Oy hakkını yapay zekaya devretmek!

Ali Argun KARACABEY
Ali Argun KARACABEY VERİDEN BİLGİYE argunkaracabey@arel.edu.tr

Ben bu yazıyı referandum süreci devam ederken, yani sonuçlar belli olmadan önce yazdım. Yazı yayınlandığı anda ise muhtemelen, sonuç ne olursa olsun herkes bu sonuçları konuşuyor olacak. Bazılar neden böyle bir sonuç çıktı, bazıları ise şimdi ne olacak sorusu üzerinden gündemi takip edecek.

Sonucun ne olacağı, niye öyle olduğu gibi konuları bir kenara bırakarak, oy verme sürecine odaklanmak benim daha çok ilgimi çekiyor. Sayısız kez bu köşede karar verme ve süreçlerinden bahsettim. Oy verme klasik ve tipik bir karar sürecidir aslında. Süreç bir yana bir de sonucu var tabi. Bu noktada benim aklıma sporcular geliyor.

Bireysel yarışanlar ile takım olarak yarışanlar arasındaki farkı hiç düşündünüz mü? Örneğin benim kızım okuma yazma öğrenmeden kayak sporuna başlamıştı ve halen yarışmalara katılır.

Seyretmek ve destek olmak amacıyla gittiğim bazı yarışlarında, onu mutlu etmeyen sonuçlar aldığı ve onu teselli etmek zorunda hissettiğim zamanlar, çok istemişimdir bir takım sporuyla uğraşmış olmasını. Öyle olsaydı işim çok kolay olabilirdi. Sonucu ve hatta suçu bir takım arkadaşının üstüne atarak teselli edebilirdim onu. Dahası aynı sonucu bir grup arkadaşıyla birlikte sahipleneceği için katlanması da daha kolay olabilirdi. Halbuki, o piste çıktığı zaman tek başına kalıyor ve yaptığı derece sadece onun bireysel performansına ilişkin oluyor. İyi veya kötü elde ettiği sonuç onun başarısı veya suçu olacaktır.

Bu açıdan baktığımız zaman, seçimler ve referandum takım sporlarına benziyor. Beğenmediğimiz bir sonuç çıktığı zaman, suçlayacak birilerini bulmak çok kolay. Milyonlarca seçmen, siyasetçiler bizim suçlu bulma sıkıntımızı oldukça azaltıyor.

Çıkan sonuca göre, kendimizi rahatlatacak şekilde çok sayıda suçlu bulabiliriz.

Geçenlerde güzel bir sohbet esnasında duyduğum bir tanımlama çok hoşuma gitti. Eğer yaptığımız işi karşımızdakine aşama aşama rahatlıkla anlatabiliyorsak, o işi artık robotlara bırakabileceğimiz söylendi. Bu ifadeyi karar süreçlerine de uygulamak olanaklı. Amacı ve süreci iyi tanımlayabilirsek, kararları yapay zekaya bırakabiliriz demektir. Eminim, amacı ve süreci doğru tanımladığımız zaman yapay zeka bizden daha akılcı bir şekilde karar optimizasyonu yapabilir. Bu açıdan bakınca bizim adımıza oyumuzu yapay zekaya verdirebiliriz. Ama emin olun, çıkan sonuç yine bazılarımızı mutlu etmeyecektir. Çünkü her seçmenin oy verme kararını verirken gözettiği amaç birbirinden farklı olacaktır. Biz sonuca odaklanıp, birilerini suçlarken karar süreçlerinin en başına, yani onların gözettiği amaçlarına dikkat etmediğimiz zaman, haksızlık ettiğimizi söyleyebilirim.

Sadece bu da değil. Geçen yazımda kullandığım navigasyon örneği gibi, insan olmanın gereği bazen beklenmeyeni yapmak veya başkalarının akılcı bulmayacağı biçimde bazı beklentilerle diğerlerinin beğenmeyeceği veya tasvip etmeyeceği tercihler yapabilmektir. İşte bu nedenle oy verme görevini yapay zekaya bırakamayız ve bu nedenle birbirimizi değerlendirirken sonuçlara değil sürecin başına, amaca odaklanmalıyız. Karşımızdakinin amacını anlayabilirsek, seçimlerin, referandumların sonuçları ne çıkarsa çıksın, birlikte yaşayabilir ve başarılı olabiliriz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Abone 13 Mayıs 2019
Paylaşım ekonomisi 29 Nisan 2019
Eğitimde değişim 18 Mart 2019
Sistem bozucular 21 Ocak 2019
Dijitalleşme, ama nasıl? 31 Aralık 2018
Dalgalar ve Atatürk 21 Mayıs 2018