Örneklerle

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ oaatac@gmail.com

Geçen hafta İngilizce ‘jerk’ kelimesinin Türkçe karşılığı olarak önerdiğim ‘hıyarlar’ konusunu iş yerindeki hıyarlara odaklanarak sizlerin dikkatine getirmiştim. Takdir edersiniz ki Stanford Üniversitesi’nin ve çeşitli ciddi dergilerin tanımını verdikleri bu tiplere okulda, aile içinde, arkadaşlar arasında, özetle her yerde rastlanabilir. Uzun lafın kısası tanıma uyan birilerini mutlaka biliyorsunuzdur. Bu tip insanların yaygın olarak ortalarda dolaşması, bir çoğunun makam sahibi olması, önemli sayıda yazar, çizer ve siyasetçi olmaları konunun önemini gösteriyor. Her halde bu nedenle Robert Sutton’un kitabı bir milyona yakın satmış ve bir çok lisana çevrilmiş. Anlaşılan çok sayıda kişi hıyarlar ve hıyarlık konusuna ilgi duyuyor. Bu ilginin nedeni milletin salatalık merakından çok bir sürü insanın hıyarlarla uğraşmak zorunda kalmaları. Bu konuda da çok sayıda makale yazılmış. Sürü sepet araştırma yapılmış. Geçen hafta sizlerle ünlü ‘Psychology Today’ dergisinin sıraladığı hıyarların altı özelliğini paylaşmıştım. Bu hafta bir örnekle konuyu tekrar ziyaret etmek istiyorum.

Örnek şu: Hep elim haber alacak değiliz ya. Belki dikkatinizden kaçmıştır. Tebrike layık bir başarı hikayesi dolaşıyor ortada. Mardin’i bilirsiniz. Midyat’ı da bilirsiniz. Bir sürü yerli dizi bu ilginç il ve ilçemizde çekildiğinden neredeyse sokaklarını bile öğrendik. Üstelik 2015 Nobel ödülünü Mardin doğumlu Aziz Sancar aldığından dünyada da bir sürü adam Mardin’i duydu. Gelgelelim Midyat’ın Sivrice Köyü’nü herhalde bilmezsiniz. En azından ben bilmezdim. Neyse, Sivrice Köyündeki öğrenciler, robotik alanda yaptıkları çalışmayla İspanyada Birincilik Ödülü’nü kazanmayı başarmışlar. Tebrik eder Ülkemizin diğer okullarına ilham kaynağı olmalarını dilerim.

1. Ben zaten bir çok yazımda yaratıcılığın doğuştan gelen bir özellik olmadığını, gerekli şartlar ve biraz destekle her örgütte elde edilebileceğini yazmışımdır. Hatta yönettiğim örgütlerin hemen hepsinde proje ekiplerinin iyi tanımlanmış hedefler çerçevesinde çalışabilmeleri için gerekli alt yapıyı sağlamak için bilinçli uğraşlar vermişimdir. Bu örgütlerin sabit başarıları yaklaşımımın doğruluğunun bir kanıtıdır. Bu arada Sivrice’lileri de kutluyorum. (Geçen haftaki hıyarların özellikleri listesinden durmadan kendinden bahsetmek özelliği. Şimdi biri “Bre hıyar! Mardinli çocukların bu başarısının senin ne halt ettiğinle ne alakası var?” dese haksız mı? ).

2. Bu Mardin’in Sivrice Köyü’ndeki ilk öğretim öğrencilerinin İspanya’da ödül kazanması çok ilginç. Hani meşhur Mardin fıkrası vardır okula gelmeyen çocuğun mazeretini Mardinli “onun ossucan derdi var”olarak açıklar da kimse anlamaz. Meğer solucan demek istermiş. Ne kadar komik değil mi? Fotoğrafçı Ayşegül Dinçkök Endonezya'nın Sulawesi Adası'ndaki sualtı dünyasını yansıttığı fotoğraflarını 'Derin Tutku' adlı sergisiyle deniz görmemiş çocukları sualtı dünyasıyla tanıştırmak için Mardin'e taşımıştı. Sergi sırasında bir de resim yarışması düzenlenmiş, yarışmada dereceye giren Mardinli çocuklar İstanbul'a gelerek ilk defa deniz görmüşlerdi. Düşünün bu çocuklar uluslararası ödüller kazanabiliyorlar. Hem de robotik alanında. (Geçen haftaki hıyarların özellikleri listesinden rencide edici şakalar yapmak, dil kullanmak özelliği. Şimdi biri “Bre hıyar! Ossucanla çocukların ödül kazanmasının ne alakası var? Üstelik komik de değil. Çocuklar deniz görmedilerse bu onları aptal mı Yapıyor? “ dese haksız mı?)

3. Şimdi ortada bir başarı var. Bu başarıyı orada bırakırsak bir işe yaramaz. İyi analiz etmek gerekir. Başarıyı okulun öğrencilerinin üstün zekalarına bağlamak yanlış olur. Nitekim Turkcell desteği olmasa ortada bir başarı falan olmayacağı açıkça belli. Turkcell Sivrice’deki okulu üç boyutlu yazıcıdan dizüstü bilgisayarlara, elektronik devrelerden robotik malzemelerine dek donatmış. Turkcell’in uzmanları çocukları robotik, kodlama ve mobil uygulama geliştirme alanlarında eğitmiş. İspanya’daki yarışmada da resmi sponsorluk yapmış. Ben şimdi gidip araştırmak niyetindeyim bunca köy arasında Türkcell’in bu ilgisi neden oraya odaklanmış? (Geçen haftaki hıyarların özellikleri listesinden üzerinize vazife olmayan şeylere burnunuzu sokmak. Şimdi biri “Bre hıyar! Türkcell’in işine neden burnunu sokuyorsun. Tebrik edip başka yerlerde tekrarını arzulasan yetmiyor mu?” dese haksız mı?)

4. Son zamanlarda herhalde genelde olumsuz haberlerden bunaldık ki olur olmaz konuda biraz olumlu haberimtrak bir şey bulan üstüne atlıyor. Benim gençlik yıllarımın en güçlü milli futbol takımı Macaristan takımıydı. Biz hasbelkader Macarları 3-1 yenmiştik. Saçlarım ağarmıştı hala Macarları 3-1 nasıl yendik ama diye manşetler okurduk. Bir nesil Macar galibiyeti hikayesi ile yaşlanıp ahrete gitti. Şimdide liseler arası basket şampiyonasında alınan dereceler, yurt dışından getirilen sporcuların aldıkları madalyalar haberleri var. Midyat’ın bir köyünün öğrencileri Le-Go oyuncaklarının bir robotik yarışmasında derece almışlar. Aferin ama büyütmeyelim. Türkiye hala dünya inovasyon sıralamasında nal topluyor. (Geçen haftaki hıyarların özellikleri listesinden huysuz ve hain olmak. Şimdi biri “Bre hıyar! neden huysuzluk yapıyorsun. Çocuklar zorluklarla mücadele ederek bir iş başarmışlar. Tebrik edip geçsene” dese yeri değil mi?)

5. Efendim Mardin Midyat’ın Sivrice Köyü’ndeki ilköğretim öğrencileri, tüm zorluk ve imkansızlıkları aşarak bir başarı hikayesi yazmışlar. Çocuklar, robotik alanda kendi imkanlarıyla hazırladıkları çalışmayla İspanya’daki FLL (First Lego League) European Open Championship’te Yükselen Yıldız Birincilik Ödülü’nü kazanmışlar. Şimdi bu örneği millete işte her okul böyle yapsa falan diye neredeyse kalkınma modeli haline getirirler. Hatta biri “Şarkı söyleyen şımarık kız kadar ilgi görmeyecek ama..” falan diye bir şeyler gevelemiş. Ne alakası var yani. Şarkıcı kız şarkı söylüyor. Müşterisi daha çok. Çocuklar Le-Go oyuncak yapmışlar. Müşterisi az. (Geçen haftaki hıyarların özellikleri listesinden başkalarına ve onların fikirlerine saygısızlık göstermek. Şimdi biri “Bre hıyar terbiyesizliğin lüzumu yok. Doğru demişler bizde ilgi doğru yere nadiren gider. İyi bir şey söyleyemeyeceksen hiç bir şey söyleme” dese yanlış mı?).

6. Adımız çıkmış köşe yazarı-gazeteciye. Her yazımda şikayet ediyorum. Her Allah’ın günü düzinelerle e-posta geliyor. Bir kısmı okurlardan, bir kısmı reklamcılardan, bir kısmı basın temsilcilerinden, bir kısmı dostlardan. Liste uzun. Okumaya çalışıyorum ama inanın işi gücü bırakıp sabahtan akşama okusam yine yetemem. Söz gelimi Mardin Midyat’ın Sivrice Köyü’ndeki ilköğretim öğrencileri, robotik alanda kendi imkanlarıyla hazırladıkları çalışmayla İspanya’daki First Lego League European Open Championship’te Yükselen Yıldız Birincilik Ödülü’nü kazanmışlar. Ne okuyacak vakit var ne de üstüne yazı yazacak. Ne olmuş, nasıl olmuş araştıracak vakit yok. (Geçen haftaki hıyarların özellikleri listesinden devamlı mızmızlanmak ve şikayet etmek. Şimdi biri “Bre hıyar bir paragrafı yersizlik ve vakitsizlik diyerek ağlamaya harcayacağına çocukları kutlamaya ayırsan olmaz mı?” dese yeri değil mi?)
İşte böyle dostlar. Bazı görünüşte masum yazılar bile hıyarlık belirtisi olabilirler. İş yerinde rastlayabileceğiniz hıyarlarla uğraşmanın yolları konusunda da zengin bir literatür var. Eğer iş yerinizde ‘hıyarlara hayır’ politikaları yoksa veya var da uygulanmıyorsa bu tiplerle karşılaşma olasılığı yüksektir. Eğer bahis konusu kişi amiriniz ise literatürün ortak önerisi bir an evvel kapağı başka bir işe atmanız. Bir başka öneri iş yerinde koalisyonlar kurarak meseleyi bir gurup mücadelesi haline getirmek. Literatür hıyarlarla mücadelenizi yanınıza alacağınız iş arkadaşlarınızla beraber yaptığınız takdirde başarı şansınızın daha yüksek olduğunu ileri sürüyor. Bir diğer öneri hıyarların anladıkları tek dilin kendi dilleri olduğu gerekçesiyle hıyarlığa hıyarlıkla mukabele etmek. Buna Mukabele-i bil Misil denilir. Son olarak eğer başarabilirseniz bu tipleri göz ardı etmek öneriliyor. Bu zor bir şey. Bir sürü şeyi yutmak zorunda kalırsınız. Bunun püf noktası hıyarı sizi taciz etmiş olmanın zevkinden mahrum etmek. Hiç aldırmamış gibi davranacaksınız. Bu onların şevkini kıracaktır.

Son olarak ABD’de bu konuda yapılan bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. Araştırmanın sonuçlarına göre ABD’de çalışanların yarısından fazlasının iş yerlerindeki hıyarlardan şikayetçi olmalarına karşı yüzde birinden azı yukardaki tanıma göre kendisinin bir hıyar olabileceğini kabullenmiş. Bilmem anlatabildim mi?

Sağlıcakla kalın

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Teknokrat-Politikacı 30 Ekim 2019
Strateji mi? 23 Ekim 2019
Tenkisat 16 Ekim 2019
Kasvetli ilim 02 Ekim 2019
Zombiler 25 Eylül 2019
Yeni Bull 18 Eylül 2019
Bull 11 Eylül 2019
Neden olmuyor? 04 Eylül 2019
Olmayacak duaya... 28 Ağustos 2019