirdi.

Onun üzerine 21 Temmuz 2016'da başlayan OHAL döneminde ekonominin olumsuz etkilenip etkilenmediğine yayınlanan 32 KHK’nın sonuçlarına baktım. Gördüğüm manzara şu oldu.

- Ekonomik göstergelerden işsizlik oranı taşeronların kadroya alınmasıyla bir iyileşmeye yol açmış durumda. 2016’işsizlik yüzde 10.9 iken şimdi 10’un altına yüzde 9.6’ya gerilemiş. 2016 yılının 2.9 büyümesinin üstüne çıkılarak 2017’de 7.4 olarak gerçekleşmiş. Şimdi bu yıl da büyümenin yüzde 4’ler seviyesinde sonuç vermesi bekleniyor.

- OHAL’in ilan edildiği gün 2.99 olan dolar kuru geçen pazartesi günü itibarıyle 4.84 seviyesindeydi. 21 Temmuz 2016’da 3.29 olan euro ise 5.67’ye yükselmiş durumda. Enflasyon Haziran 2016’da 7.64 iken, 2018 Haziran'ında 15.39'a yükselmiş durumda.

- Dış borcumuz OHAL döneminde 423 milyar dolardan 453 milyar dolara yükselmiş. Özel sektör borcu 206 milyar dolar iken 242 milyar dolar olmuş. 2016 Temmuz'unda 21.9 milyar dolar olan dış açık 2018’de 40.7 milyar dolara yükselmiş. 2016’da 32.6 milyar dolar olan cari açık 2018 Mayıs ayında 51.6 milyar seviyesine ulaşmış. 2016’da 142 milyar dolar olan ihracat 2018’de 159 milyar dolara yükselirken, aynı dönemde ithalat 198 milyar dolardan 247 milyar dolara çıkmış durumda.

- OHAL döneminde yayınlanan 32 KHK ile 2614 kurum ve işletme kapatıldı kayyuma devredildi. 83 bin kişi kamudan ihraç edildi. Çok az sayıda kişi göreve geri dönebildi, 100 binin üzerinde kişi soruşturmaya tabi tutuldu, dava açıldı birçok mahkumiyet kararı verildi/verilmeye devam ediyor.

Doğaldır ki bu dönemi yaşamamıza 15 Temmuz hain darbe girişimi neden oldu. Toplum darbe nedeniyle çok şiddetli bir travma yaşadı.

24 Haziran seçimleri sonrası Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtik. Yeni devlet yapımızı kuruyoruz. Doğaldır ki, geçmiş döneme dönmemek için bazı yasal önlemler de alınacaktır. Ancak, yukardaki tabloda sonuçlarının bir kısmı yer alan OHAL dönemi sona ererken, toplumun genelinin de iş dünyasınında beklentisi bir an evvel normalleşme adımlarının atılması ve toplumsal ilişkilerin her alanında olağanüstü kararların yerini normalleşmenin almasıdır. Onun için iş insanı dostumun “OHAL sonrası olağanüstü hal değil normalleşme olmalı” değerlendirmesine katılıyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar