Peynir katma değeri yüksek süt ürünü

Yılda 9.5 milyon ton inek sütü elde ediliyor. Sütün 1.5 milyon tonu içme süt olarak, bir o kadarı yoğurt olarak,700 bin tonu ayran olarak değerlendiriliyor.

İnek sütü ile yılda 60 ton tereyağı, 650 bin ton inek peyniri üretiliyor. Koyun peyniri üretimi az. Sadece 22 bin ton. Kayıt dışı, mandıra üretimi de dikkate alındığında yıllık peynir üretiminin 1.5 milyon tona yaklaştığı tahmin ediliyor. Biz peynirimizi beğeniyoruz. Özellikle beyaz peynirimizle övünüyoruz. Dünya pazarlarında Yunan beyaz peynirinin pazarı giderek artarken biz beyaz peynirimizi satamıyoruz.

Son yıllarda Türkiye’de peynircilik mandıra işi olmaktan çıktı, sanayi işi oldu. Özellikle manda ve keçi sütü ile özel peynirler üretilmeye başlandı.

Ziraat Odaları Birliği’nin açıklamasına göre, Türkiye’de 193 çeşit peynir var.

Dünya’da peynir dış ticaretinin büyüklüğü 26 milyar dolar. Biz bu pazarda sadece 150 milyon dolarlık pazara sahibiz.

Peynir ihracatının üçte birini Irak’a, dörtte birini Suudi Arabistan’a yapıyoruz. Körfez ülkeleri dışında peynir ihracatında başarılı olamadık. Yurt dışında Türklerin yaşadığı ülkelere bile ihracatımız yetersiz.

Peynir katma değeri çok yüksek bir süt ürünü. İhracatta önemli olan tüketicinin damak tadına hitap edecek, peyniri, kaliteli ve standart olarak üretebilmek. Daha sonra ürün türü ve marka pazarlaması önem taşıyor.

Öncelikle hangi tür peynirlerimizin pazarı olabileceğini araştırmak, sonra da o tür peynirleri en iyi şekilde, kalite ve tadında değişiklik yapmadan üretmek zorundayız. Bireysel olarak üreticilerin çabaları önemli ama, Türk peynirini dünya pazarına çıkarmada güçlü bir örgütlenmeye ihtiyaç var. Peynirciler, kooperatif veya birlik şemsiyesi altında örgütlenecek ki kalite kontrolü, standardizasyon, pazarlama güçlü olarak yapılabilsin.

Önemli olan ürünü en yüksek katma değer ile satabilmek. Peynir üretimi yüksek katma değerle hem süt üreticisinin hem peynircinin para kazanmasına imkan veriyor.