Oz Büyücüsü

Murat BERK
Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Bazı eserler sadece ait oldukları dönemin dinamiklerini anlatmakla kalmaz, geleceğe dair de önemli ipuçları taşır. Örneğin Alman sosyolog Ulrich Beck’in Risk Toplumu kuramını ilk kez 1986 yılında yazdığı “Risikogesellschaft? Auf dem Weg in eine andere Moderne” kitabı ile anlatmıştır. İçinde bulunduğu dönemden esinlenmiş olan bu kitap daha sonra yaşanacaklar için de birçok ipucu vermişti.

Yaklaşık bir asır geri gidersek ise çok daha popüler bir eser, “Oz Büyücüsü” ile karşılaşıyoruz. Nasıl “Alice Harikalar Diyarı’nda”, çocuk hikayesi görünümlü bir felsefe eseriyse, Oz Büyücüsü’nün de aslında siyasi ve ekonomik bir eser olma olasılığı yüksek. “The Wonderful Wizard of Oz” ismi ile ilk kez Chicago'da 1900'de yayınlanan eserin yazarı L. Frank Baum, William Jennings Bryan'ın destekçisiydi. Bryan, Demokratik Parti’nin üç kere ABD başkan adayı olup üçünde de başarısız olan, güçlü bir hitabete sahip popülist sayılabilecek bir siyasetçisiydi. Siyasi mücadelesinin ana temalarından biri ise gereksiz bir ekonomik sıkışıklığa sebep olduğunu düşündüğü altın standardına karşı tutumuydu. Bu arada Trump’un baş stratejisti Bannon’un, Trump için “William Jennings Bryan'dan beri en güçlü hatip” diye bahsettiğini ve hem kendisinin hem Trump’un ABD’nin yedinci başkanı ve populist Andrew Jackson hayranı olduğunu belirtelim.

Oz Büyücüsü’nün yazıldığı dönemin özelliği ise Amerika'da 1890'lı yıllarda İngiltere'de olduğu gibi şiddetli bir ekonomik depresyon görülmesiydi. Bryan ve Baum, bunun sebebi olarak altın standardını ve genel olarak katı ekonomik politikaları görüyorlardı. Ayrıca bu politikalardan çiftçilerin değil bankaların yararlandığını idda ediyorlardı. Yani bugünün terminolojisi ile ifade etmeye çalışırsak tıpkı günümüzde Yunanistan’ın yaptığı gibi aşırı sıkı olduğunu düşündükleri para ve maliye politikalarını suçluyorlardı O dönem, fikirleri alışılmış normların dışında olduğu için fazla radikal bulunmuşlardı ve bu anlamda “başarısız” oldular. Fakat bazı açılardan zaman onları haklı çıkardı diyebiliriz.

Günümüze gelecek olursak, Macron’un ilk turdaki galibiyeti sonrasında piyasaların bundan olumlu etkilenebileceğini yazmıştık. Gerçekten de piyasalarda o tarihten beri risk iştahının arttığına tanık olduk. Bu piyasa reaksiyonu kısmı. Bir de reel siyaset ve ileride yaşanabilecekler anlamında konuya bakmakta fayda var. Öyle yaptığımızda ise durumun o kadar parlak olmadığını düşünüyoruz.

Yakın tarihin tekerrür etmesi durumunda Davos gibi yerlerde toplanan fikir liderleri ve “seçkinler” kitlelerin hoşnutsuzluğuna yol açan sebepleri irdeleyecek ama bir eylem planı oluşturamayacak. Yani bir süre sonra eski tas eski hamam denecek ve 2008 krizini oluşturan, ardından gelen populist dalganın asıl sebeplerine bakılmayacak. Sebeplerin düzeltilmemesi durumunda benzer sonuçlar ortaya çıkabilir ve bir sonraki dalganın boyu da öncekini aşabilir. Bu bağlamda Merkel’in partisi CDU’nun Almanya’nın en büyük eyaleti Kuzey Ren Vestfalya'da seçimi kazandığını ve 24 Eylül genel seçimleri öncesi favori olduğunu belirtelim. CDU’nun sosyal demokratlara nazaran bahsi geçen sorunlara karşı daha katı bir tutum takınması yüksek olasılık. Tabii bu riskler ile başa çıkılmaması durumunda, yine Beck’in iddaa ettiği gibi bir bumerang misali geri dönmesi olası.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Gelecek zaten burada 02 Eylül 2019
Sıcaklık artıyor 05 Ağustos 2019
Büyük umutlar 29 Temmuz 2019
Faiz Açmazı 11 Haziran 2019
Yuan’a dikkat 20 Mayıs 2019
Devam eder mi? 14 Mayıs 2019
Laplace’ın Şeytanı 07 Mayıs 2019
Reflasyon esintisi 05 Mart 2019
Mindball ve Wu Wei 11 Şubat 2019